Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1831
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10765
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 755
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2268) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (519) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (835) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (622) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3426) |

Görüş bildirebileceğiniz Siyasi Partiler ve Siyasetciler konuları
Siyasetçiler nasıl olmalıdır? (41)
Siyasi Partilerimiz nasıl olmalıdır? (27)
Siyasi partiler ve siyasetçiler ile ilgil diğer konular (767)


Siyasi Partiler ve Siyasetciler - Siyasetçiler nasıl olmalıdır? konusu hakkında görüşler
İSMAİL HAKKI KAR - (Ziyaretci) 24.02.2010 10:50:36

SİYASETÇİLERE TAVSİYELER (12) (B)

Hatırlarsanız, iletişimin ana paydalarını konuştuğumuz yazımızda 2. büyük payda olarak ``üslup´´ tan bahsetmiştik. Bildiğiniz gibi üslup, söyleyiş tarzıdır. Konuşurken; telaffuzumuza, vurgulamamıza, tonlamamıza, tempomuza, dinamizmimize, duraklara dikkat etmeliyiz. En az onlar kadar önemli olan başka bir şey ise konuşmamızla beden dilimizi uyumlu hale getirmemizdir. Bunun ayrıntılarına girmeyeceğim. Başka bir makalede buna tafsilatlı açıklama fırsatı bulacağız.

Şimdi gelelim konuşurken nelere özen göstereceklerimize;

&8212; Etkili kişilik ve görünüşümüz olmalıdır. Kılık-kıyafetimizin temiz, bakımlı, günün icap ve örflerine uygun ve aşırıya kaçmayan tarzda olmalıdır. Bununla birlikte, özgüven şarttır. Beden dili olarak yapmamız gerekenleri daha önceki yazılarda sizlerle paylaştık. Aşağıda diğer faktörlerine değineceğiz. Hepimizin içinde topluk önünde konuşma fobisi vardır ve normaldir. Eğitimlerimde sıklıkla kullandığım bir slogan geliştirdim; ``Korku, korkaktır. Üzerine gittikçe kaçar. Aksi olursa, siz korkar ve kaçarsınız.´´

İlk verdiğim eğitimi hatırlıyorum da.. dizlerimin bağı çözülmüştü. Artık her şeyin bittiği, yer yarılıp içine giresim geldiği o dayanılmaz heyecan.. korku.. ama 15 &8211; 20 dakika direndikten sonra rahatladım. Sonra ne mi oldu? Elbette her şey yoluna girdi. Şimdilerde fırsat doğsa, dünya televizyonlarının canlı bağlandığı dev bir organizasyonda sunum yapmak benim için çok zor değil. Bu arada hemen söyleyeyim, bu bir üstün yetenek gerektirmiyor. Sadece öğrendiklerimizi sabır ve kararlılıkla uygulamamız yeterli. İnanın bana!

Şu meşhur Marcus Cicero`yu bilirsin. Roma senatosunda herkesin korkulu rüyası Çiçero, aslında bir kekemeydi. Değil senato, kendi derdini bile izahtan uzak, sıkılgan biriydi. Yaptığı birtakım uğraşlardan sonra meşhur oldu. Sorarım size kaçınız kekeme?

&8212; Gülümsememize özen göstermeliyiz. Hadis-i şerifte bahsedildiği gibi, aynı zamanda sadakadır. Biri için hiçbir şey yapamıyorsak bile, samimi, içten bir tebessüm ile bakmamız çok önemli duygusal destektir. Dale Carnegie `` İnsanları etkilemek için en önemli araç, ``gülümsemek´´ tir.´´ diyor. Gerçekten de gülümsemek, insanlığın elindeki en güçlü iletişim tılsımıdır. Rivayet odur ki, somurtmak için 114, gülümsemek içinse sadece 11 yüz kasımızı harekete geçirmeye gereksinim duyarız. Sizce hangisi zor?

&8212; Duruşumuza dikkat etmeliyiz. Vücudumuzun &8216;güvenli duruş` pozisyonunda olması, bizi cesaretli ve kendinden emin gösterir. Biliyorsunuz, daha önce söylemiştik; insanlar arası ilişkilerin 60`ı, beden dilidir. Eğitimlerimde sıklıkla karşılaştığım hata, ``ukala´´ ve ``güvenli´´ tutumlarının birbirine karıştırıyor olmasıdır. Birçok eğitim sürecinde buna şahit olmuşumdur. Oysa iki tutum, birbirinden çok farklıdır. Tıpkı ``gurur´´ ile ``onur´´un arasındaki fark gibi. Atalarımız ne güzel söylemiş: `` Olgun insan odur ki; ne kimseyi incite, ne kimseden incine´´ Diğer ayrıntılar için beden dili yazımızı inceleyebilir.

