TÜRK TÖRESİ ve TÜRK TARİHİ HAKKINDAKİ GERÇEKLER (14)
Sevil ÖZPINAR YAZIYOR TÜRK TÖRESİ ve TÜRK TARİHİ HAKKINDAKİ GERÇEKLER ( 14 )
__ KATİP ÇELEBİ ANLATIYOR __
Büyük bir ihtimal ile Suriye`den Anadolu`nun cenup sahalarına gelip yerleşen birtakım Avşar aşiretlerinin, XIII. asırda, şair bazı Türkmen oymaklarının da yardımı ile, Karaman beyliğini kurdukları tahmin olunabilir [bk. KARAMAN-OĞULLARI]. Daha 1254`te Pamphilia`daki Krakka (galiba Korikos, yani bugünkü Cökören olacak) kasabasının, Avşarlardan İslam Beg isminde bir Türkmen emiri tarafından, yağma edildiğini ve İslam Beg`in de bundan bir az sonra öldüğünü ve yine aynı kasabanın 1258`de Sarum Beg adlı bir Türkmen (büyük bir ihtimal ile Avşar) reisi tarafından tekrar yağmalandığını biliyoruz. İşte, Iran sahası haricinde, yani Suriye ve Anadolu`da, Avşar adının zikredildiği ilk kayıt, bizim bildiğimize göre, budur.
Katib Çelebi, Halep Türkmenlerinden bahsederken, bunların eskiden 8 taife olduğunu, Avşarların da bu zümreye dahil olup, Ca`ber [b. bk.] civarında oturduklarını söyledikten sonra, o devirde Avşarlann Receb-oğulları diye anıldığını tasrih eder. Hakikaten, XVI.-XVIII. asırlara ait resmi vesikalarda, Receblü-avşarı ismine sık sık tesadüf edilmektedir. Yine bu vesikalardan, Avşarların o sırada, Kara-avşar, Kara-gündüzlü-avşarı, Bahrili-avşarı gibi, birtakım oymaklara ayrıldığı da görülüyor. XVI. asırda Yeni-il namı altında toplanan ve vesikalarda Halep Türkmenleri diye de zikrolunan bu Avşarlar, kışın Şam etrafına giderler, yazın da Anadolu`ya gelerek, Zamantı taraflarında yaylalara çıkarlardı. Bilhassa bu göçler esnasında, yerleşik halkın malına ve ekimlerine tecavüz eden, yollarda şekavet yapan, başka aşiretler ile mücadelelerde bulunan bu Avşarları, şair bu gibi göçebe Türk kabileleri ile beraber, Hama, Humus, Rakka havalisine yerleştirmek için, XVII.-XVIII. asırlarda sarfedilen gayretler neticesiz kalmış ve diğer aşiretler gibi, Avşarlar da fırsat bulur bulmaz, zorla yerleştirilmek istenildikleri sahaları bırakıp, tekrar eski yerlerine ve hayat tarzlarına dönmüşlerdir. Bunların dahili bünyeleri, devletle münasebetleri ve yaşayış şekilleri, diğer göçebe Türkmen kabilelerinden farksızdı, Bu vesikaların verdiği malumata göre, Avşarlar ile komşu yasayan şair Türkmenler arasında Bayatlar, Inallular ve Imırların muhtelif şubeleri vardı ki, bu, XIV. asır sonlanna ait olarak, İbn Tağribirdi`nin verdiği malumat ile de tamamiyle uygun gelmektedir.
114`de Inallulardan Ali Beg`in Inallu ve Avşar aşiretlerine mütesellim tayin edilmesi, bunların Avşarlar ile münasebetlerini gösteren diğer bir delildir. Osmanlı imparatorluğunun, göçebeleri icabeden yerlere zorla nakl ve iskan etmek hususunda -Selçukluların bu husuftaki ananelerini takip ile- XIV. asırdan beri sarfettiği gayret neticesi olarak (Kutb-ı Mekki, Kanuni devrinde Adana-Halep arasındaki sahaya zorla göçebe Türkmenlerin iskanına çalışıldığından bahseder), daha XVII. asırda, İsparta`nın bir merhale şimalinde, Avşar köylerini görüyoruz. Mesela Tekirdağı`nda mevcut Avşar köyü, ismini, herhalde, buraya iskan edilmiş Avşarlardan almış olacaktır.
