Değişen siyaset sosyolojisi ve ittifaklar
Değişen siyaset sosyolojisi ve ittifaklar Türk siyasi hayatının sosyolojisi, yeni sistemle hem değişiyor hem de yenileniyor. Zorunlu ittifaklara paralel olarak siyasiler arasında bu değişimin gereği yakınlaşma ve yeni seçim işbirliklerine şahit oluyoruz. Bana göre Türk siyasi hayatı iki partili &8216;başkanlık sistemi` döneme hazırlık sürecine girmiş bulunuyor. Başlayan ittifak görüşmelerinde parti kimliği yerine seçim kazanma adına farklı siyasi görüşlere sahip siyasilerin farklı partilerden aday gösterilmesi bunun en bariz örneğidir.
Siyaset arenasında ideolojikleriyle vedalaşan ve her kesimle rahat anlaşabilecek yeni bir siyasi anlayış gelişiyor. Bu yeni katılımlar, beraberinde yeni çevrelerle birlikteliği gerçekleştirdiği gibi yeni bir rüzgâr ve yeni bir siyasi sinerjinin oluşmasına vesile olacaktır. Artık siyaset arenasında partilerin ideolojik yapılarından çok seçimlerde elde edilebilecek başarılar üzerinden hesaplar yapılmaktadır. Farklı siyasi görüşler, artık engel değil, sonuç odaklı bir birliktelik ön kabulü olarak benimsenmeye başlamıştır. Bu yeni siyasi yapılanma toplum içinde de kabul gördüğü ve ideolojik kutuplaşmadan uzaklaşması kitlesel kabul görmeye başladığı dikkat çekmektedir. BÖLÜCÜ VE ÇIKARCI ÇEVRELERE DİKKAT EDİLMELİ Sonuç odaklı yeni arayışlar partiler arasında ittifaklara gidilmesi yönünde görüşmelerin devam ettiği bu süreçte dikkat edilmesi gereken hususlar var. Çeşitli halk katmanlarından yeni kişi ve çevrelerin katılımı elbette çok anlamlı ve faydalı olacağı muhakkaktır ancak; bu yapılırken, fırsat bekleyen menfaatçi ve bölücü ihanet ile devlet içinde gizli yapılanma faaliyeti içindeki bazı çevrelerin sızanlarına karşı tüm siyasi partiler ve karar verici organlar mutlaka dikkatli olmalıdır. &8216;Cumhur İttifakı`nı oluşturan AK Parti ve MHP bu konuda çok daha ciddi hareket etmektedir. Ana muhalefet CHP ise HDP ve bazı bölücü unsurlarla oy uğruna bazı gizli açık ilişkileri endişe vericidir. Çünkü bu parti ve parti yönetim kadrosu hâlâ emirlerini bölücü örgüt PKK`dan almaktadır. Hâlâ PKK için ``PKK bir terör örgütüdür´´ ifadesini kullanmamaktadırlar. Teröristlere &8216;gerilla`, terör örgütü PKK için de &8216;kurtuluş örgütü` olduğu iddiasındadırlar. Bölücü ihanet ile çok yakın ilişkiler içinde olan CHP`li vekil ve belediye başkanları olduğu biliniyor.
Güneydoğuda ve İstanbul başta olmak üzere büyük şehirlerde HDP ile açık gizli pazarlıklar artık sır değil. Bilhassa eski eş başkan Selahattin Demirtaş ile alakalı yapılan yorumlar ve açıklamalar CHP`nin açık desteği bu gizli ve kirli pazarlıkların bir devamı olduğu açıktır. FETÖ konusunda da benzer sızma hazırlıkları ve gizli ilişkiler olduğu iddiaları var. Oy uğruna bu yanlışa dikkat edilmez ise bu kişi veya kişiler zaman içinde o siyasi hareket içinde kendilerine yeni alanlar oluşturmak suretiyle parti kadrolarını ele geçirirse, iyi niyetler istismar edileceğinden dolayı bu siyasi girişimler fayda yerine zarar verir. Siyasi çıkarlar uğruna bölücü ihanetle ve devlet kurumları ile siyasi partilere sızmaya çalışan gizli yapılarla benzeri ilişkiler milli birliğimiz ve bütünlüğümüz açısından fevkalade sakıncalı olduğu gerçektir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), ülkemiz seçim sath-ı mâili sürecine girdiği bu dönemde HDP eski eş başkanı Selahattin Demirtaş ile alakalı olarak aldığı kararı ise içişlerimize ve bağımsız Türk yargısına müdahaledir. Bu karar hukuki değil siyasidir. CHP`nin yanında İP ve SP`nin de benzer yanlışlara düştüğüne şahit oluyoruz. CHP`nin yanında İP ve SP`nin genel başkanları, oy beklentisi uğruna o karara ve dış güç odaklarının Türkiye`nin içişlerine müdahale eden politikalarına çanak tutmaları üzücü olduğu kadar utanç vericidir. İTİFAKLARDA MİLLİLİK VE YERLİLİK ARANMALI İttifaklar, sadece mevcut iktidarı ve Başkan Erdoğan`ı itibarsızlaştırmak üzerinde yapılmamalı. Üzülerek ifade etmek zorundayım ki, Türkiye`deki siyasi muhalefet cephesi maalesef yıkıcı ve intikamcı bir tavır içindedir. Unutulmasın ki, demokratik ülkelerde iktidarlar kadar muhalefetler de ülke sorunlarından sorumludur. &8216;Erdoğan düşmanlığı` ve yıkıcı muhalefet yerine yapıcı bir muhalefet ile ülke sorunlarına katkı sağlayıcı bir vizyonla hareket edilerek, ittifaklarda millilik ve yerlilik aranmalıdır. Bizi biz yapan milli ve manevi değerlerle barışık olmayan siyasiler de siyasi partiler de bu ülkede iktidarın meşru sahibi olamadığı unutulmamalıdır. &8230;Ve yine unutulmasın ki; millete rağmen değil, milletin kendisiyle siyaset yapan, milletin inandığı ve yaşamaya çalıştığı değerleri yüceltme yönünde politikalar geliştirenler takdir edilir, güven duyulur ve iktidara taşınır.
|