Bahçeli, koalisyonu engellerse siyaseten intihar etmiş olur
Bahçeli, koalisyonu engellerse siyaseten intihar etmiş olur
Mehmet Koçak Mehmet Koçakkocak61mehmet@gmail.com
15 Ağustos 2015
Son zamanlarda MHP Genel Başkanı Bahçeli, siyaseti geren pervasız açıklamalarının dozunu artırdıkça artırıyor. Milli iradeye saygı duymak ve seçmenine karşı sorumluluklarını yerine getirmek yerine hâlâ tahrik edici bir üslup içinde partisine egemen olmaya çalışıyor. Cumhurbaşkanına hakaretten tutun da, siyasi parti liderlerine akıl vermeye kadar kendisini ilgilendirmeyen konularla zaman geçiriyor.
Siyasi ahlaktan yoksun ve her şeyden önce bir bilim adamına, siyasi parti liderine ve devlet adamına yakışmayan Bahçeli`nin bu tavrının aslında siyasi arenada da bir karşılığı yoktur.
Bahçeli, ``AKP-CHP koalisyonu vatanın hayrınadır. Geciktirilmeden bu koalisyon kurulmalıdır. AK Parti ve CHP tarihi sorumluluktan kaçmamalıdır´´ şeklindeki görüşlerinde ısrarcı olmuştu. Halk diliyle bozuk plak gibi aynı şeyleri tekrar edip durdu.
Aslında Bahçeli`nin açıklamaları ciddiye alınmadığı AK Parti &8211; CHP koalisyonunun kurulamamasından da anlaşılmaktadır. Bahçeli`nin ana muhalefet lideri olma hevesi kursağında kaldı.
Halk deyimiyle Bahçeli bu süreçte &8216;kendi çalıp kendi oynadı`.
MHP camiası ve seçmen kitlesinde Bahçeli`nin bu tutarsız açıklamaları ve tavrı artık yüksek sesle dillendirilmeye başladı. MHP Genel Merkezine ulaşan son anketlerde MHP oylarında bir düşüş olduğu görülünce Bahçeli`den de bir değişim sinyali gelmeye başladı.
Bahçeli için tarihi bir fırsat doğdu&8230;
Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde ona hem partisi içinden hem de CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, ``Cumhurbaşkanı adayımız ol´´ teklifinde bulunmuş. Ama Bahçeli ``ben haddimi bilirim´´ cevabını verir.
Kılıçdaroğlu; ``gel başbakan ol´´ teklifine rağmen Bahçeli, ``Başbakan olmam´´ dedi.
Başbakan Davutoğlu ``Koalisyona gir, birlikte olalım ülke sorunlarını göğüsleyerek millete ve ülkeye beklenen hizmetleri sunalım´´ dedi. Bahçeli ``Kırmızı çizgilerim var girmem´´ diyerek kapıları kapatmıştı.
Ülkücüler ona; ``Rahmetli Türkeş 3 milletvekiliyle 2 bakanlık alarak 1. MC hükümetine katılmıştı. Siz 80 milletvekiliyle sorumluluktan kaçıyorsunuz. Cesaretiniz yoksa o zaman Genel Başkanlığı bırakın´´ deyince, Bahçeli; ``Koltuğu asla bırakmam´´ imasında bulunarak diretiyor.
Bahçeli, demek istiyor ki; ``MHP oy aldıysa, vatanın ve milletin geleceğinden de oranında sorumludur.´´
Eğer Sayın Bahçeli, ``Türk Milliyetçisiyim ve ülkücüyüm´´ diyorsa ve samimi ise 1 de oy alsa bile 0`den sorumludur. Çünkü bu vatan ve milleti sevmenin gereği budur&8230;
Bahçeli`nin bir diğer yanlış hesabı da tutmadı. ``AKP-CHP koalisyonu kurulursa şehit sayısı artar, milletin tepki oyları MHP`ye yönelir. Erken seçimde oylar 20`ye çıkar.´´ Bahçeli`nin bu yanlış hesabı koalisyon görüşmeleri başarısızlıkla sonuçlanması sonucu suya düşmüş oldu.
7 Haziran akşamı AK Parti, CHP ve HDP`nin birlikte geniş tabanlı hükümet kurmasını isteyen bu olmazsa erken seçim kartını gösteren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, peş peşe şartlar öne sürmeye başladı.
Bahçeli`nin önceki kapıları kapatmıştı şimdi ise Başbakan Davutoğlu`nun randevu talebine o, keskin virajlar ve sabır sınırlarını zorlayan beyanlardan sonra ``görüşmeye hazırız´´ açıklaması gerçekten şaşırtıcı oldu.
Dün başka, bugün daha başka yarın ise nasıl bir tavır takınacağı bilinmeyen birisi olarak halk nezdinde itibar kaybeden Sayın Bahçeli için şimdi tarihi bir fırsat doğdu.
Eğer Başbakan Davutoğlu`nun koalisyon teklifini engelleme yoluna girmez ise siyası geçmişteki hatalarını telafi etme yolunda ciddi bir değişimi de başlatma imkanı bulabilir. Ancak; milletin de beklentisi olan ve son şans olan bu koalisyon girişimini engellerse, Bahçeli için siyasi bir intihar olacaktır.
Yapılan anketlerde milletin kahir ekseriyeti AK Parti &8211; MHP koalisyonu istiyor. Her iki partinin tabanında da böyle bir beklenti var.
Bahçeli`ye düşen, Cumhurbaşkanına ağza alınmayacak hakaretlerle saldırıp ona buna akıl verme yerine sorumluluk üstlenerek gereğini yapmaktır.
Şimdi kırmızı çizgiler ve şartları bahane ederek kaçmak değil, devlet ve millet adına cesur kararlar alarak harekete geçme zamanıdır.
|