Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10791
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2278) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (522) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (844) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Milli Kültür konuları
Milli kültürümüzü nasıl geliştirebiliriz? (14)
Toplum giderek dejenere mi oluyor? (9)
Milli Kültür ile ilgili diğer konular (499)


Milli Kültür - Milli Kültür ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Bedrettin KELEŞTİMUR - (Ziyaretci) 26.12.2022 09:40:26

AKİF’İ ANMAK


AKİF’İ ANMAK
Bedrettin KELEŞTİMUR
27 Aralık tarihi… Bu tarih, hafızalarımıza neleri getirecektir…
İstiklal Marşı Şairimiz Akif’in Hakk’a yürüyüşü (27 Aralık 1936)
Ömer Hayyam, “Tarih, kâinatın vicdanıdır!” der.
O vicdanın, 21 asırdaki en yürekli sesi; “Akif’tir…”
İmam-ı Şafii, “Kendini hak ile meşgul etmezsen, batıl seni işgal eder!”
Her nefesimizde, her adımımızda, “Hak ile birlikte olmak!”
Akif, zihnen, aklen, fikren böyle bir ruha sahiptir…
“Yârabbi, sen bizleri yer ehline, gök ehline sevdir!” diyerek yakarırız.
Akif, milletin vicdanında; ‘hak ehli, iman ehli, hal ehli…’ bilumum
değerleriyle yer aldığına inanıyorum.
27 Aralık tarihi, Mustafa Kemal Paşa’nın, “Heyeti Temsiliye Üyeleriyle
birlikte Sivas’tan Ankara’ya gelişi…” Bizim tarihimizde yeni bir
dönemin de başlangıcıdır. En sevdiğim kavramlar arasında, ‘İrade-i
Milliye’ ve ‘Hâkimiyet-i Milliye’ kavramları yer alır. Bu kavramlarda,
bu milletin ‘hamiyetli duruşunu…’ okursunuz!
2021 Yılı, TBMM’de, “İstiklal Marşı Yılı…” olarak kabul edildi!
İstiklal Marşı’nın kabulünün, “101. Yılındayız!” Birinci Meclis’te,
“12 Mart 1921 Tarihinde İstiklal Marşının Kabul Tarihi…”

Güzel Şehrimiz Elazığ`da, “19. Uluslararası Hazar Şiir Akşamları
(22-25 Eylül 2011) Mehmet Akif Ersoy’un anısına “Şehadet” Temasıyla
düzenlenecekti!” Akif’i anlatmak, ‘bir dönemi…’ ruhaniyetiyle
yaşamaktır. Akif, bu milletin, ‘Rol Model İnsanıdır’ Doğruluk adına,
bir abide dik deseler, Akif’i gösteririm…
Kalemi ile kelamı birdir O’nun! “Dilinin söylediğini, kalbinin tasdik
ettiği bir şahsiyet”
Tıpkı Yunus gibi, “Onda bütün eğrilikler yasak”

Ve Akif… O yürekli bahadır… Kahraman insan, Aralık ayına vurgundur sanki!
Doğduğu tarih, 20 Aralık 1873…
Ölüm tarihi, 27 Aralık 1936…
63 yaşında vefat etmişlerdir! Hatırlarsınız, 2011 yılını Akif yılı yapmıştık…
O yıl içerisinde, milletçe hatıralarını paylaştık…
O güzel insanı kendimize, ‘model almanın’ andını içtik!
Akif, haysiyetli duruşun örnek alınacak şahsiyet kumaşıdır.
O iliklerine kadar bu milletin iman ve İslam atlası üzerinde, tek söz
sahibi olmasının arzusu ile yanmıştır.
İslam’a ve onun aziz bildiği değerlere dil uzatılmasına asla müsaade
etmezdi. Bu gibi tavırlara, hiç mi hiç müsamahası yoktu. Akif’i,
usta kalemlerin tefekkür dünyasında dinlemeliyiz.
Cemil Meriç! Usta bir kalemdir.
Bu usta kalem Akif’i anlatırken, Çanakkale tabyaları gözümün önüne geldi.
Bir milletin akla ve mantığa hapsedemeyeceğiniz direnişi!
“Emperyalizm hiçbir zaman Akif kadar müthiş bir düşman tanımamıştır.
Akif hem bir ülkenin sesidir, hem de bütün bir kıtanın...
Bu çığlığa kulaklarımızı ve gönlümüzü açık bulundurmazsak
hatalarımızın sonu gelmez.”
Akif’in şahsiyetindeki çizgileri lütfen aklımız alabilirse, sadece
okumayalım, onu hayatımızın parçası olarak benimseyelim. Akif’te, söz
namustur. Bir defa söz verdimi; kar, tipi, fırtına dinlemez!
Çanakkale, bir milletin tarihe verdiği söz değil miydi? Tarih, hata
kabul etmezdi...
İnsaf dinlemeyene, merhamet etmeyene; dilenmek haramdır! Boyun eğmek yakışmaz!
Akif, tam ve olgun bir mümin gözü ile hadiselere çıplak ve net
görüntü getirebilmiştir.
Çanakkale, asırlara ders olacak idrakleri uyanık tutan bir vesikadır.
Akif, o vesikayı asrımızın lisanı ile soluklayan mümtaz şahsiyettir.
O sebepledir ki, batının dilini Akif’in nazarı ile daha iyi anlıyoruz!
Batı, Türk ve İslam Âlemini değişik senaryolarla ürettiği virüslerle
sürekli, infial halinde tutmanın yanında psikolojik abluka altına
alarak; milli ve manevi değerlerini alay konusu yapıyordu.
Akif, batı dünyasının haçlı yüzüne gerekli şamarı, yeri ve zamanında
milletçe ortak dilin kullanılarak vurulmasını bir iman gereği olarak
görmüştür.
Necmettin Hacıeminoğlu, gönüllerde yaşayan Akif’ için şunları söyler;
“Okunmak için değil, anlaşılmak için yazıyordu. Aslında şiir
yazmıyordu. Türk aydınına tokat atıyor, sille vuruyordu. Fakat ne
kadar acıdır ki, kendisi de gayretlerinin boşuna olduğunun
farkındaydı.
Bu hicran içinde;
“Haykır, kime lakin hani sahipleri yurdun?
Ellerdi yatanlar sağa baktım, sola baktım!

