Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10198
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2287) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (423) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (848) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (542) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (889) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3430) |

Görüş bildirebileceğiniz Milli Kültür konuları
Milli kültürümüzü nasıl geliştirebiliriz? (14)
Toplum giderek dejenere mi oluyor? (9)
Milli Kültür ile ilgili diğer konular (400)


Milli Kültür - Milli Kültür ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Bedrettin KELEŞTİMUR - (Ziyaretci) 31.05.2021 18:14:52

DİLAVER CEBECİ’Yİ ANMAK…

DİLAVER CEBECİ’Yİ ANMAK…

Bedrettin KELEŞTİMUR

“Baş koymuşum Türkiye’min yoluna

Düzlüğüne, yokuşuna ölürüm,

Asırlardır kır atımı suladım,

Irmağının akışına ölürüm.”

Türkiye’m Şiirinin yazarı Dilaver Cebecinin aramızdan ayrılışının;

(D. 1943- Ö. 29 Mayıs 2008) 13 yılında rahmetle anıyoruz!

“Baş koymuşum Türkiye’min yoluna…”

Vatan aşkının doruklarında söz ehli, hal ehli, ‘aksaçlı bilgedir’

1970’li yıllardan itibaren ‘kalemiyle tanış olduk…’

“Devlet, Töre, Türk Edebiyatı, Türk Yurdu, Güney-Su- Ortadoğu,

Hergün, Yeni Düşünce, Türkiye Dergi ve Gazeteleri…”

Bizlerinde o yıllarda müdavimi olduğumuz yayın organlarıydı!

Şiirlerini, edebi yazılarını büyük bir zevkle okurduk…

O bir, “şair, yazar, ilahiyatçı, akademisyen kimliğine…” sahipti!

“Edep Yahu!” diyebilen vakarlı bir duruşu vardı!

“İlmiyle amel etmek…” temel felsefesiydi!

O sebepledir ki, sevildi, sayıldı, ‘doruklarda oldu’

Dilaver Cebeciyle ilk buluşmamız, 1990’lı yıllarda;

İstanbul’da, Süleymaniye Külliyesinde yer alan, “Darüzziyafede…” oldu!

Darüzziyafede, “aşevi, imaret…” anlamlarına geliyor.

Rahmetli Turan Yazgan Hocamızın mekânları da oradaydı…

Dilaver Cebeci ile birlikte Hayrettin Nuhoğlu ve sohbet ehli insanlar…

O buluşmalarda, Mehmet Aksoy’la da bir araya geliyorduk…

Aksoy bizlere Yenises Dergisinin ilk sayılarını tanıtıyorlardı…

Dilaver Cebeci, o yıllarda Marmara Üniversitesinde Öğretim Üyesi…

Darüzziyafede, ‘sohbet ehli insanların buluştuğu adres…’

Dilaver Cebeci, 23 Eylül 2005 tarihinde Elazığ’da gerçekleştirilen;

“Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarına…” katılacaklardı!

“Harput’ta Bir Gün…” isimli şiiri bu şehre en güzel hediyesi olacaktır;

“Müstezatlar, Hoyratlar sızlatırken geceyi

Geldi Harput ahengi kuşattı Sivrice’yi

Bu ahenk göç eyleyen bir kuşun ahengidir

Hasretten gönül dağlı Gakkoş ’un ahengidir

Gakkoş coşkun bir âşık, yani sevgiden serhoş

Nezaketle asalet birleşip olmuş Gakkoş”

Hazar Şiir akşamları çerçevesinde,

“Dilaver Cebeci’nin Şiir Dünyası…” çok verimli olmuştu!

Dilaver Cebeci’yi bizler, “Seyyah-ı Fakir Evliya Çelebi” mahlası ile biliriz.

Elazığ’da bulunduğu günlerden bir Pazar günüydü…

60’lar Sitesinde bulunan Evimize misafir almıştık…

Elazığspor’un maçını birlikte seyrettik…

Ve o günkü, “Seyyah-ı Fakir Evliya Çelebi” yazılarını,

Bizim evde ki, daktiloda yazacak ve gazeteye göndereceklerdi…

Dilaver Cebeci’nin, Elazığ Şehrine karşı bir iç dokunuşu vardı!

Ahmet Kabaklı ’ya, Destan Şairimiz Niyazi Yıldırım Genç Osmanoğlu’na;

Derin bir muhabbeti söz konusuydu…

Niyazi Bey için kaleme aldıkları “…Ve Hüve’l Bâki” şiirleri hüzün yağmurudur;

“Ağdı ta göklere niyâzım gitti!

