Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10787
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2274) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (522) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (844) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Milli Kültür konuları
Milli kültürümüzü nasıl geliştirebiliriz? (14)
Toplum giderek dejenere mi oluyor? (9)
Milli Kültür ile ilgili diğer konular (499)


Milli Kültür - Milli Kültür ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Ömer ÖZKAYA - (Ziyaretci) 5.11.2017 16:38:52

At, Avrat, Silah (2-3) 


At, Avrat, Silah (2) 
Kutsallarımız üzerinden ülkemize ve milletimize yöneltilen ve milletimizin bizzat kendi kendisine karşı kullanıldığı bir savaşın içindeyiz şuan. 
At-Avrat-Silah üçlemesi, Vatan-Din-Devlet üçlemesi ile iç içe olduğu ve Türk milletinin ana omurgasını ve ana arterlerini oluşturduğu tespit edildiğinden içeriden ve dışarıdan bu temellere durmadan saldırıyorlar.  
Türk milleti ve İslam Dünyası, ilim ve irfanla, matematik ve fen ile ilişkisini en alt düzeye indirdiği son birkaç yüz yıllık tarihinde siyasal estetik ve ideolojik nitelik açısından da çok zayıfladı. ``İlm-i Siyaset´´ kavramını icat eden, âkil fikir ve entellektüel birikimi siyasi bir incelikle uygulayan medeniyetimizden kopalı yüzyıllar oluyor. ``İlm-i Siyaset´´ kavramı da yozlaştırılarak üç kağıtçılıkla eş anlamlı hale getirilince siyasetin temel dinamiklerinden olan tarihi birikimin en rafine stratejileri de unutuldu. 
At-Avrat-Silah üçlemesi, Vatan-Din-Devlet üçlemesi iç içeliği Türk siyasetinde irdelenmeyen, araştırılmayan konulardandır. Ak Parti hükümetlerinin yaptığı en önemli icraatlardan biri, kadını bir siyaset malzemesi olmaktan çıkarması olmuştur. Fakat bu sefer de daha çok yabancıların direkt veya dolaylı etkileri ile bazı tarikatların, cemaatlerin ve sözde fetva ehlinin kadına yönelik tahrip edici söylemleri, kadın, din ve kültürel genetiğimizi darbelemiştir, darbelemektedir. 
Türkiye Cumhuriyeti`nin savunması ve savaş stratejileri İslam temellidir. İslam`a vurduğunuz anda tahribat inanılmaz yüksek olur. Ak Parti`ye saldıranların din bazlı muhalefeti ve Ak Parti`yi savunanların din bazlı destekleri; yabancıların ve işbirlikçilerinin yönlendirmeleriyle Ak Parti`den ziyade milletimizin, devletimizin temelini sarsmaktadır. Burada hataları yarıştırmadan değerlerimizi koruyucu ve geliştirici bir siyasal metodu bulmak, siyaset yapıcıların ana misyonu olmalıdır. 
``Avrat´´ kavramı geniş anlamda kadınlarımız ve buluğa ermemiş kızlarımızı da kapsar. Bu bağlamda eğitim konusu en stratejik olgudur. Bu kapsamda alınan darbeler onarılamaz seviyeye gelmeden eğitimin tüm sorunlarını rutin eğitim şuralarının ötesinde en stratejik sorunumuz olarak ele alabilirsek tüm İslam âlemine ve hatta tüm dünyaya örnek olabiliriz. Türkiye`nin bu alanda yaşadığı sorunlar aslında tüm dünyada yaşanmaktadır. Bunun bilinciyle yapılacak siyaset, ülkemize ve dünyaya katkı sağlar. 
Ak Parti`nin ve lideri Sayın Erdoğan`ın İslam dünyasındaki ağırlığı Türkiye`nin  ``Model ülke´´ olma vasfını artırmaktadır. Bu bakımdan ``Asrın idrakine söyletmeliyiz İslam`ı´´ düsturunca bilimin tüm verilerinden istifade ederek eğitim sorununu çözmeliyiz. Bu sorun çözülünce siyasetin de kalitesi artacaktır, bu da devlet ve milletin potansiyelini tam olarak kullanabilmesini sağlar. 
Siyasette ve medyada kullanılan her kavram, milletin algısını, aklını ve mantığını hedef alır. Türkiye`nin savunmasının en stratejik temeli, Türk Milleti`nin aklını ve algısını kirleten ve körelten kavramlara dikkat çekmek,  barış zamanı savaşlarda dost ateşi ile imha olmamaktır. Tarihteki tüm savaşlar genelde milletin en güçlü olduğu zamanlarda yapılmıştır, güçsüz anlarda savunmadasınızdır. Dolayısı ile bugün At-Avrat-Silah üçlemesi ile Vatan-Din-Devlet üçlemesine yönelik psikolojik savaş saldırılarına karşı bir şifre kırıcı stratejik akla ihtiyacımız vardır. 
Pazar günü devam edelim. 



