Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10795
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2280) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (522) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (846) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Milli Kültür konuları
Milli kültürümüzü nasıl geliştirebiliriz? (14)
Toplum giderek dejenere mi oluyor? (9)
Milli Kültür ile ilgili diğer konular (499)


Milli Kültür - Milli Kültür ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Sevil ÖZPINAR - (Ziyaretci) 22.06.2016 22:51:43

TÜRK TÖRESİ ve TÜRK TARİHİ HAKKINDAKİ GERÇEKLER (7)


Sevil ÖZPINAR
YAZIYOR

TÜRK TÖRESİ ve TÜRK TARİHİ HAKKINDAKİ GERÇEKLER
( 7 )
___ KAYSERİ AVŞARLARI ___

Kayseri"nin Pınar-Başı kazasının merkez nahiyesine bağlı bir kısım köyler ile aynı kazanın Pazar-Ören nahiyesi köylerinden epeycesi, Sarız kazası köylerinin yarısından fazlası, Tomarza`ınn Toklar nahiyesi köylerinden pek çoğu Avşarlar`a aittir. Ayrıca Adana`ya bağlı Mağara kazası köylerinden Ayvad ve Ağdaş-Alaru köyleri de Avşarlar tarafından iskan edildiği gibi, Çukur-Ova`da mevcut bazı Avşar köylerinden başka, yine aynı bölgedeki pek çok köylerde de onlara mensup ailelere rastgelinir. Bunlar bir asırdan beri köylerde yaşamakta olmakla beraber en son oba teşkilatını henüz unutmamışlardır.
Image resized to 74 of its original size [670 x 485]

Bu soy kütüğündeki Kara-Receb ile 989 (1581) tarihinde kendisinden bahsedilen Receb Kethüda kastedilmiş olsa gerektir. Receb Kethüda`ya bağlı Avşarlar da daha sonraki asırlarda Receblü-Afşar adı ile anıldılar. Yine soy kütüğünde Receb`in torunu olarak gösterilen Hacı Mustafa Beğ de 1101 (1690) tarihinde Avusturya`ya. çağırılan Çerkez oğlu Hacı Mustafa Beğ`dlr. Yalnız Hacı Mustafa Beğ, görüldüğü gibi, Receb`in torunu ve Arab Hasan`ın oğlu değil, Çerkez adında birinin oğludur. Bahis konusu soy kütüğündeki İbrahim Beğ, Avusturya seferine çağrılan Dokuz İbrahim Beğ olabilir. Bekir Beğ`in de, 1124 (1712) yılında İstanbul a gelen Receblü-Avşarı boy beğisi Bekir Beğ olduğu görülüyor. Soy kütüğünde asıl beğ ailesi kolunda, üçüncü sırada geçen Çerkez Beğ`e gelince, bunun 1273 (1856) yılında geçen Avşar beyi olduğu ve oğlu Hacı Beğ`in de Fırka-i islahiyye`nin gelişi esnasında (1281=1865) Avşarlar`ın başında bulunduğunu biliyoruz.

Avşarlar`a dair arşivlerde ele geçirilecek yeni vesikalar bu soy kütüğünün tam olup olmadığını meydana koyacağı gibi, yine onlar sayesinde Avşarlar`ın vuruşmalarından bahseden bazı şiirler de belki izah edilebilecektir:

1 1273 (1856) tarihli hükümde adı geçiyor. Fırka-i İslahiye geldiğinde (1282-1865) Çerkez Beğ hayatta değildi.
2 Soy kütüğünün de gösterdiği gibi, Çerkez Beğ`in oğlu olan Haa Beğ Avşarlar`ın iskanı sırasında onların başında bulunuyordu.
3 Bana bu bilgileri veren Çerkez Ağa.

