Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10791
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2278) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (522) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (844) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Milli Kültür konuları
Milli kültürümüzü nasıl geliştirebiliriz? (14)
Toplum giderek dejenere mi oluyor? (9)
Milli Kültür ile ilgili diğer konular (499)


Milli Kültür - Milli Kültür ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Halit KANAK - (Ziyaretci) 26.06.2022 11:56:57

Napolyon Bonapart’ın Mısır’dan kovulması ve Türkiye-Fransa Anlaşması (25 Haziran 1802)

Napolyon Bonapart’ın Mısır’dan kovulması ve Türkiye-Fransa Anlaşması (25 Haziran 1802)
25 Haziran 2022



Türkiye ile Fransa arasında bir müddettir devam eden müzakereler bitmiş, akabinde Paris’te imzalar atılmıştı. 25 Haziran 1802’de yapılan anlaşmaya, Fransa dışişleri bakanı meşhur Charles-Maurice de Talleyrand, Türkiye adına Paris Büyükelçisi Mehmed Said Galip Efendi imzalarını koydular.

Bu anlaşmaya; dünyanın en büyük Devleti Fransa ve İmparatoru Napolyon Bonapart’ın dünyanın en büyük komutanı sıfatıyla Mısır’ı işgâli sebep olmuştu. Bütün dünyaya kafa tutan hiç mağlup olmamış kibirli Napolyon’un önce Akka önlerinde Cezzar Ahmed Paşa tarafından durdurulması, ardından Mısır’dan kovulması burnu havada Fransızları masada diz çökmeye mecbur etmişti.

25 Eylül 1396 Niğbolu’da imha ettiğimiz haçlı ordusunun en güçlü ve en gösterişli bölümünü Fransız askerler oluşturuyordu. Fransa Kralından sonra gelen çok büyük komutanların idaresindeki Fransız Ordusunun, üzerinde Hazreti Meryem’in de resmî bulunan en büyük sancağı, Fransız deniz kuvvetleri komutanı Amiral Jean de Vienne tarafından taşınıyordu. Sancak Türk askerinin şiddetli hücumundan tam altı sefer yere düşmesine rağmen kaldırılmıştı. Son hücumda amiral de sancakta kalkmamak üzere düşmüştü.

O zaferden sonra Fransa ile hiç savaşımız olmamıştı. Ancak, 18. yüzyıl sonlarına doğru, İtalya’nın büyük bir kısmını topraklarına katan, Venedik Devletinin siyasi varlığına son vererek tarihten silen Fransa, batıda sınırımıza dayanmıştı. Her an her şey olabilirdi.

Nihayet, Fransa’nın sırımıza tecavüzü gecikmedi. Önce Adriyatik Denizinden güneye kadar Korfu, Kefalonya, Preveze, Çuha, Zanta iskelelerini işgâl etti. Bâb-ı Âli, Napolyon’un bununla yetinmeyeceğini biliyordu. Napolyon 19 Mayıs 1798’de Toulon Limanından 450 gemiyle hareket edince Mora, Girit ve Kıbrıs’ta hızlıca tedbir aldı. Fakat Mısır’a asker çıkartacağını hesaba katmamıştı.

Napolyon önce Malta Adasını alarak şövalye devletini haritadan kaldırdı. Ardından 2 Temmuz’da İskenderiye’ye asker çıkartarak Kahire üzerine yürüdü. Murad Bey, emrindeki 10 bin askerle önünü kesmek istediyse de dağıtılması zor olmadı.

Kahire önlerinde Nil’in batısında kendisini Mısır Beylerbeyi Vezir Ebûbekir Paşa 20 bin askerle bekliyordu. Meşhur Ehramlar Muharebesi’nde kazanan Napolyon oldu ve Kahire düştü.


