Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10788
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2275) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (522) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (844) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Milli Kültür konuları
Milli kültürümüzü nasıl geliştirebiliriz? (14)
Toplum giderek dejenere mi oluyor? (9)
Milli Kültür ile ilgili diğer konular (499)


Milli Kültür - Milli Kültür ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Sevil ÖZPINAR - (Ziyaretci) 23.06.2016 21:29:41

TÜRK TÖRESİ ve TÜRK TARİHİ HAKKINDAKİ GERÇEKLER (8)



Sevil ÖZPINAR
YAZIYOR

TÜRK TÖRESİ ve TÜRK TARİHİ HAKKINDAKİ GERÇEKLER
( 8 )

2. İmanlu Afşarları:

İran`daki İmanlu Afşarları, Dulkadırlı eli arasındaki İmanlu Afşarının bir koludur. Bu Avşarların İran`a Safeviler devrinde geldikleri anlaşılıyor. Bu Avşarlara dair ilk bilgimiz Şah Abbas devrinden önceye pek gitmiyor. Bu oymağa mensub Kasım Sultan 1002 (1593-1594) tarihlerinde Hemedan bölgesindeki emirlerinden biri idi. Kendisi 1019 (1610-1611)`da ve müteakip yıllarda o bölgede hakimlik yaptıktan sonra, 1032 (1623)`de Musul`un fethinde bulunmuş ve hanlık unvanı ile bu şehrin valiliğine tayin edilmiştir. Ancak ertesi yıl bir Osmanlı ordusunun yaklaşması üzerine Kasım Han, İskender Beğe göre, yanındaki askerin azlığından ve veba salgınından şehri tahliye etmek zorunda kalmıştır, Ertesi yıl Musulun geri alınması için gönderilen Safevi kuvvetleri arasında oğlu Kelb-i Ali Sultan`ı görüyoruz. Bundan Kasım Beğ`in Musulu tahliye ettiği için azledildiği veya öldürüldüğü anlaşılıyor. Şah Abbas`ın ölümü esnasmda 1037 (1628) Kelb-i Ali Sultan Urmiye hakimi idi. İşte daha sonraki yüzyıllarda Urmiyede gördüğümüz Avşarlar`ın mühim bir kısmı bu İmanlu Afşarı`ndan ve Urmiye hakimleri de adı geçen Kasım Han`ın soyundan idiler.

Burada işaret etmek istediğimiz bir husus vardır ki, o da İmanlu Afşarı ile İnallunun bir birine karıştırılmaması gerektiğidir. Kuzey Suriye Türkmenlerine mensup olan İnalluların İran`daki kolu Şamlu boyu obalarından idi. Bu oba sonraları birçok eserde İnanlu olarak yazılmıştır.

3. Alplu:

Alplu`nun Köpeklü Avşarının bir obası olduğunu evvelce görmüştük. Bu obadan İsmail Han (1003-1594-1595) yılında Fars`ta, Kuzerün hakimliğine tayin edilmişti. Şah Abbas`ın ölümü esnasında vazifede bulunan üç Avşar beyinden biri olan ve Siistan`da Ferah ve Esfuzar hakimi bulunan Er-Doğdu Han da Alpludan idi. İran`daki Alplu Avşarı`ınn Gündüzlü Avşarı ve hatta İmanlu Avşarı kadar kalabalık olmadığı anlaşılıyor. Yukarıda adı geçen İsmail Han`ı 1011-1013 (1602-1605) yıllarında Ferah hakimi olarak görüyoruz.

4. Usalu:

Bu Avşar obasının taşıdığı adın manası ve menşei bence meçhuldur. Şah Abbas`ın ölümü esnasında Kürdistan`daki Gaverüd hakimi İmam Kulu Sultan`ın Usalu`dan olduğunu biliyoruz.

5. Eberlü:

XVI. yüzyılda Eberlüler`in Kazvin bölgesinde yaşadıkları anlaşılıyor. Şah Safi`nin tahta geçtiği yılda (1037-1628) abiverd hakimi bulunan Cemşid Sultan Eberlüden olduğu gibi, Nadir Şah`ın ölümü esnasındaki beylerden Musa Beğ de bu boya mensup idi. XVIII. yüzyılda Eberlü obasından bazı kolların Tarum ve Halha`da yaşadıkları anlaşılıyor.

Şah İsmail ve Tahmasb devrinde hangi Avşar obasına mensup oldukları bilinemeyen daha birçok Avşar beyleri görülmektedir. Bunlardan biri Şah İsmail`in 916 (1510-1511) yılındaki Horasan seferine katılan Dana Muhammed Beğ idi. Ahmed Sultan adındaki diğer bir Avşar emiri de yine Şah İsmail tarafından Ferah hakimliğine tayin edilmiştir. 953 (1546) yılında Tebriz`de Afşar ve Zulkadr(Dulkadır)`lılar arasında çıkan bir ihtilaf silahlı çarpışmaya gideyazmıştı. Bu hadisede Avşarların. başında Sevündük Beğ, Şah Kulu Sultan ve Mahmud Han bulunuyorlardı. Bunlardan korucubaşı Sevündiik Beğ 969 (1561-1562) yılındaki ölümünde 90 yaşım geçmiş bulunuyordu. Oğlu Hüseyin Beğ, Tahmasb ve halefi İsmail devirlerinde Horasan`da, muhtelif sancaklarda valiliklerde bulunmuş ve Sultan Muhammed zamanında vali olduğu Sebzevarda isyan ettiğinden yakalanıp öldürülmüştür.

