Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10791
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2278) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (522) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (844) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Milli Kültür konuları
Milli kültürümüzü nasıl geliştirebiliriz? (14)
Toplum giderek dejenere mi oluyor? (9)
Milli Kültür ile ilgili diğer konular (499)


Milli Kültür - Milli Kültür ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Prof. Dr. Ata ATUN - (Ziyaretci) 8.07.2016 18:49:38

Neler olmuş bize (1)

Neler olmuş bize (1)

``Neler olmuş bize´´ mi yoksa ``neler yapmışlar bize´´ mi yazmam gerekir pek de karar verebilmiş değilim.

Bayramın birinci günü, bayram namazıydı, aile büyüklerini ziyaret, küçükleri beklemek derken akşamına eşimin ailesinin büyüklerini ziyaret ve ellerini öpmek için Türkiye`ye uçtuk.

Ercan Havalimanından kalktıktan sonra, Beşparmak Dağlarını arkamda bırakmak üzereyken, dönerek Kıbrıs`ıma yukarıdan baktım. Aşağıdan, insanların arasından bakınca pek bir şey görülmüyor, değişimin pek farkına varamıyor insan, kendisi de o değişimin içinde olduğu, aynı anaforda sürüklendiği için. Ancak öyle değişmişiz ki&8230;

Bayram sabahı pek trafik yoktu yollarda. Belli ki birçok hane sakinleri daha uyanmamıştı. Evlerin kapıları açık değildi, telaşlı telaşlı evin anneleri, kızları, teyzeleri, halaları içeri girip çıkmıyordu. Ortalarda bayramlıklarını giymiş çocuklar neşeyle dolaşmıyor, büyüklerin camiden eve gelmelerini ve el öpüp bayram harçlıklarını almayı heyecanla beklemiyorlardı. Geçmişte sabahın ilk ışıkları ile başlayan telaşlı ve heyecanlı bayram sabahı yaşamı, daha güne gözünü açmamıştı. Gelenek ve göreneklerimiz adeta erozyona uğramış gibiydi. Genelde büyük şehirlerde özellikle metropollerde bu değişim çok hızlı olurdu ama bizim gibi KKTC boyutlarında otuz bin, kırk binlik şehirlerde daha doğrusu kasabalarda kolay kolay olmaz, var olmak için elden geleni yapar, direnirdi geleneklerimiz.

Politik hayatımıza ve siyasi geleceğimize baktım yukarılardan ve inanamadım.
Çok değil daha 45 yıl evvel bir yumruk gibi birbirine kenetlenmiş ve kabus gibi üstüne çökmüş olan Rumlara karşı inanılmaz bir direnç gösteren Kıbrıs Türk halkı, şimdi darmadağın olmuş. Birileri bu yumruğu kırmış, toplumumuzu parçalamış, bizleri param parça etmiş sanki.

Kimi oturup AB`ye mektup yazar ve yıllardır arkamızda dağ gibi duran, adadaki varlığımızı pekiştiren ve toptan yok olmamızı önleyen, bize hayat suyu dahil her şeyi gönderen, eskilerin, atalarımızın deyimi ile ``kendi yemeyip bize yediren´´ Türkiye`mizi şikayet eder, ``bizi asimile ediyorlar´´ yaygarasını basar. Kimi Rum`a taparcasına bağlı. ``Çözüm olsun da, varsın Rumlar bizi idare etsin, ikinci sınıf vatandaş olalım, Rumların kölesi olalım ´´ havasında ve düşüncesinde. Kimi, soyunu sopunu ve mezhebini unutmuş veya da inkar etmeyi tercih etmiş, ``Biz Türk değiliz, Türkçe konuşan Kıbrıslıyız´´ gibi tarihsel gerçeklerle bağdaşmayan uyduruk bir düşüncenin peşine düşmüş. Kimileri de İlahiyat Koleji`nin KKTC`de kuruluşunu bir türlü hazmedememiş, kendilerinden başkalarının düşüncelerine saygı duymadan ``Bizi İslamlaştırıyorlar´´ çığlıkları atmakta&8230;.
Bildiğiniz ``Bremen Mızıkacılarına´´ dönmüşüz zaman içinde. Herkes başka havadan çalmakta.

Aklıma, 1970-73 yılları arasında Mağusa Sancağında Mücahitliğimi yaparken Tabur komutanımızın okumam için elime tutuşturduğu bir rapor geldi. Tabur komutanımız ağabeyimin okul arkadaşı kod adı ile Ziya komutan mıydı, yoksa 1974 Barış Harekatında, müthiş bir zeka, beceri ve bilgi ile Mağusa Savunmasını gerçekleştiren ve Rumları içeri sokmamayı başaran, buna ilaveten de Girne`den karaya ayak basan kahraman Mehmetçiklere karşı Mağusa`daki Rum Milli Muhafız Ordusundan takviyesi gitmesini önlemek için tedbirler alan, ani ve sürpriz saldırılar düzenleyip nefes aldırmayan kod adı ile Sadi (Yüzbaşı Oğuz Kalelioğlu) komutan mıydı pek hatırlamıyorum.

Raporun içeriği genelde 1950 yılında yaşanan Kore Savaşı ve özellikle de 26 Kasım günü başlayan ve 3 gün sonra 28 Kasım 1950`de biten Kunuri Muharabesi`ydi. Rapor sadece Türk Tugayı hakkında yazılmıştı ve Türk Tugayı ile Türk askerinin niye tüm olumsuzluklara rağmen başarılı olduklarının müthiş bir analiziydi. Raporu yazan da Amerikalı bir General, ABD`nin ünlü West Point Harp Akademisi hocasıydı&8230;..(devam edecek)

Ata ATUN
e-mail: ata.atun@atun.com veya ata.atun@gmail.com
http://www.ataatun.org
Facebook: Ata Atun
http://www.twitter.com/ataatun
8 Temmuz 2016




Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.