Bunun üzerine Mısır Beylerbeyliğinden gelerek Sadrazâm olan İzzet Mehmed Paşa gerekli tedbirleri almadığı gerekçesiyle azledildi. Yerine Erzurum Beylerbeyi Yusuf Ziyaeddin Paşa getirildi. Yeni Sadrâzam göreve başlar başlamaz İstanbul’daki Fransız maslahatgüzârı Ruffin’i tutuklayıp Yedikule zindanlarına hapsetti. Ardından Fransa’ya savaş ilân etti ve Abdullah Paşa’yı Mısır Beylerbeyliğine, Akka’da bulunan Cezzar Ahmed Paşa’yı da Mısır Seraskerliğine atadı.

Napolyon Bonapart bu sırada Filistin’e gelmiş, işgâl ettiği Yafa’da bulunan asker ve sivil 10 bin kişiyi kılıçtan geçirmiş, biraz daha kuzeye gelerek Akka önlerine dayanmış ve beklemeden şiddetli ateşe başlamıştı.

Fakat aynı şiddetle karşılık verildi. İki ay dört gün süren muhasara İstanbul’dan ulaşan Nizâm-i Cedid askerleriyle takviye edilen Cezzar Ahmed Paşa’nın şiddetli mukavemeti karşısında çözüldü. Ağır kayıplar veren Napolyon; “Akka’da durdurulmasaydım bütün doğuyu ele geçirirdim” dedikten sonra bir gece bütün ağırlıklarını gömdürerek yeniden Mısır’a kaçtı.

Her ne kadar 80 gemiyle İskenderiye limanına gelerek karaya 8 bin asker çıkartan Köse Mustafa Paşa’yı burada yenerek esir etmeyi başardıysa da, büyük bir ordunun İstanbul’dan hareket ettiğini duyunca, yerine önemli komutanlarından Kleber’i bırakarak 13 ay, 21 gün kaldığı Mısır’dan ayrıldı ve gecenin karanlığında iki gemiyle sessizce Fransa’ya döndü.


Bu arada Sadrâzam Yusuf Ziyaeddin Paşa Gazze’ye gelmişti. Vakit kaybetmeden Kahire’ye girmek istediyse de Fransız Generali Kleber’e yenildi. Mısır Beylerbeyliğine getirilen Nasuh Paşa’nın teşebbüsü de başarısız kalınca, kendisine özel görev verilen 24 yaşındaki Kilisli Süleyman General Kleber’i suikastle öldürdü. Kendisi çeşitli işkencelerle şehid edildi.

Kleber’in yerine geçen General Belard yardım gelmeyeceğini anlayınca ümidini yitirdi. Zâten Kaptan-ı Derya Küçük Hüseyin Paşa 70 gemiyle İskenderiye önündeki donanmaya takviyeye gelince Fransız Ordusunun kaçış yolları kapanmış oldu.

Mısır’da sıkışan ordu 27 Haziran 1801’de teslim niteliğinde bir anlaşma imzalayarak Mısır’ı boşaltmak zorunda kaldılar. Zâten Mart ayında Donanmamız Preveze ve diğer iskeleleri Fransa işgâlinden kurtarmıştı. Türk Ordusu 10 Temmuz’da Kahire’ye, 26 Ağustos’ta General Menou’nun savunduğu İskenderiye’ye girdi. Böylelikle 3 yıl, 2 ay süren Fransız işgâli sona erdi. Gâzi’lik ünvânı verilen Sultân III. Selim Hân 3 gün 3 gece şenlik yapılmasını emretti.

Avrupa birleşik ordularını bir kaç saatte bozguna uğratan 30 yaşındaki General Napolyon Bonapart siyasî ve askerî kariyerini Mısır’da bırakıp 25 Haziran 1802’de anlaşma yapmak zorunda kaldı. Cezzar Ahmed Paşa’yı ve ecdadı bir kez daha rahmetle minnetle anıyorum.. Bunca yediği tokada rağmen Doğu Akdeniz’de güyâ ben de varım diyerek tutunmaya çalışan Fransa’ya duyurulur.


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.