Oryantalist Bombarduman..
Oryantalist Bombarduman..
14. Yüzyılda başlayan ve 19. Yüzyılda tavan yapan ``Biz bunlardan nasıl kurtulacağız´´ düşünce tavrının ürettiği fikir projelerine, aldığı tavır ve eylemler ve de dayatmalara hedef ülkelerdeki devrim, kalkışma, siyasi cinayetler ve hukuk katliamlarının trajedyalarının tamamını kapsayan manzum görünümlü melanetlerin alayına oryantalist tavır diyoruz.
İçerisinde iyi niyetli olanları yok mu var, iş işten geçtikten sonra günah çıkaranları da var.
Bunları, bilim adına yapanları da zaten müsteşrik diyoruz. Öyle kapalı mahfelerde öyle ince hassas ayar projeler yaptılar ki, oyuna düşmemek adeta mümkün değildi.
Avustralya`da 2 Afgan`ı dolduruşa getirip Hilafet gidiyor diye propaganda ile ingiliz garnizonuna isyan bayrağı açtırıp iki kişilik dondurmacı kardeşler ordusuyla harp eden İngiliz bu tiyatroyu Çanakkale`ye asker göndermeyen Afgan Kralını enterne ederek baskı altına almak için tezgahlanmıştı.
Çanakkale`de çarpışan Müslüman Hint askerlerine İstanbul`da esir Halifeyi kurtarmaya gidiyorsunuz propagandası tam bir şeytani zeka ürünü değil miydi ?
İyi ve güzel olan ne varsa Batı`ya, kötü ve çirkin ne varsa Doğu`ya aittir.
İşte Oryantalist yaklaşımın ana teması budur. Eğittikleri de böyle yetiştiriyor. Aslında bu oksidentalist batı sıfatlı ve batı suratlı, batılı kafalı olmuş sünnetliler; uyandıkları anda ya emekli edilirler ya da tasviye edilirler, yada cüppeleri, rütbeleri üzerlerinden çıkarılır, itirafta edemezler gaflet ve delaletlerini..
Müttefiklerin birbirleri için hazırladıkları bilgi paylaşım notları ve kitaplarında ziyadesiyle bu ortak görüşe şahit oluyoruz.
İngiliz Oryantalizmi, German Oryantalizmi, Frankofon Oryantalizmi...her biri ayrı ekol ama yöntemleri aynı.
Sonuçta hepsi emperyalist, kemirgen, sömürücü.
Sömürecek toprağımı, madenlerimi, petrolümü, güneşimi, suyumu, anamı, balamı, kültürümü, harsımı, dinimi, kitabımı, ezanımı; beni ben yapan ne vardıysa, bende korktuğu ne varsa kalanları da yok edecek yeni sahne ile geliyorler.
Bin bir entrika ile, Keriman Halisi Fransa`da güzellik yarışmasına soktular, birinci de seçtiler; Le Monde`nin manşeti Dünya güzellik kraliçesi Keriman Halis` mi diye yazmıştı, yoksa ``Oh be nihayet bir Müslüman Türk kızını soymayı başardık`` şeklindemiydi?
Şimdi başınızı ellerinizin arasına alın ve düşünün. Kafanız çoktan giyotine gitmiş mi, yerinde duruyor mu bakın. Kafayı batılılaştırmış, mankurtlaştırmış, mefkureleri giyotinlenmiş beyinlerin kelleden gayri ne özelliği kalmış.
Batı kafanızı değil, ruhunuzu istiyor.
|