Vefât yıldönümünde Balıkesirli İmâm Birgivî Hazretleri (3 Eylül 1573) 03 Eylül 2022
Vefât yıldönümünde Balıkesirli İmâm Birgivî Hazretleri (3 Eylül 1573) 03 Eylül 2022
Halit Kanak
Kânûni Sultân Süleyman ve II. Selim zamanının önemli âlimlerinden olan Mehmed Birgivî Efendi hem bir vâiz, hem bir mürşid, hem bir müderris, hemde bir mütefekkirdir. Aynı zamanda Osmanlı Coğrafyasında; İmâm-ı Âzâm gibi, İmâm Muhammed Şâfii gibi İmam nisbesini almış tek kişidir. Dört Osmanlı Sultânı döneminde Şeyhülislamlık yapmış olan Molla Fenârî’ye dâhi İmam denmediğini düşünürsek ne denli ilim sahibi olduğunuda anlamış oluruz.
Pek çok Arap âlimi kendisini Anadolu’nun İmâm Gazâlisi olarak tanımlamıştır.
27 Mart 1523’te dünyaya gelmiş, çocukluğu ve gençlik yılları Balıkesir’de geçmiştir. İlk derslerini bugünkü İncirli Camii’nin yerinde bulunan medresede babasından almıştır. Babası müderris ve tasavvuf ehli Pir Ali Edendi’nin kabri Balıkesir’de Başçeşme Kabristanındadır. Dedesi, Kepsut’a bağlı Bektaşlar Köyünden İskender Efendidir. Onun da babası Candaroğlu İsfendiyar Bey’in neslinden ve Hacı Bayram Velî Hazretlerinin Halife’si Şeyh Lütfullah Efendidir. Kendi adıyla anılan cami haziresinde medfundur.
Mehmed Birgivî, Balıkesir’den sonra geldiği İstanbul’da Semâniye Medresesinde Âhizâde Mehmed Efendi ve Kızıl Molla lakaplı Abdurrahman Efendi’nin elinde yetişir. Mahmud Paşa Medresesinde ise Hocası büyük âlim Küçük Şemseddin Efendi’dir.
Yetiştirdiği binlerce öğrencinin yanısıra; yazdığı Ehl-i Sünnete uygun tefsir, hadis, kelâm, fıkıh kitaplarıyla büyük hizmetleri olmuştur. Fetvâ konusunda hiç taviz vermez bildiğini söylemekten çekinmezdi. Hatta Şeyhülislâm Ebussûd Efendi’nin para vakıflarının câiz olduğu yönündeki fetvâsına katılmayarak Es-Seyfü’s-Sârim (Keskin Kılıç) isimli risale yazarak bunu reddetmiştir.
Ebussûd Efendi’nin kendisini uyarması tasavvufa yönelmesine vesile olmuş ve Bayramiyye Tarikatı Şeyhlerinden Abdullah Karamânî Efendiye intisap etmiştir. Hocası kısa sürede Emr-i bil-mâruf yapmasını istemiş, ayrıca Sultân II. Selim’in Hocası Ataullah Efendi’nin yeni yaptırdığı Birgi’deki medreseye müderris olmasını sağlamıştı.
Bugün, Ödemiş’e bağlı bir kasaba konumumda bulunan Birgi, Aydınoğulları döneminde önemli bir kültür merkeziydi. Osmanlı zamanında aynı özelliğini sürdürmüş, Mehmed Efendi buraya nisbetle Birgivî olarak anılmaya başlanmıştı.
Kendisi hayatının sonuna kadar eser yazmaya, öğrenci yetiştirmeye devam etti. Oğullarından başka torunu İsmetî Mehmed Efendi’de büyük âlim olmuş ve dedesinin eserlerinin başka coğrafyalarda da yaygınlaşmasını sağlamıştır.
Zamanın Sadrâzâmı Sokullu Mehmed Paşa kendisini İstanbul’a dâvet ederek sohbetinde bulunmak isteyince bu fırsatı kaçırmaz. “Âlimler, ancak nasihat için devlet adamlarıyla görüşürler” düsturundan hareket ederek, devlet yönetimindeki ve adalet mekanizmasında ki aksaklıkları bir bir anlatır. Bu sohbet Sadrâzâmı derinden etkiler. Ancak, Osmanlı Devletinin zirveden düşüşe geçişini engellemez. Çünkü nasihatler etkileyici olsada tutulmaz. Haklı öğütler yerine getirilmez.
İmâm Birgivî Hazretlerinin üç oğlu dünyaya gelmiştir. Fazlullah ve Mustafa ilim ehli kimseler olarak uzun yıllar hizmet etmişlersede; Mehmed Halim küçük yaşta ölünce O’nun anısına Ahvâl-ü Etfâli’l Müslimîn (Müslümanların Çocuklarının Durumları) adlı risâleyi kaleme almıştır.
Ömrünün son 10 yılını, müderrislik yaptığı Birgi’de yeni yaptırılan medresede eğitim, irşâd ve eserler yazarak geçirmiştir. Önemli eserlerinden Tarikât-ı Muhammediye her Müslümanın başucu kitabı olduğu gibi, ilmihâl niteliğindeki Vasiyetnâmesi yüzyıllar boyu Osmanlı Coğrafyasında okunmuştur. İslâm Hukuku, Kur’an İlimleri, İtikad ve ibâdetler, Ahlak ve Tasavvuf hakkındaki eserleri günümüze kadar gelmiştir.
Birgivî Hazretleri bir İstanbul yolculuğunda vebâ hastalığına yakalanarak 3 Eylül 1573’te vefât etti. Cansız bedeni Birgi’ye getirilerek defnedildi. Kabir taşında eskiden;
“Cism-i mâzenini kaldı gurbet elde
Balıkesirli Mehmed bin Pîr Ali”
kitabesi yazılıymış. Vebâdan vefât etmesinden dolayı şehid olduğuna inanılmaktadır. Mekânı Cennet olsun inşaallah…
|