İran Avşar (Afşar)ları

Bu bahsin başında XII. yüzyılda İran`ın Huzistan eyaletinde Arslan-oğlu Yakub, sonra Şumla ve oğulları idaresinde Avşarların yaşadıklarını görmüştük. XV. yüzyılın sonlarına doğru tekrar bu ülkede Avşarlara rastgeliyoruz ki, bunlar Ak-Koyunlu fethi neticesinde Anadolu`dan gelmiş Avşarlar idiler. Bu Avşarların başında Mansur Beğ vardı. Mansur Beğ Avşarları`nın da Haleb Türkmeni Avşarları`ndan olduklarına şüphe yoktur. Safevi devletinin kuruluşundan sonra Haleb Türkmenlerinden ve Dulkadırlı ulusundan olmak üzere İran`a yeni Avşar oymakları geldi. İran`daki büyük Avşar varlığım işte Anadolu`dan gelen bu Avşar oymakları meydana getirdiler. Bu Avşarlar muhtelif bölgelerde yaşamakta ve ayrı beylerin idaresinde bulunmakta idiler. Bu da daha ziyade onların Anadolu`da farklı topluluklara mensup bulunmaları ile İran`a farklı zamanlarda göç etmiş olmalarından ileri gelmiştir.

1. Mansur Beğ (Kuh-Giluye) Avşarları:

Daha önce de işaret edildiği gibi, Avşar Mansur Beğ, Uzun Hasan Beğ henüz Ak-Koyunlular`ın başı olmadan önce onun yakın nöklerleri arasında bulunuyordu. Mansur Beğ az yukarda söylendiği gibi, Haleb bölgesindeki Avşarlara mensup idi. Hasan Beğ`e sadakatle hizmet ettikten sonra İran`ın fethi üzerine buyruğundaki Avşarlar ile bu ülkeye gelmiş ve anlaşıldığına göre, kendisine Huzistan`ın güneyindeki Kuh-Giluye valiliği verilmiştir. Uzun Hasan Beğ oğlu Fars valisi Halil Mirza`nın 1476`da yaptırdığı geçit resminde Mansur Beğ de kendi askeri birliği ile bulunmuştu. Rumlu Hasan Beğ`in Oüuk-Beli (Başkent) savaşma Mansur Beğ`in katıldığı hakkındaki sözlerine pek inanılmaz. 1497 yılında Ak-Koyunlu tahtını ele geçirmek için harekete geçen Muhammedi Mirza Şiraz`ı Pürnek Kasım Beğ`in elinden alarak Avşar Mansur Beğ`e vermişti. Pürnek Kasım Beğ Azerbaycan`a hakim olan Ak-Koyunlu Bivend ve beğlerbeğisi İbe Sultan tarafından Fars`a gönderilmiş ise de Avşarlar Pürnekler yenmişler ve hatta Kasım Beğ`i de tutsak almışlardır. Yine Muhammedi Mirza`nın emirlerinden Piri Beğ adlı bir Avşar beyi vardı ki bu, bey adı geçen Muhammedi Mirza ile Sultan Murad arasında yapılan bir savaşta ölmüştür.

Mansur Beğ`in sonra Irak-ı Acem ve Fars`a hakim olan Ak-Koyunlu Sultan Murad`ın ve 907`de Fars`ı idare eden yine Ak-Koyunlular`dan Ebu`l-Feth Beğ`in hizmetinde bulunduğunu görüyoruz. Az sonra Şah-İsmail Kızıl-Baş Türk oymaklarının başında Ak-Koyunlu hakimiyetine son vererek Safevi devletini kurmuştur (1501). Mansur Beğ de diğer birçok Ak-Koyunlu beyleri gibi, genç Kızıl-Baş hükümdarına itaatini arzetmiş ve onun tarafından 911 (1505)`de Fars valisi tayin edilmiştir. Fakat Mansur Beğ`in bu hakimliği pek az bir müddet devam etmiş ve yeri Halil-Sultan unvanı ile Zulkadr (Dulkadır) boyundan Saru-Şeyhlu obası reisi Emet Beğ`e verilmiştir.

