Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10795
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2280) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (522) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (846) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Siyasi Partiler ve Siyasetciler konuları
Siyasetçiler nasıl olmalıdır? (41)
Siyasi Partilerimiz nasıl olmalıdır? (27)
Siyasi partiler ve siyasetçiler ile ilgil diğer konular (778)


Siyasi Partiler ve Siyasetciler - Siyasi partiler ve siyasetçiler ile ilgil diğer konular konusu hakkında görüşler
Mehmet KOÇAK - (Ziyaretci) 21.01.2017 23:15:55

Bir devrin bitişi , Yeni Türkiye`nin doğuşu

Bir devrin bitişi, Yeni Türkiye`nin doğuşu
21 Ocak 2017



Osmanlı`dan Cumhuriyet`e taşınan  en kötü miraslardan biri &8216;siyasi kaos` dur.  
Siyasi çıkmazların sebep olduğu sancılar, tek parti döneminde en acımasız şekilde devam etti.
 Ülkemizde, &8216;parlamenter sistem`in açıklarından yararlanan sermaye, medya ve ordu üçgeninden oluşan vesayetçi güç ve işbirlikçileri ülkeyi yönetecek iktidarları belirlerdi. 
Kim veya kimler seçilirse seçilsin, her gelene hukuk dışı yöntemlerle uygulanan baskıların sonucu diz çöktürüldü.
Bu üçlüden oluşan vesayetçi gücün yapısı içindeki baronlar, ayaklarına çağırdıkları siyasilere talimatlar verir, bakanların kim olacağını emrederlerdi. 
Hükümetler, onların talimatıyla kurulur, çıkarları doğrultusunda hareket etmeyen koalisyonlar yine onların girişimleriyle bozulurdu.   
Bu baronlar ve işbirlikçileri üst düzey devlet kurumlarında, meslek kuruluşları odalarda, bazı dernekler ve vakıflar bünyesinde faaliyet gösterseler de asıl görevleri, devlet ihaleleri ve hükümetlerin faaliyetlerini yönlendirmekti.  
Kısacası, demokrasi deneyimi ve koalisyon kültürümüzün olmayışı bize çok ciddi anlamda zaman kaybettirdi. 
İNAT VE ISRARLARI BEYHUDE&8230;
Küçük bir zümrenin çoğunluğa tahakkümü olarak kullanıldığı için 140 yıllık parlamenter sistem, gelinen noktada tıkanmıştır. 
Siyaset, sermaye, medya, asker, bürokrat, akademisyenler ve hukuk baronlarından oluşan bu vesayetçi güç odakları şimdilerde isyandalar. 
Emperyalist devletlerin &8216;Yeni Türkiye`yi engelleme girişimleri ile içimizdeki işbirlikçilerinin eylem ve söylemleri birbirini tamamlıyor. 
Hem dış mihraklar, hem de içimizdeki işbirlikçileri bir çılgınlık ve cinnet halini yaşıyorlar.
Eylem ve söylemleri bu benzetmeyi doğruluyor. 
Çünkü &8216;yeni Türkiye`nin omurgasını oluşturacak &8216;yeni anayasa` ve &8216;yeni sistem` de onlar, yer bulamayacak. 
Hükümet kurma, koalisyon ve bakanlık pazarlıkları ile sömürü planları, artık tarih oluyor. 
Bunların büyük bir kısmı, devlete vergisini ya hiç ödemiyor ya da alışılagelmiş afları beklerlerdi.   
Şimdi o eski dönemler bitiyor ve yerine &8216;Yeni Türkiye` doğuyor.
Yeni sistemde, yasadışı yollardan zengin olmuş işadamlarından hesap sorulacak korkusuyla hareket edilerek engeller çıkarılıyor.  
Eski dönem hükümetleri patronlara çalışır ve onların emirlerini yerine getirirdi. 
R. Tayyip Erdoğan liderliğindeki &8216;Yeni Türkiye`de onların dönemi tamamen kapanıyor.  
Yeni hükümetler, vesayetçi güçlerin ve patronların değil, Türk milletinin yetki vereceği Cumhurbaşkanın emrinde devlet ve milletimizin emrinde olacaktır.  
İşte onun için kuduruyorlar.
Ülkenin geleceğini, toplum yaşamının tüm kurallarını düzenleyecek, anayasanın görüşmeleri sırasında TBMM`yi savaş alanına çeviriyorlar. 
Isırıyor ve kürsüyü işgal ediyorlar. 
Ancak ne yaparlarsa yapsınlar bu girişimlerin tümü beyhudedir. 
Çünkü, hukuk dışı yapılanmaların adı olan vesayetçi güçlerin dönemi kapanmıştır. 
Artık söz, milletin meclisinde ve milletin kendisindedir. 
YIKICI DEĞİL, YAPICI MUHALEFET
Elbette demokratik hakkını kullanarak eleştirilerde bulunmak muhalefetin en tabii hakkıdır.  
Fakat, unutulmasın ki; demokrasiyi içine sindirmek ve ülkenin ali menfaatlerini düşünmek, iktidar kadar muhalefetin asli görevidir.  
Bu yeniden inşa sürecinde muhalefet cephesine düşen yıkıcı değil, yapıcı muhalefet olmaktır.
Hükümetin yaptığı iyi şeyleri tasvip etmek kimseyi AK Partili yapmayacağı gibi, yaptığı olumsuz icraatları eleştiriyor olmak da, kimseyi vatan haini yapmaz. 
Önemli olan doğruları alkışlayan, yanlışları eleştirerek yapıcı muhalefet yapacak kadar şahsiyetli olmaktır. 
Diğer bir önemli husus şudur.
Ülkemizdeki değişim ve dönüşümün mimarı hiç şüphesiz Cumhurbaşkanımız Sayın R. Tayyip Erdoğan`dır. 
Ancak, MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli`nin de hakkını teslim etmek lazım. 
``Önce devlet ve milletim´´ diyerek 15 Temmuz FETÖ ihanetine karşı açık tavır almıştır.  
Milli birlik ve beraberliğimiz adına başlatılan Yenikapı ruhunu yaşatmak için gösterdiği gayret ve milli duruş, gerçekten takdire şayandır. 


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.