XIX. asırda Çukurova aşiretlerinin iskanı için, Derviş Paşa tarafından yapılan askeri hareketler esnasında, oradaki şair Türkmen aşiretleri gibi, Avşarlar da büyük felaketlere uğramışlar ve kısmen Göksün ve Kayseri taraflarına, kısmen de başka yerlere iskan edilmişlerdir ki, Avşar halk şairlerinin buna ait tertip ettikleri çok hazin manzumeler oralarda hala terennüm edilmektedir. Bugün hala Çukurova, Maraş, İçel ve Kayseri sahalarında yarı göçebe Avşar oymaklarına tesadüf edildiği gibi, Suriye`de, Rakka`da da Avşar-bucağı adını taşıyan küçük bir oymağın yaşadığı rivayet edilir.
Anadolu nun muhtelif sahalarında, muhtelif zamanlarda Avşar zümrelerinin yerleşmiş veya yerleştirilmiş olduğu, bugün hala Avşar, Avşarlı v.s, gibi isimler taşıyan köylerin mevcudiyetinden anlaşılıyor.
Dahiliye vekilliği tarafından tertip ettirilen Köy adlan kitabında, 44 Avşar köyüne rastlanıyor:
Buna göre, Sivas, Ankara ve Bolu vilayetlerinde 5`er, Kastamonu da 4, Manisa ve Konya`da 3`er, Kayseri`de 2 Avşar köyü bulunuyor; diğer köyler Safranbolu, Isparta, Antalya, Bursa, Çankırı, Afyon, Kütahya, Yozgat, Maraş, Balıkesir, Çorum, Aydın, Denizli, Muğla, Tokat ve Malatya`da dağınık bir haldedir.
Türkiye`deki Avşarlar, hemen umumiyetle Sünni mezhebin-dedirler. Yalnız bugün Kars vilayetinde Taşburnu nahiyesine tabi küçük bir köyde, Şii mezhebine mensup, ufak bir Avşar zümresi yaşamaktadır ki, bunlann İran`da Urmiye havalisinde yaşayan Şii Avşarlardan ayrılıp, buraya gelmiş olduğu kolayca tahmin olunabilir. Son bir mütalaa olarak, Selçuk devrindeki ilk muhaceretler esnasında Avşar oymaklarının büyük ekseriyetinin İran sahasında kaldığını, şimali Suriye`ye gelen bir kısım Avşarların da, sonradan, kısmen Şah İsmail`e iltihak ederek ve kısmen de Anadolu`nun muhtelif yerlerine dağılarak, yavaş yavaş azaldıklarım ve Osmanlı İmparatorluğunun merkeziyetçi sistemi içinde, İran da olduğu gibi, mühim roller oynayamadıklarını söyleyebiliriz. buraya kadar anlatmaya çalıştığım ``AVŞAR´´ın tarihi akışın içinde eksiklerim mutlaka olacaktır. Bende Ankara AFŞAR doğumlu bir Afşarım. Dünyadaki tüm Afşarlara.. Selam ve Sevgilerimle. 18-HAZİRAN-2016
Sevil ÖZPINAR _____________________ALANYA____________________
Kaynak : Ahmet KÖKER avşar tarihi. Mustafa Mete İSLAMOĞLU ``AVŞAR TARİHİ ARAŞTIRMALARI´´. M. Fuad KÖPRÜLÜAVŞAR TARİHİ Sevil ÖZPINAR. Avşar tarihi araştırmaları`ndan faydalanılmıştır
|