Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10791
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2278) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (522) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (844) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Milli Kültür konuları
Milli kültürümüzü nasıl geliştirebiliriz? (14)
Toplum giderek dejenere mi oluyor? (9)
Milli Kültür ile ilgili diğer konular (499)


Milli Kültür - Milli Kültür ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Mustafa Mete İSLAMOĞLU - (Ziyaretci) 20.01.2015 09:31:35

İSLAM AHLAKI İLE İŞÇİLİK YAPAN PADİŞAH

Mustafa Mete İSLAMOĞLU
YAZIYOR

İSLAM AHLAKI İLE
İŞÇİLİK YAPAN PADİŞAH

Bu padişah Birinci Ahmet`tir. Ameleye yardım için toprak taşıması da kendi yaptırdığı ve ismini verdiği Sultan Ahmet Camii`nin temel atma günlerindedir.
O zaman At Meydanı`nda ve Makbul İbrahim Paşa Sarayı`nın karşısında Sokullu Mehmet ve halefi Ahmet Paşa`ların konakları vardı. Birinci Ahmet`in bunları varislerinden alıp yıktırmak suretiyle açtırdığı geniş sahada 1609 yılı 8 Ekim Perşembe günü cami temelleri kazılmaya başlanmış ve bu hararetli faaliyet üç ay kadar sürmüştür.
Temeller kazılırken genç padişah eteğinde toprak taşımış ve hatta bu hizmetini her hafta tekrar ederek işçileri teşvik etmiştir.
Temel açmayı takip eden temel atma merasimi de 1610 yılı 4 Ocak Pazartesi günü yapılmış ve Sultan Ahmet ona da iştirak etmiştir. İnşaat işte bu tarihten itibaren başlayıp tam yedi yıl, beş ay, altı gün sürdükten sonra 1617 yılının 9 Haziran Cuma günü camiin açılış merasimi yapılmıştır.
Bu muhteşem mabet, Osmanlı mimarisinin en güzel eserlerinden ve İstanbul`daki sultan camilerinin en zariflerindendir. İsminin Sultanahmet olması da çok yerindedir. At Meydanı`na da işte o tarihten itibaren Sultanahmet Meydanı denilmeye başlanmıştır.
Öpülen Çeşme Taslarının Akıbeti
İstanbul`da yahut Anadolu`da bugün herhangi bir eski çeşmeye baktığınız zaman yalnız taslarının değil, musluklarının bile yerlerinde yeller estiğini görürsünüz.
Hatta ünlü Üçüncü Ahmet Çeşmesi`nin parmaklıkları bile aşırılmış ve bu mesele gazetelerde günlerce akisler bırakmıştır.
Biz eskiden böyle değildik. Hayrat eserleri olan çeşmelerin taslarıyla musluklarını çalmak şöyle dursun, hırsızlığın ne demek olduğunu bile bilmezdik! Eskiden yüksek ahlakımızla dünyaya ün salmıştık.
Bunun ne demek olduğunu anlamak için, 19. yüzyılda, yıllarca Osmanlı`yı tetkik etmiş olan ünlü tarihçi Ubicini`nin 1855`te yayınlanan ``La Turque Actuelle´´ adındaki eserinin 358. sayfasında Anadolu yol boylarındaki çeşmeler hakkında verilen şu izahata bir bakıvermek kâfidir:
``Yolcu çeşmeye dindarane bir minnet duygusuyla yaklaşır. Orada zincirle bağlı bir tas yerine çeşme taşının üstüne konuşmuş sade bir su kabı vardır. İşte ona su doldurulur. Yolcu su dolu tası eline alır, suyunu içtikten sonra yıkar, öpüp başına koyduktan sonra da aynı taşın üstüne bırakır ve ondan sonraki yolcular da o tası hep orada bulur.´´
Şimdi artık taslarından başka, muslukları bile aşırılmış çeşmeleri gördükçe hatırımıza hep şu söz gelir: ``Ne idik, ne olduk?´´
Alkıştan Kaçan Kahraman
Dünya ve Türk tarihinde 1516 yılı 5 Haziran Perşembe gününden 1518 yılı 25 Temmuz Pazar gününe kadar tam 2 yıl 1 ay 20 gün süren Mısır seferi; Lübnan, Suriye, Filistin, Irak, Mısır ve Hicaz bölgelerinin fethi ve ilhakı, Cezayir`le Yemen`in boyun eğmesi, hilâfetin Mısır
Abbasîlerinden Osmanlılara geçmesi ve Türk milletinin İslamiyet başında Arap kavminin yerine geçmesiyle neticelenmiş bir sürü büyük zaferler ve muvaffakiyetler silsilesidir.
Babasından kendine kalan ülkeye bir mislinden fazlasını katıp iki kıta üzerindeki Osmanlı hâkimiyetini üçüncü bir kıta olarak Afrika`ya da teşmil eden Yavuz Sultan Selim Han, 16. asrın gözlerini kamaştıran bu muhteşem zaferlerle İstanbul`a yaklaşırken, kendisini karşılamak için düğün evine döndüğünü haber aldığı başşehrinin samimi ve haklı alkışlarından utanacağını hissedip yatsı vaktini bekleyerek karanlık bastıktan sonra Anadolu sahilinden karşı yakaya geçmiş ve adeta bir kabahat işlemiş gibi hiç kimseye görünmeden sessizce Topkapı Sarayı`na girivermiştir. Muzaffer padişahın dönüşü, ertesi gün halka ilan edilmiştir.
Azamet günlerimizi gözden geçirirken işte böyle alkıştan, karşılama ve uğurlama törenlerinden mahcup olup yüzleri kızaran kibar insanlara çok rastlanır. NE HAZİNDİR Kİ BUGÜN O MUAZZAM ESERLERİN HİÇ BİRİ LAYIKI İLE KORUNAMAMIŞ HALDEDİR.
19-Ocak-2015
Alanya




Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.