Yeni bir casuslar toplumu ve uluslararası ilişkiler rejimi(1)
Yeni bir casuslar toplumu ve uluslararası ilişkiler rejimi(1)
İngiltere`de öldürülen casuslar, yeni uluslararası ilişkiler rejiminin son kilometre taşları idi. Sovyetler`in dağılışı ile uluslararası ilişkiler sistemi; eksenini, rakiplerini, ideolojilerini, hedeflerini ve konseptlerini yitirmiştir. Sovyetler`in dağılışı ile biten dönem, Rusların toparlanışı ile bugün yeniden tesis ediliyor, yani yeni uluslararası ilişkiler rejimi kuruluyor. Bunun için iki acil ihtiyaç vardı: Öncelikle yeni uluslararası ilişkiler rejiminin ideologları ve ideolojisi oluşturulmalı idi. İkinci olarak, yeni dönemin casusları göreve başlatılmalı idi. Bu ihtiyaçlar, Rusya`dan İngiltere`ye sığınan casusların öldürülmeleri ile giderilmiş oldu.
Yeni dönemin ideolojisi, yine ekonomik tabanlı, demokrasi ve insan hakları dalları budanmış ve revize edilmiş merkantilizmdir. Bu ideoloji, uzun süre üzerinde çalışılarak yeni boyutlarla zenginleştirilmiş ve ironik olarak da katılaştırılmış ve ilkelleştirilmiştir.
Yeni bir ekonomik paradoks ile karşı karşıyayız. Merkantilist ve neo-liberal politikaların iç içe geçirildiği ve önemli ölçüde Batı`nın ekonomik ve üretim altyapısını koruma ve geliştirme amaçlı yeni ve tanımlanamaz bir ideolojik örgüye sahip konsept, şu anda uygulamaya konulmuştur. İngiltere`de öldürülen casuslarla, bu konsepte uygun istihbarat toplumunun yukarıdaki ideolojik değişimle birlikte ülkelere dağılımı gerçekleştirilecektir.
Yapılan işlem akılcı ve iyi senarize edilmiştir. Artık Rusya; yeni sürecin askeri, istihbari ve diplomatik açıdan tarihteki misyonu ile yeniden uluslararası ilişkiler rejiminde baskın karakterlerden biri olacaktır. ABD de yine Soğuk Savaş sürecindeki gibi Batı`nın lideri rolünü oynayacaktır.
Burada ilginç olan, Rusya`nın ve ABD`nin temsil ettiği Batı Bloku`nun aynı ideolojik motivasyona sahip olmasıdır. Yani neo-merkantilist ve neo-liberal ekonomik, siyasal konseptin iki tarafca da benimsenmiş olmasıdır. Bunun adı da ``ekonomik, ticari ve finansal savaşlar dönemi´´ olacaktır.
İşin daha da ilginç olan kısmı ise, Batı`nın ekonomik, ticari ve finansal rakiplerinin önemli bölümünü, yine Batılı sanayicilerin, işadamlarının ve ticari aktörlerin oluşturmasıdır. Yani Batı bu defa kendi toprakları dışında inanılmaz derecede serpilip dünyaya egemen olan Batılı ekonomik, finansal ve ticari aktörlerle müthiş bir mücadeleye başlamaktadır.
İşte burada Çin Komünist Partisi`nin son küresel platformunda gündeme getirdiği, dünyanın, ``insanlığı yeniden inşa edecek küresel bir merhamet dalgası oluşturma girişimi´´ olağanüstü stratejik hale gelmektedir. Çin, küresel bir ekonomik savaştan en büyük hasarı alacak ülkelerin başında gelmektedir ve bu sebeple Çin Komünist Partisi, ``küresel bir merhamet, insanlık ve daha adil bir bölüşüm´´ için harekete geçmektedir. Komünist, Sosyalist ve Maoist bir içerikle değil de reel politik bir kapsamla&8230;
Dolayısıyla bu yeni dönemin istihbarat toplumunun daha farklı nitelikleri olacaktır ve bu yeni nesil ekonomik, finansal ve ticari sensör ve reseptörleri boyutlandırılmış ve geliştirilmiş casuslar, göreve hazırdır. Zaten 20 yıldır bu savaş için teçhiz edilmiş ve yetiştirilmişlerdi.
Şimdi ideolojik değil, ekonomik casuslar dönemine girmiş bulunuyoruz. ABD`li askeri teorisyenlerin de ifade ettiği gibi bu casusların en az 22 uzmanlık alanında eğitim görmüş olmaları ve 22 farklı kıyafete sahip olmaları, gelişmelerin ciddiyetini öngörme konusunda epey faydalı olacaktır. Çin`in bu yeni uluslararası ilişkiler rejiminde, Soğuk Savaş dönemi Hindistan`ın misyonunu yüklendiği görülmektedir.
Neo-merkantilist ve neo-liberal Batılı ülkelere karşı neo-liberal bir politika taraftarı Çin, Japonya, Hindistan, Endonezya, Malezya, Singapur ve bazı petrol zengini ülkeler arasındaki bir ticari, ekonomik ve finansal savaşta, yeni dönemin casuslarının motivasyonunun milliyetçilik olacak olması da bir başka ilginç durumdur. Çünkü tüm devletler kendi ekonomik, ticari ve finansal çıkarlarını optimize etmeye yoğunlaşacaktır.
Pazar günü devam edelim.
|