977 (1569-1570) yılında Kirman valisi bulunan Yakub Sultan ve kardeşi Yusuf Kulu Sultan, Kör-Oğlu Hüsrev Sultan ve Dana Beğ oğlu Allah-Kulu Beğ de Tahmasb devri Avşar emirlerinden idiler. Şah Sultan Muhammed zamanında Ferah hakimi Hüseyin Sultan ve kardeşi Ali-Han Sultan da hangi obadan oldukları bilinmiyen Avşar beğlerindendir6. Bunlar Ferah vilayetinde ortaya çıkan Düzmece İsmaillerden biri ile savaşarak ölmüşlerdir. Feraha ve Esjuzara bunların akrabaları Yeğen Sultan vali tayin edilmiştir. 997 (1588-1589) yılında korucu başı Avşar`dan Bedir Han idi. Onun aynı yılda Esterabad valiliğine tayin edilmesi üzerine korucu başılığa yine bu boydan Kirman hakimi Veli-Han getirilmiş ve Kirman da Veli Han`ın oğlu Bektaş Han`a verildi. Ayni yılda Avşar Çoban-Oğlu Mehdi Kulu Han`ın Horasan seferine katılması emredilmiştir.

İşte XVI. yüzyıldaki Safevi hizmetinde muhtelif yerlerde vazifelerde bulunan başlıca Avşar emirleri bunlardan ibarettir. Bu misaller onların devletin büyük başta gelen boylardan biri olduğunu açıkça gösteriyor. Fakat Şah Abbas, Avşarları, bilhassa Kuh-Giluye`de yaşayan en kalabalık kolunun itaatsızlığından dolayı cezalandırmış ve onlara itibar etmemiştir. Nitekim onun ölümü esnasında ancak 3 Avşar emiri valilik ediyordu. Bunlar da, yukarıda işaret edildiği gibi, Urmiye hakimi Kelb-i Ali Sultan (İmanlu Afşarından). Ferah ve İsjizar hakimi Bi-Doğdu Han (Alplu`dan) ve Kaverud hakimi İmam Kulu Sultan (Usalu`dan) idiler. Avşarlar`ın en kalabalık halde bulundukları Kuh-Giluye ise kul sınıfından emirler tarafından idare ediliyordu. Buna karşılık aynı hükümdar zamanında Şamlnlar`ın büyük bir itibar sahibi oldukları görülüyor ki, onlardan valilik yapan 8 kişi vardı. Şamlulafı Zulkadr boyu takibetmektedir.

Bu sebeble müverrih Türkmen İskender Beğ Şamlular için:

taife-i celile, (ulu) Zulkadr (Dulkadır) hakkında da: taife-i refie (yüce) sözlerini kullanıyor. Bu devirde Kaçarlar`ın da pek gözde olmadıkları anlaşılıyor. Onlardan da ancak iki emir vardı. Bunlardan biri de Kaçar boyuna sonradan katılmış, bazı müelliflere göre, Kurd asıllı olan İgirmi-Dört (Yirmi Dört) obasından idi.

XVin. yüzyılda ise vaziyet değişmiştir. Bu yüzyılın başlarında Şamili, Zulkadr ve diğerleri parçalanmış ve zayıf bir durumda bulundukları halde Avşar ve Kaçarlar kalabalık ve kuvvetli idiler. Nadir Şah Horasan`da Abiverd`te yaşayan Avşarın Kırkkı obasından idi. XVI. yüzyıldaki Avşarlar arasında bu adda bir oba görülemiyor. Yalnız aynı yüzyılda Türkiye`de Boz-Ok`ta Kırkkı adlı bir oymak vardı. XVII. yüzyıldan itibaren, Kırkla gibi, Köse-Ahmedlü, Kasımla, Kutulu ve Begeşlü adlı yeni Avşar obaları da meydana çıkmıştır. Bunlardan Kasımla, adını, anlaşılacağı üzere, İmanlu Afşarının başı Kasım Han`dan almıştır.

Nadir Şah, memleketi müstevli Afganlardan kurtardığı gibi, aynı zamanda fatih bir hükümdardı. Yüreğinde sıcak bir Türkmenlik duygusu taşıyordu. Diğer taraftan İran Türklüğünü, Türkiye ve Orta-Asya Türklüğüne yaklaştırmak için mezhebi bir İslahata girişmişti; ölümü bu gayenin tahakkukuna engel oldu.