At, Avrat, Silah (3)
Bugün başarıyla uygulanan stratejilerden birinin de çeşitli provakasyonlarla Türk milleti ve diğer İslam ülkelerinin kendi kendisini hırpalayarak kan kaybettirilmesi olduğunu ifade etmiştik. 
Kutsallarımız üzerinden yediğimiz darbelerle kendi kendimizin kanını akıtarak kolay av haline getirilme süreçlerini İslam ülkeleri ve hatta dünyanın diğer ülkeleri içinde Türkiye`nin atlatma şansı daha yüksektir. Çünkü Türkiye, kesintisiz şekilde operasyonlara, provokasyonlara tabi ülkelerin başında geliyor. 
Bu bağlamda Türkiye`nin milli teknolojiyle üreteceği yerli otomobil, at-avrat-silah, vatan-din-devlet kapsamında yediğimiz darbeleri, aldığımız hasarları onarıcı bir temel işlev görebilir. Milli bir otomobil üreterek otomobil bağlamında ithal ettiğimiz değerlerin yerine kendi değerlerimizi oluşturarak kültürel ve antropolojik DNA`mızı da yeniden özgün haline getirmek mümkün olacaktır. 
Milli savunma sanayii de silah ithalatı ile birlikte dışarıdan gelen, zaman zaman da bize dayatılan, kültürümüze aykırı düşünceleri ve davranışları da ayıklama imkânı bahşetmektedir.  
``Türk milleti silahını hiçbir zaman masumlara, zayıflara ve acizlere karşı kullanmayarak güce asalet ve erdem kazandıran yegâne milletir´´ denilebilir. Gücün nasıl kullanılacağının kanunu ve tarihini yazan bir milletin ve devletin bugün de bunu tekrar bütün dünyaya göstermesi zamanı gelmiştir. 
Çok yakın geçmişimizde İstiklal Savaşı`nda işgalcilerin yüksek teknolojilerini ölüme yüksek derecede meydan okuyarak yenmiş bir milletiz. Vatanı, milleti ve devleti, ailesi ve hayatını dizayn eden Allah ile bağını canlı tutan, dinini korumak için şehit olmayı fazilet sayan ve bu yolda Allah`a kuşlar gibi uçan bir millet yenilemez ve Zümrüd-ü Anka kuşu gibi küllerinden her zaman yeniden doğar. 
At-avrat-silah üçlemesiyle iç içe geçen vatan-din-devlet üçlemesini yeniden güncelleyerek tanımlaması, Türk milletini tekrar bilimin, teknolojinin, askerliğin, finansın, hukukun, bilişimin, astronominin, diplomasinin, yönetim bilimlerinin, estetik ve insani cesaretin zirvelerine taşıyacaktır. 
``At´´ bağlamında dünya gerçeklerini kavrama ve anlama, ``Avrat´´ bağlamında ailenin yeniden en sağlam dayanak noktamız olarak inşa edilmesi ve ``Silah´´ kapsamında çağdaş milletleri geride bırakacak bilimlerle donanmış olmak için tüm hazırlıklarımızı yapma zamanıdır. AK Parti Hükümeti ve Sayın Erdoğan bunun için muazzam bir önderliği ifa edecek tüm şartlara sahiptir. 
Dünyanın yeni bir evreye girdiği şu zaman diliminde yapılabilecek en önemli iş, moral değerlerimizi yeniden elden geçirerek güncellemek ve zamanın gerektirdiği kavramlarla yeni bir ruh vermektir. 
Bugün İslam olsun olmasın tüm mağdurların yardımına koşan Türk devleti ve milleti, 1923`te tüm dünyaya nasıl örnek olduysa bugün de insanlığın haysiyetini kurtaracak ve insana ``insan´´ olma vasfını tekrar iade edecek konumdadır ve bu konuda çok önemli aşamalar kat etmiştir. Bu bağlamda hepimize ilk düşen görev, iç ve dış politika yaparken partisel mülahazalardan mümkün olduğu kadar sıyrılarak milli ve evrensel bir siyaseti, diplomasiyi, etiği ve insani değerleri ortaya koymak, dünyanın gıpta edeceği seviyeyi inşa etmektir. 
Bunun yolu da ortaya ciddi projeler, yeni fikirler, stratejiler, ekonomik ve finansal yaklaşımlar ve ürünler, bilimsel araştırma ve keşifler, icatlar ve gerçekten rafine akıl ürünü siyasi yöntemler bulabilmekten geçmektedir. Bunun için zemin de ailemizin, milletimizin, devletimizin, Allah`tan başkasından yardım istemeyecek ilahi bir asaletle teçhiz edilmesidir. Unutulmamalıdır ki ilahi asalete sahip değilseniz bireysel asalet ve değeriniz de yoktur. 
Günümüzde hemen hemen her gün bir Japon`un aşırı çalışmaktan öldüğüne ilişkin haberler okuyoruz. Doğu`nun, Asya`nın dünyaya hediye ettiği üstün değerleri tekrar bütün insanlığa biz Türkler neden vazetmesin? 
  At-avrat-silah üçlemesi çok asil bir kültür, tarih, etik, hak, adalet, temizlik ve Allah bilincinin çarpıcı bir formülüdür. Vatan-din-devlet yani millet formülü de ailemize, milletimize, coğrafyamıza, tarihe ve insanlığa ve tabii ki Allah`a karşı sorumluluğumuzu hatırlatan en önemli değerler manzumesidir. Türk milletini tarihin yıldızı yapan bu değerlerimizin yeniden ihyası ile yeni bir medeniyeti inşa edebiliriz. 
Yarın bu seriyi bitirelim. 


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.