&8212; Dinleyen kişiye olan mesafemizi ayarlamalıyız. Söz gelimi; bire bir konuşuyorsak, mesafenin 40 &8211; 80 cm arasında olmasına dikkat etmeliyiz. Çünkü daha fazla mesafe, etkileme gücümüzü azaltır. Küçük gruplarda aramızdaki diyaloglarımızda 250 cm mesafeyi aşmamaya dikkat etmeliyiz. Özellikle kritik konularda etki gücümüzün azalmaması için bu çok önemlidir. Bununla birlikte Açık hava mitinglerinde, konferans ve panel gibi aktivitelerde bunu sağlamak imkânsızdır. Böyle bir ortamda konuşma yapmamız gerekirse, sesimizin tonu birebir veya küçük topluluklara oranla daha abartılı olmalıdır. Bunlar için aşağıdaki bazı kurallar bize yardımcı olacaktır. Grup eğitimlerimize katılan iş adamı, siyasetçi ve sosyal yaşamı aktif olan katılımcılar, bunun farkını çok çarpıcı bir şekilde bizimle paylaşıyorlar. Seyyid Razi`nin Değerli Eseri ``Nehc`ül-Belağa´´ Hazreti Ali (S.a.v.)`in toplum önünde yaptığı tüm konuşmaları içeren bu değerli eseri hepinize tavsiye ediyorum. Müthiş bir eser. Bunu tüm dünya kabul ediyor. Kitabın belli bölümleri internet ortamında tatmin edici yazılar olmakla beraber, kitabını almanız ve başucunuzda saklamanız daha doğru olacaktır. Bilgi alma açısından yazılı vesikaların yerini hiçbir şey tutamaz, tutamayacaktır. Çünkü onunla aranızda duygusal bir bağ kurarsınız. Sahip olma duygusu önemli bir histir.

&8212; Göz teması kurmalıyız. Bizi dinleyenlerin göz bebeklerinin içine bakmalıyız. Bu konuşmacıyla ilgilendiğimizin en belirgin işaretidir. Dinleyenleri motive etmekte son derece etkilidir. İnsanlar kulakları ile dinler ama dinlediğinizi sizin bakışlarınızdan anlar. Ancak bunda aşırıya kaçmamaya (özellikle karşı cinse) dikkat etmeliyiz. Topluluğa karşı konuşmada birçok kişiye bakışımızı yönlendirmeliyiz. Bu iletişimimiz için nefes almak kadar önemlidir. Kim kendisiyle konuşanın dağa bayıra, tavana bakmasından hoşlanır?

&8212; Sempatik ve dostça davranmalıyız. Ancak; davranışlarımızda yapmacık ve aşırıya kaçmamalıyız. Mark Twain ``Kişi, insanları kalbiyle anlar, gözleri ya da zekâsı ile değil.´´ Diyerek, duyguların önemine işaret ediyor. Her zaman sizlerle paylaştığım sloganım var; ``Değer veren, değer görür. Gayrisi (başkası) görüntüdür.´´ Gerçektende hakiki sevgi ve saygı, menfaatler bittiğinde bile devam eden sevgidir. Çoğu kere menfaatler çakıştığında dahi fedakârlık yapabilme gücünü içinde barındıran duygudur. Ötesi, çıkar ilişkisine veya korkudan kaynaklanan yapay davranıştır. Bilgi ve beceri için eğitime ihtiyacı vardır. Ama gönlün böyle bir şeye ihtiyacı yoktur..asla! Hissiyatlarımız, doğuştan gelen kazanımlarımızdır. Yaşantımız, tecrübelerimiz sadece onları güçlendirir.

Burada makaleyi sonlandıralım. Nasılsa konuşacak çok şey var. Sizden gelen maillerden çokça konu başlığı belirlendi bile. Eleştirilerinize göre konu seçtiğimi biliyorsunuz.. öyle değil mi? Sağlıklı ve huzurlu bir şekilde yaşamanızı diliyorum, kabul ediniz. Umut ve sevgiyle&8230;


İsmail Hakkı Kar
İnsan İlişkileri Ustası



``Bu yazı, mahalli idareler seçimleri arifesinde yazılmıştır.´´


(devam edecek)

İletişim:
www.edimer.net
bilgi@edimer.net
kesifyolculugu@gmail.com



Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.