CHP’nin genetik mirası
CHP’nin genetik mirası
Son günlerde Türkçe ezan, Türkçe Kur’an, başörtülü kamu görevlileri ve darbe çığırtkanlığı ile milli iradeyi yok sayan söylem ve eylemlere şahit oluyoruz.
Bir CHP’li eski bakan, o kararanlık zihniyetinin tarafı olan bir emekli paşa ile bir gazeteci bozuntusunun açıklamaları üzerinden başlayan tartışmalara CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve yönetimindeki bazı hadsizlerin halkın seçmiş olduğu Cumhurbaşkanı Sn. Erdoğan’a yönelik hakaret içerikli pervasız ifadeleri ile destek vermesi CHP adına gerçekten utanç vericidir.
Bu söylem, eylem ve ithamlar CHP’nin geçmişinde olan genetik bozukluğun tekrar horlatılmaya çalışıldığının bir işaretidir.
Bu kişi ve kişilerin bu milleti millet yapan değerlerle barışık olmadıkları gibi toplumu ayakta tutan insani ilkelerden üslup, adap ve nezaket gibi kuralların ifadesi olan siyasi ahlaktan da yoksun oldukları açıktır.
Aslında, milli iradeyi yok sayma, darbeler ve inançlara saygısızlık, CHP’nin genetik mirasıdır.
Ancak, eski camlar bardak oldu ve gelinen noktada bu mirasın hiçbir kıymet-i harbiyesi kalmamıştır.
•
Şunu herkes bilsin ki, bu ülkede siyaset yapmanın sorumlulukları vardır ve bu sorumlulukların başında ise bu milleti millet yapan milli ve manevi değerler ile barışık olmak gelmektedir.
Bu değerler ile barışık olabilmek için ise her şeyden önce ahlaklı olmayı gerektirir.
Ahlâk, en basit anlatımla, toplumsal alanda insanlar arası ilişkilerde bireylerin uymaları beklenen ve talep edilen davranışlardır.
Bu davranışlara uymak ve gereklerini yerine getirmek ise en başta toplumun önüne çıkan siyasilerin en aslı görevidir.
Ülke ve millete hizmet için yola çıkanlar siyasiler, siyasi ahlak ve nezaket çerçevesinde farklı fikirlere sahip siyasilere karşı olduğu kadar, milli iradeye saygı adına halkın tercihiyle iktidarın meşru sahibi olanlara da aynı derecede saygılı olmak siyasi ahlakın bir gereği olduğu bilincinde olmalıdır.
Hele hele bu ülkenin en üst makamı olan Cumhurbaşkanına saygı ise hem milli iradeye saygı hem de makamın saygınlığı ile kanunların gereği olduğunu bir kere daha hatırlatmak isterim.
Siyasi ahlak ve nezaket sınırlarını zorlayan ve milli iradeyi yok sayarak Cumhurbaşkanımız Sn. Erdoğan’a “diktatör bozuntusu”, “sözde Cumhurbaşkanı” gibi aşağılayıcı ve hakaret içerikli ifadeler kullanmak ise onursuzluk ve seviyesizliktir.
Eleştiri elbette siyasi muhalefetin hakkıdır. Buna kimsenin itirazı olamaz.
Ancak, haksız ve mesnetsiz iddia ve ithamlarının yanında iftiralar ve hakaretlerde bulunmak hiç kimsenin ne hakkıdır ne de haddidir.
•
Bu millete; büyük acılar yaşatan, travmalara sebep olan CHP zihniyetinin de farklı şekillerde içinde yer aldığı, milli iradeyi yok sayarak yönetime müdahale eden askeri darbeler, gece yarısı askeri muhtıralar ile onların devlet içindeki yapılanması olan ‘Vesayetçi güçlerden çok çekti.
Şunu herkes çok iyi bilsin ki; o karanlık dönem bitmiştir.
Onlar ve onların destekçilerinin söylem ve eylemleri beyhudedir.
|