Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10787
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2274) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (522) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (844) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Milli Kültür konuları
Milli kültürümüzü nasıl geliştirebiliriz? (14)
Toplum giderek dejenere mi oluyor? (9)
Milli Kültür ile ilgili diğer konular (499)


Milli Kültür - Milli Kültür ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Security.İŞNET - (Ziyaretci) 20.09.2016 23:15:35

BİR ÜLKÜCÜNÜN GÖZÜNDEN TARIK AKAN

BİR ÜLKÜCÜNÜN GÖZÜNDEN TARIK AKAN

"Özel Büro (Dig.Security.İŞNET)" digi.security@isnet.net.tr: Sep 20 12:28AM +0300

http://www.turkishnews.com/content/2016/09/17/bir-ulkucunun-gozunden-tarik-
akan/b/

Tarık Akan vefat etti onu çok sevdik ama artık yol buraya kadardı. Ben bir
ülkücüyüm, o ise bir devrimciydi. Ortak özelliğimiz bu toplum için insanlık
için ideal olanı hayal etmekti. Yani idealizm ve bedel ödemeye hazır bir
yürektik.

Onda kendi mücadelemi buluyordum. Onu bu yüzden seviyordum. İkimizin de
itirazı vardı düzene. Zaten düzendeki adaletsizlik akılsızlık ve
ahlaksızlığa ya bir devrimci ya da bir ülkücü itiraz edebilirdi bu ülkede.
Bu itirazı göze alabilecek yüreği bedeni kadar güzeldi. Beni ona bağlayan
buydu.

Makina mühendisiydi fakat hiç mesleğini yapmadı, onun ruhu sanata yatkındı,
o eser sunmayı ve medyayı kullanmayı daha kutsal buluyordu evine ekmek
götürmekten, işte bu beni ona bağlamıştı. Çünkü sıradanlığı kabul etmeyecek
kadar yürekliydi , bir arayışı vardı.

Önce aşk filmlerinde oynadı, Gülşen Bubikoğlu ile bize aşkın samimiyetini ve
burjuva olan bir gencin aşık oldukça nasıl burjuva hayatından
vazgeçebildiğini anlattı.

Aşk, insanı nasıl sosyal adalete sevkeder, nasıl baba parasını terkeder,
nasıl fabrikatörlükten vazgeçer, nasıl sevdiği için çatıdan atlar , intiharı
göze alır, bu duyguların hepsini bize yetmişli yıllarda anlattı. Sanırım aşk
filmlerinin de en yakışıklı jönüydü.

Yetmişlerin sonuna doğru toplumsal içerikli filmlerde oynadı. O artık
itirazını toplumculuk üzerinden anlatacaktı; fakirlik, yoksulluk,
adaletsizlik, ezilmişlik ve sosyal adalet içerikli bu filmlerle itirazını
ortaya koyacaktı. Üstelik ülkede ihtilal havası ve baskısı vardı. Bu
filmlerde oynamak askeri, düzeni ve burjuvayı karşısına almak demekti.
Yürekliydi oynadı, bedelini de ödedi ihtilalden sonra hapis yattı.

Canım kardeşim, Sürü ve Yol gibi toplumsal içerikli sosyal mesaj veren
filmlere omuz verdi. Dedim ya itirazı vardı ve bir şeyleri değiştireceğine
inanmış ütopist, romantik,idealist ve bıyıklı bir işçiydi o artık. Yine o
kocaman yüreğine hayran etti bizi bıyıklı sosyal adalet temalı filmleriyle.
Cannes film festivalinde, Yol filmiyle ödül aldı. Artık uzamış bıyıkları ve
kirli sakalıyla özdeşleşmişti onun itirazı.

Onda beni çeken bir ruh vardı. Gençliğinde aşkı samimi oynayışıyla, orta yaş
da bıyıkları ve kirli sakalıyla yaptığı itirazlarıyla,yaşlılığında
yaptırdığı okulla, sosyal adalete olan özlemiyle, ideal insanlık hayaliyle,
bedel ödemeye hazır yüreğiyle onda beni kendine bağlayan bir şeyler vardı,
dedim ya aynı tuzağın kurbanı yolları farklı iki deli yürek.

Romantik idealizmin tuzağına düşmüş iki ruh iki beden iki ayrı itirazdık.
İdealizm zehri insana bir defa bulaşmaya görsün kemirir ruhunu, ne ev koyar
ne araba ne çoluk ne çocuk bunların hepsini idealizme değişebilir hale
gelirsiniz. Bu zehir size varoluşunuzun özünü hatırlatır; yani ideal cemiyet
tasavvuru, ideal insanlık, ideal adalet, ideal ahlak gibi. Bunlar bu dünyada
mümkün değildir, ya da ölümlü bir beşerin çözebileceği şeyler değildir.

Ama dedim ya bu zehir eroin gibi size tesir eder ve hücrelerinize nüfuz
eder. Sizi bu uğurda savaştırır, bedel ödetir. O da onlardan biriydi.

İyi insanlar çabuk göçer gider, bunun bilimsel bir izahı var mı bilmiyorum
ama bu yürek bir kişinin derdini çekebiliyor bana kalırsa. Fedakârlık
diğergamlık hele ki insanlık dedin mi bu yürek bu sikleti çekmiyor.

Yıpranıyor yoruluyor ve idealizmin bir tuzak olduğu bu dünyada bedeli
yüreğe, yürekli insanlara ödetiyor.

Tanrı, bunu sen çözemezsin diyor, sen ölümlüsün.

Nitekim dediği gibi de oluyor bu yürek bu dertleri çözemiyor. Erkenden göçüp
gidiyor. Ama onurlu mücadelesi hep kalıyor.

Nietzsche`nin bir sözüyle bitirelim; Ben eserim için yaşıyorum diyor.

Tarık Akan da eseri için yaşamış ve insanlığa bakiye bir sürü eser
bırakmıştı.

Yolun açık olsun güzel insan mekanın cennet, hoşçakal.

Kaynak : Gazete2023



Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.