Kaçarlara gelince, onlar İktidarı Lurların elinden aldıkları gibi, İran`da siyasi birliği de kurdular. Kaçarlar da, kavmi şuura sahip bir Türk hanedanı idi. Onların geniş bir Türklük anlayışına sahip olmakla beraber, eski Türkmen hanedanları gibi, Oğuz eline ve Oğuz boylarına hususi bir ilgi gösterdikleri de görülür.

Avşarlar XIX.yüzyılın başlarında İran`daki Türk asıllı toplulukların en kalabalığı, kabul ediliyor; sayılan ve nüfusları hakkında 88.000 rakamı veriliyor. Zamanımızda İran`daki Avşarlar`ın pek çoğu oturak yaşayışa geçmiştir. Onlara İranda hemen her yerinde tesadüf edilmekle beraber toplu olarak Avşarlar başlıca Urmiye ve Hamse (Zencarı), Hemedan ile Kirman-Şah arasındaki Esedabud yöresinde, Huzistan, Fars ve Kirmanda yaşarlar. Bunlardan Urmiye, Hamse ve Esedabud yöresindekiler artık tamamen yerleşmiş bir halde bulunuyorlar. Fars`taki İnanla (İnallu) kümesi arasında görülen Afşar-Uşağı oymağı da yerleşik hayata geçmiştir. Huzistandaki Gündüzlü Afşarları, Kuh-Giluye`deki Akaçeri (Ağaç-Eri) kümesi arasındaki Avşar oymağı ile Kimnaridaki 5.000 çadırlık Afşar teşekkülü henüz göçebe hayatlarım devam ettiriyorlar. Bunlardan başka Kazvin`in güney-batısında 97 köylük Afşar adlı bir kaza (bölük) da vardır.

Avşarlar, verilmiş olan şu bilgilerden anlaşılacağı üzere, tarihimizde en devamlı rol oynamış büyük bir boydur. Bu bakımdan hiçbir Oğuz boyu onunla mukayese edilemez.

Burada onlara dair verilmiş olan bilgilerin bir hülasasını yapmak yerinde olacaktır:

1- Reşideddin`in Türklerin tarihi bölümünde Avşarların hükümdar çıkarmış 5 boydan biri olduğu söylenir. Bundan Avşarların, Oğuzların İslamiyyetten önceki tarihlerinde de mühim roller oynamış boylardan biri olduğu neticesi çıkar.

2- Selçuklu devrinde faaliyetleri ile kaynaklarda akisler yapmış, ancak 3-4 boy vardır ki, onlardan biri de Avşarlardır. Görüldüğü gibi, Avşarlar, XII. yüzyılın ikinci yarısında Huzistan ve ona komşu yerlerde 40 yıldan fazla süren bir beylik kurmuşlardır.

3- Avşarlar, XVI. yüzyılda, Anadolu`da, Kay i darı sonra olmak üzere, en fazla yer adına sahib bir boydur. Bu husus Avşarların Anadolu`nun fetih ve iskanında da en mühim rolleri oynamış boylardan biri olduğunu ifade eder.

4- Yazıcı-Oğlu Ali`ye göre, Karaman-oğulları Avşarlara mensubdur ki bu, imkansız değildir.

5- Avşarlar, oynadıkları bu büyük tarihi rollere rağmen XIV. yüzyılda Haleb bölgesindeki kalabalık Türkmen topluluğunu meydana getiren 3 büyük boydan biri idi. XIV. yüzyıldan son zamanlara kadar Anadolu ve İran`da faaliyetlerde bulunan Avşarlar bunlardır. Bu Avşarlar XTV. yüzyılda Dulkadırlı beğliğinin kuruluşunda bulundukları gibi (İmanlu Afşarı) onların Sis`in (Kozan) fetih ve iskanına da katıldıkları anlaşılıyor.

6- XV. yüzyılda Avşarların Ak-Koyunlu faaliyetlerine katıldıkları görülüyor. Bunun sonucunda onlardan bir bölüğü İran`a gitmiştir (Mansur Beğ Avşarları). Safevi devletinin kurulmasından sonra Anadolu`dan İran`a yeni Avşar zümreleri göç etti. Böylece İran`da kuvvetli bir Avşar varlığı meydana geldi. Bu Avşarlara mensub olan Nadir, kazandığı başarılardan sonra Safevi hakimiyeti yerine kendisininkini koydu. Avşarlar, siyasi hakimiyetlerini kaybetmelerinden sonra da varlıklarını kuvvetle devam ettirdiler. Bugün İran`daki kalabalık Türk unsurunun mühim bir kısmı Avşarların torunlarıdır.

7- Anadolu`daki Avşarlar`a gelince, bunlardan bazı obalar daha XVI. yüzyıldan itibaren şurada burada yerleşmeğe başladılar. Onların büyük kümesi ise, XIX. yüzyılın İkinci yarışma kadar göçebe hayatını sürdürdükten sonra bilhassa Kayserin


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.