Yıldırımlar düştü, Niyazi’m gitti

Hâlim, İstikbâlim ve mâzim gitti!

Agâh ol İstanbul, uyan ey şehir!

Allah Kadîm, Allah Bâki, Allah bir.”

Dilaver Cebeci’nin her eseri, ‘edebi bir kimliğe’ sahip!

“Hun Aşkı, Mavi Türkü, Büyü, Şafağa Çekilenler,

Devranname ve Sığınırım İçime, Sitare, Asra Yemin Olsun ki, Türk’e Dair”



20 Mayıs 2013 tarihinde, MANAS Yayıncılık’ta 2008 yılında aramızdan ayrılan,

“Türkiye’m” şiirinin yazarı usta kalem, Şair, Yazar ve mütefekkir,

Ehli hal insanı Dilaver Cebeci’yi şair ve yazar dostlarımızla birlikte anıyoruz…

2013 yılında, Dilaver Cebeci için bu köşemizde kaleme aldığımız yazımızdan;

Dilaver Cebeci’nin eserlerinde, ‘yiğitlik ve güzellik’ adına ne varsa
görebilirsiniz…

Dilaver ismi sözlükte, “Yiğit, yürekli” anlamlarına geliyor…

Ne diyoruz, “ismi ile müsemma olan” bir şahsiyet!

“Hun Aşkı” isimli eserinin önsözünde şair, “Gelin bizim mavi denizlerimiz…

Hürriyet türküleri dinleyerek büyüyen çocuklar ve Deliormanlı
Pehlivanlar aşkına gelin…

Biz günde beş kere Tanrı’nın huzurunda uzak kıyıları söylüyoruz.

Atlas yelkenli gemilerle gelin, gelin ey mavi denizlerimiz!..”

Renkler senfonisinde Dilaver Cebeci’de, ‘Mavi’ ruhunda taşıdığı coşkudur…

İç derinliğidir! İçinde esen fırtınalardır…

Dilaver Cebeci’de, “Türk’ün Aşkını” yaşarsınız…

“Hilallerin ardı sıra,/ Denizleri yara yara,

Şam’a, Kerkük’e, Mısır’a,/ Türk ve Turan yazacağım.

Ozanların dillerine,/ Arabistan çöllerine,

Şol Viyana yollarına,/ Türk ve Turan yazacağım/

Gök Hazer’e, Kaf Dağı’na,/ Orduların sancağına,

Türk’ün gerçek toprağına, / Türk ve Turan yazacağım,”

O aşk, ‘fütuhat aşkıdır’

O aşkta, ‘hürriyet şarkılarını’ dinlersiniz!

O aşk sizlere, ‘huzuru çimlendirir’

O aşkta, “Ulu’l Emr” vardır!

O aşkta, ‘coğrafyanın dilini’ konuşursunuz…

Üç kıtayı birbirine yaklaştıran o şanlı fütuhatın ‘damarları,
kökleri…’ Anadolu’dadır!

Tarihe, geleceğe o köklerle tekrar sürgün vererek yürüyeceğim…

Bu benim inancımdır… Şefkatin, merhametin kalp atışlarını Anadolu’da dinledik…

O bizleri yüreklendiren ulu bir sevdamızdı… O sevda bu millete
görevler yüklüyordu…

Cihana, nizam/düzen verecek görevler! “Baş koyduğumuz, Türkiye’nin Yolu…”

Cihanşümul bir yolculuğun adıdır!

O yolculuğa, ‘Hoyratlar’ yazar…

“Kırıkkale’m, Kırıkkale’m

Kâğıt yırtık, kırık kalem

Türk’ün boynu bükük ama

Umut sende Kırıkkale’m”



“Mühürler, mühürler

Ay-yıldızlı mühürler,

Cenge girse Türkoğlu,

Kıtaları mühürler.”



Kelkit Vadisinden, Fırat’ın sularına karışan nağmelerim,

Harput’ta, ‘Hoyratlarıma’ ses verir…

O yürekli seste, Dilaver Cebeci’yi dinleriz…

Gönül muhabbetlerimizle “Yirmi birinci yüzyıla beş kala

Süleymaniye sokaklarında avare geziyorum

İnsanlar tanıdık gibi bakıyorlar yüzüme

İçlerinden geçeni seziyorum

Sultan Süleyman’dan kalma bir hüzünlü akşam

Sessizce okşuyor gururlu kubbeleri”

Kubbeler, içime doğan ışık gibidir…

Bendeki yangınların sebebidir!


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.