Ak-Koyunlular`ın yükseliş, çöküş ve nihayet yıkılışına şahit olan ve en sonunda Kızıl-Baş tacım giyen Avşar Mansur Beğ`in ölüm tarihi bilinemiyor. 941 (1534) yılından önce Kuh-Giluye valisi bulunan Elvend Han her halde, Mansur Beğin oğlu idi. Mezkur tarihte öldürülen Elvend Han`ın yerine Şah-Ruh Sultan unvanı ile Kuh-Giluye valisi olan Muhammedi Mirza`nın, Mansur Beğ`in torunu olduğunu biliyoruz. Şah-Ruh Sultan`dan sonra Kuh-Giluye`ye 965`de Rustem Han tayin edilmiştir. Ondan sonra burada Halil Han`ı görüyoruz ki, o da Mansur Beğin soyundan idi. Halil Han 10.000 Avşara kumanda ediyordu. Halil Han ve oğlu Rustem Beğ`in 988 (1580)`de Düzmece İsmail (Kalender) tarafından öldürülmesi üzerine Kuh-Giluye valiliğine Halil Han`ın yeğeni İskender Han getirilmiştir. İskender Han Fars`taki Dulkadır boyunun yardımı ile Düzmece İsmail`i tepelemiş ise de kendisi de Halil Han`ın küçük oğlu Şah-kulu tarafından öldürülmüştür. Fakat o da akrabasından Abdullatif Beğ oğlu Hasan Beğ`in muhalefeti ile karşılaşmış ve bir müddet her ikisi Kuh-Giluye`de bir birlerine hasım olarak yaşamışlar ve en sonunda Şah Kulu Han, 998 (1590) yılında Şiraz`da hasmı Hasan Han tarafından öldürülmüştür6. Hasan Han, iç karışıklıklardan dolayı Kuh-Giluye`yi bir müddet başına buyruk bir halde idare ettikten sonra 1003 (1594-1595) yılında Şah`ın emriyle Ferhad Han tarafından kardeşi ve oğullan ile birlikte tevkif edilmiş ve Kuh-Giluye valiliğine Kazerun hakimi yine Avşarlardan Emir Han tayin edilmiştir7. Hasan Han`dan bir daha bahsedilmemesine bakılırsa onun Şah Abbas tarafından öldürülmüş olduğuna hükmedilebilir. Nitekim kardeşi ve oğullan da Kahkaha kalesinde hapsedilmişlerdi. Hasan Han`ın oğullan ve kardeşi 1018 (1609-1610) yılına kadar Kahkaha kalesinde mahbus kaldılar. Mezkur yılda orada çıkan bir hadisede Şah`a sadakat gösterdiklerinden affedilip korucular araşma sokuldular1. Fakat Avşarlar Emir Han`ı vali tanımıyarak Halil Han`ın torunu Ebu`l-Feth Beğ`i başlarına geçirdiler. Şah Abbas da Avşarlar`ın itaatsızlıklarına kızarak Fars eyaletine kul takımından Allah Verdi Han`ı gönderdi. Allah-Verdi Han Fars`a gelerek itaatsizlik gösteren Avşarları cezalandırdı ve Kuh-Giluye`ye kendisi gibi kul cinsinden birim tayin ettikten sonra geri döndü.

Kuh-Giluye Avşarları`nın mühim bir kısırımı Gündüzlü ve Araşlu oymakları teşkil ediyordu. Bir yer adı olduğu anlaşılan Araşlu`nun nerede olduğu bilinemedi. Zamanımızda Şuşter yöresinde yaşayan Gündüzlüler, Kuh-Giluye`deki Gündüzlü Avşarı`nın torunlarıdır. Mansur Beğ`in de Gündüzlü Afşar`ından olduğunu söyliyebiliriz.

Huzistan`a gelince, Tahmasb devrinde Avşarlardan Mehdi Kulu Han Şuşter hakimi idi. Bu Avşar emiri yukarıda adı geçen Kuh-Giluye valisi Elvend Han gibi merkezin emirlerini dinlemediğinden tedibine lüzum görülmüş ve bunun icrasına yine Avşarlardan Haydar Kulu Sultan memur edilmiştir3. 949 (1542-1543)`da Şuşter ve Dizful valisi yine Avşarlardan Ebu`l-Feth Beğ idi4. 1003 (1594-1595) yılında ise orada Avşarlardan Şah Virdi Han`ı görüyoruz ki, aynı yılda Şah Abbas tarafından tahkikat için gönderilen yularcı başı Murad Beğ tarafından öldürülmüştür.

Kuh-Giluye`deki Gündüzlü Afşarının bir bölüğü sonraları Horasan`da abiverd dolaylarına, bir bölüğü de, Araşhılardan bir bölük ile beraber, Urmiye bölgesine gönderilmiştir.

DEVAMI 8. BÖLÜMDE







Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.