Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10197
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2287) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (423) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (848) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (542) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (889) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Milli Kültür konuları
Milli kültürümüzü nasıl geliştirebiliriz? (14)
Toplum giderek dejenere mi oluyor? (9)
Milli Kültür ile ilgili diğer konular (400)


Milli Kültür - Milli Kültür ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Bedrettin KELEŞTİMUR - (Ziyaretci) 13.07.2021 11:20:04

MİLLETLER KAHRAMANLARIYLA SEVİLİR

MİLLETLER KAHRAMANLARIYLA SEVİLİR

Bedrettin Keleştimur

Nasihatimdir, aman ha! Nasihatimiz dinlene, ihmal edilmeye!

Ne olur, “ahde vefa” gösteriniz; ecdada; ecdat hatıralarına;

“Sıla-ı Rahim…” yapınız! Kahramanlarınızı seviniz.

Birer gül gibi koklayın onları!

Milletler, kahramanlarıyla yaşar...

Onları sakın ha, öldürmeyiniz!

Yüreklerinizde her biri eserleriyle yerleşsin!

On altıncı asrın ruhuna dönüp bakın;

Fanusun yüzleri gibi dört yana/ dört iklime saçılmış ışıkları

Nağmeleri büyümüş nağralarla! .

Taşa şekil verirken Sinan,

Selimiye tahtı oluyordu, bütün gönüllerin.

Baki’nin ruhuyla, devlet kuşu konarken mısralara!

Ziğvatoruk şahadet ediyordu,

O esrarlı nağmelere top sesleriyle! .

Belki de, o esrarın bestesinde;

Itriler, Dede Efendiler tebessüm edecek

Ebu Suutlar, asrı nakış nakış dokuyacaktı.

Bunlar hikâye değil,

Ufkumuzu besleyen Anka Kuşları

Âlimlerin sırtında, bir devrin taşındığı yokuşlar! .

Devlerle büyüdü masallar,

Hayallerimizi süsledi hikâyeler,

Bir tarih gibi ruhumuzu okşadı, destanlar...

Hala muhtacım; O masallara, O hikâyelere,

Muazzam ve mualla kökleri olan,

Asırlarımın, asımlarımın nesillerinin,

Yüreklerine su serpen efsanelerine

Destan yazmak istiyorum;

Kahramanlar büyülesin bütün satırları! .

Ülkemin bütün sathında büyüsün...

Gül nesli, laleler olsun, gönlümüzün sultanı! .



HARPUT’U KONUŞMAK!

Harput’un fethi, bir büyük zafer, 1071 Malazgirt Zaferinden hemen sonra.

1085 tarihinde Çubuk Bey tarafından fethedilecekti!

İstanbul’un fethinden 368 yıl önce…

Bir büyük emir, Belek Gazi Harput’u, “Kartal Yuvası” yapmıştır.

Bu büyük emir, Anadolu’nun Türkleşmesinde

Ve doğudan gelen göçlerle yeni iskânların açılmasında gayretleri büyüktür.

Ve özellikle Haçlı seferlerini başlatan batıya gösterdiği direnci
dillere destandır.

Urfa Kontu Josselin de Courtenay’ı, Kudüs Kralı Baudoun’i mağlup ve esir ederek,

Harput’a hapsetmesi tarihinde seyrini değiştirecekti…

“Sırtımı dayadım Kayabaşı’na,

Bir gün batımında seyrine daldım…”

Gönül coğrafyamı tefekkür ettim!

Mekânlar, makamlar dile geldiler…

Bu bir söz sohbeti değildi, Hal sohbetiydi…

1085-Fetih tarihinden sonra ‘esaret yüzü’ onun ezikliğini şükürler
olsun ki, yaşamamış şehir!

Harput’u konuşmak bir bakıma, 20 milyon km2’yi bulan ‘gönül
coğrafyamın’ dile gelmesiydi…

Harput, Anadolu’mun aynasıdır, Maneviyat zırhıdır…



MAKAMLAR MEKÂNLAR DEDİK…

Harput’ta Selçuklu ve Osmanlı mimarisi içiçedir…

Ulucamilerde, ‘fethin mührü’ vardır!

Kubbelerde ise, ‘cihanşümul bir dil’ okursunuz…

İçindeki putları yıkan, Ulu’l Emre itaat eden,

Tarihin efsanevi şehri, Harput…

Sadece Elazığ’ın mı? Hayır!

Coğrafyanın, ‘Açık Hava Müzesi’ hüviyetinde…

Tefekkür dünyamın izdüşümünde!



Şehitlerin, Sadıkların, Sıddıkların…

Evliyanın, Âlimlerin, Ariflerin…

Yol durağında, ‘efsunkâr nazarlar…’

Sizleri kendisine cezbeder!

“Ahiyan-ı Rum’un” ilk durağından,

Mevlana gönüllü ‘nefesler’ geçti!

Lale, sümbül, ‘Tebriz’i güller’ açtı!

Şiirin ahenk bulduğu makamlar,

Bu diyarda ‘Hoşseda’ olup geçti!



KÂİNAT ÜŞÜMEKTE

Bir tılsımlı denizde, dalgalar pupa yelken

Vücudum zerre zerre beynimden solumakta



Huzuru çimlendiren erenler bahçesi

Bütün güzellikleri zamana içirmekte…



Zamanki kanatlanmış bin bir kuş misalinde

Şairlerin dünyası masallar devşirmekte…



Erenler dergâhında, Somuncu Baba derler

Elinin yoğurduğu, nefesi pişirmekte! ..



Işığın raks edişi yağmurlara dolanmış

Süzülürken damlalar renkleri emzirmekte



Gözlerim bunalırken çıkılmaz zirvelere

Buz tutmuş yüreğinden yol verip geçirmekte





Gecemi dinlendiren semanın altın tası

Kandil kandil yüzerek sevgiler uçurmakta



Uçun uçun dalgalar; köpükten alevlerle

Yüklenin buzdağına, kâinat üşümekte…


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.