Ey koca şark, ey ezeli meskenet
Sen de kalkınmaya bir yol niyet et!
Korkuyorum Garb’ın elinden yarın,
Kalmayacak çekmediğin mel’anet!”
Akif, Çanakkale’deki tuzağa sivil hayatta yarın düşmemenin yolunu,
yordamını söylüyor;
“Sen de, kalkınmaya bir yol niyet et!”
Üstat N.F. Kısakürek, “Akif’in harp arabasını iki at çeker; Biri iman
ve İslam savaşçısı, öbürü şair... Esas olan birincisi…”
Türk’ü Çanakkale’de mücehhez kılan sebep… “Anadolu, köylüsü ile
kentlisi ile Çanakkale’dir.
Aydını ile Avamı ile öz yurdunu savunmadadır.
Bir nesil, kendisini hürriyet için feda etmektedir.
Dualar, âminler, yakarışlar ve haykırışlar aynı nağmededir.”
Süleyman Nazif, Akif’in iç dünyasından fışkıran asil düşüncenin
mahsulü Asımdan bahseder;
“Asım, bir ızdırap içinde kıvrana kıvrana can veren altı yüz senelik
bir devrin, Akif’in dehasının yarattığı bir kuğu şarkısıdır…”
Akif için dört şey çamur kadar pisti; “Cimrilik; ikbal şımarıklığı;
kibir; birde maddi pislik”
Dikkat ediniz, her birinde asrın rahatsızlığı vardır.
Mesele, sızlanma veya yakınma değil; hayatı güzelleştirmek!
Erol Güngör; “Türk milliyetçileri bir yandan kendi kültür ve
medeniyetlerinin şuuruna daha çok vardıkça, bir yandan İslam
dünyasının meselelerini geniş çapta kavradıkça, Akif’e kendi
aralarında daha büyük bir yer vereceklerdir. “
Akif, bir görev adamıdır. Onun iltifat ettiği ilkeler vardır.
Hayatının hiçbir noktasında sunilik yoktur.
Onun özlemi vardır. Mehmet Kaplan Hoca; “Asım, Akif’in özlediği insan
tipidir. Fikret’in Haluk’u, Fikret’in ideal insan tipi;
Kızılelma’daki Ay Hanım Ziya Gökalp’ın özlediği Hanım Tipi.
Akif, geleceği düşünür. Yeni bir nesil yetiştirmek lazımdır.
Asım’ a bu kurtuluşu temin edecek neslin sembolü olarak bakar.
Fiziki ve fikri yapısıyla Asım, ‘marifet ve fazilet’ le donatılmış
olarak, Türkiye’nin geleceğini kurtaracaktır.”
Akif’te, bir milletin var olma kavgası vardır... Çanakkale, o
kavganın mahşer yeridir!
Bütün ‘şer ittifakların sökülüp atıldığı’ manevi tahkimat alanıdır.
Akif, bütün ruhuyla sadece o güne değil; geleceğe yönelik sözleri
kristal haline getirebilmiştir.
Velhasıl Akif’in şahsında, bu milletin hafızasını daha rahat okumaya başladım.
Hele Çanakkale destanı. Ve ebediyete kadar yaşayacak olan İstiklal Marşımız!
Akif’te, bu millet kıyama kalkmıştır!
Kıyamete kadar, bedbahtlığı kendi nefsinden söküp atmıştır.
Bir dörtlüğümüzde şöyle diyoruz;
“Tarih okudum, maziyi öğrendim
Ecdadın bilge sözlerini gördüm
Dersler çıkardım, dünden bugünlere;
İdeali, geleceği gördüm…”


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.