İLLA Kİ DÜRÜSTLÜK…
İLLA Kİ DÜRÜSTLÜK…
Bedrettin KELEŞTİMUR
Victor Hugo’nun bir sözüyle söz soframızı açmak istiyorum;
“Yalan zekâ işidir, dürüstlük ise cesaret. Eğer zekân yetmiyorsa yalan
söylemeye, cesaretini kullan da dürüst olmayı dene!” Bir insanın iki
yüzü niye olsun ki?
Eğer bir insanın, “dilinin söylediğini kalbi tasdik etmiyorsa…” o
insan dürüst değildir.
Dürüstlük, bütün makamların, şan ve şöhretlerin üzerinde yerini her
zeminde korumuştur.
Sizler, insana/ kâinatın bütün özüne şefkat ve merhametle
yaklaşıyorsanız, dürüşsünüz!
Dürüstlük, satın alınmaz/ alınamaz! Dürüstlüğün pahası mı, ‘dünyaya bedeldir’
Samuel Johnson, “Büyük olma yolunda ilk adım, dürüst olmaktır!”
Dürüst olmadınız mı, ‘güven veremezsiniz’
Dürüst olmadınız mı, ‘vicdanlara tesir edemezsiniz’
Dürüstlük nedir biliyor musunuz?
Her hal ve şartta kendi içinde tutarlı, vakarlı/ edepli bir duruştur!
O duruşa hem hayran olduğumuzu ve hem de günümüzde hasret kaldığımızı
ifade etmek isterim.
Stephen R. Covey, dürüstlük ve doğruluk arasındaki bağlantıları şöyle
ifadelendirirler;
“Dürüstlük doğruluğu içerir ama ondan da öte bir şeydir. Doğruluk,
gerçeği söylemek; yani sözlerimizi gerçeğe uydurmaktır, dürüstlük ise
gerçeği sözlerimizle uydurmak; yani sözümüze bağlı kalmak ve
beklentileri gerçekleştirmektir.”
İnancımız, “söz emanettir, yalancılık ise ihanettir!” der.
Günümüzde en fazla, “Bilgi kirliliğinden…” söz ederiz!
Hadis de ne buyruluyor, “Her duyduğunu söylemesi, kişiye yalan olarak yeter!”
İnancımız ne diyor, “Bir fasık sizlere bir haber getirirse onu araştırınız?”
Dürüst ve samimi bir ağızdan, ihlasla çıkan sözler elbet kendisini ve
etkisini bir ilaç misali insan üzerinde gösterir…
Hadis, “İman ile küfür, doğruluk ile yalancılık, hıyanet ile emanet
bir şahsın kalbinde birlikte bulunamaz!”
Hele şu asırda, ‘kendimize dikkat edeceğiz’
Kur’an buyuruyor, “emrolunduğun gibi dosdoğru ol!”
Dürüst olmayı/ veya şu fani hayatta dürüst kalmayı, ‘bizim
karakterimiz’ olarak düşünürüm!
Mevlana, “Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol!”
Sokrates, “Dürüst bir insan her zaman masum çocuktur!”
Ne kadar nezih bir ifade değil mi?
Yalansız, dolansız, saf, temiz, berrak ve duru bir su gibi olmak…
Hadis, “Dürüst ve güvenilir tüccar, peygamberler, sıddıklar (dosdoğru
kimseler) ve şehitlerle beraberdir!”
Hayatın her alanında, her ikliminde, her boyasında, ‘dürüst olmak’
olmamız gereken bir haslettir.
O pazarda, çarşıda, alış verişte, ‘dürüst davranmayanlar…’ vallahi
kendilerini aldatıyorlar!
Kendi siyasi, ticari, ikballeri için olmadık yalanlara başvuranlar,
gerçekte onlar kendilerini aldatıyorlar… Ah, bir farkına varsalar!
George Herbert, “Dürüst olmak cesaretini gösteren kimse, hiçbir zaman
yalan söylemek ihtiyacını duymaz!”
Dürüst olan bir kimse, ‘cesur olur’
Dürüst olan bir kimse, ‘vatanperver ve milliyetperver olur’
Hz. Ali (kv.); “Dünyada lekesiz bir alından, daha güzel bir şey var mı?”
Yâ Rabbi, bizleri nefsimizle baş başa bırakma! Nefis, her zaman
kötülüğü emreder…
Yâ Rabbi, asrın fitnesinden, asrın zulmünden ve hilelerinden de sana sığınırız!
Bir Japon atasözü, “Dürüstlük, en iyi siyasettir.”
Dürüstlük, insanlık tarihinde hiçbir zaman yenilgiye uğramadı!
Aklımızın, fikrimizin, zikrimizin, vicdanımızın çağrısında sadece,
“dürüstlük…” var.
William Shakespeare, “Diğerlerine karşı dürüst olmadan, kendine karşı
da dürüst ol.”
Şunu iyi bilelim, ‘dürüst ve doğru yoldan sapanlar, bataklığa saplanırlar’
Bütün bu ifadelerimizle birlikte, “Birisi size, dürüst insan diye bir
şey yoktur derse, o kimsenin bir düzenbaz olduğuna inanın.”
Bizleri en fazla korkutanlarda, asrımızın şarlatanları, düzenbazlarıdır.
|
