Demokrasimiz taçlandı, `yeni sistem` ikinci defa tescillendi
Demokrasimiz taçlandı, `yeni sistem` ikinci defa tescillendi
27 Haziran 2018 Çarşamba
Milletçe, bir seçimi daha alnımızın akı ile sonuçlandırmış bulunmaktayız.
Yüksek bir katılım oranının yanında bizi üzecek, demokrasimize leke düşürecek hiçbir olumsuz olayın meydana gelmemesi en büyük sevincimizdir.
İsveç Dışişleri Bakanı Margot Wallstrom`ın Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın ve seçimlere yüksek katılımı kutlarken, ``Türkiye tüm dünyaya demokrasi dersi verdi´´ açıklaması gerçekten çok anlamlıdır.
Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev, Cumhurbaşkanı Erdoğan`ı ilk tebrik eden oldu.
İslam ülkelerinin tamamına yakını takdir ve tebriklerini bildirdi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko, Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Erdoğan`a seçimler sonrası tebrik mesajı gönderdi.
Almanya Başbakanı Merkel ve Cumhurbaşkanı Steinmeier, ayrıca İngiltere ve Fransa başta olmak üzere tüm AB üyesi ülkelerin devlet ve hükümet başkanlarının yanında, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Lüksemburg`daki AB dışişleri ve savunma bakanları toplantısı öncesi, Erdoğan`ı kutladı.
ABD Devlet Başkanı Donald Trump`ın, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan`ı telefonla arayarak tebrik etmesi ise dünya medyasında geniş yankı buldu.
Tebrikler devam ediyor. Bu kutlama, takdir ve tebrik mesajlarında her birinin ``yakın işbirliği ve diyaloğu´´ sürdürmeye hazır olduklarını vurgulamış olmaları dikkat çekti.
Üzücü olan şudur(!)...
Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan`ın ilk turda kazandığı seçimler sonrası tüm dünyadan tebrikler akarken, karşı adaylar ve onları destekleyen &8216;Millet İttifakı` cephesini oluşturan siyasi partilerden ses çıkmamasıdır.
Demokrasiyi içine sindiremeyen bu cephedeki siyasiler, hazmedemedikleri için tebrik ve takdir, yerine hâlâ karşı tavır içinde olmaları ise gerçekten üzücüdür.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu`nun ``Diktatör tebrik edilmez´´ şeklindeki değerlendirmesi ise, tek kelimeyle utanç verici olduğu kadar klinik bir vakıadır.
MİLLİ İRADEYE İTİRAZ EDİLMEZ
Demokrasilerde her şey tartışılır ve konuşulur. Ancak, sandığa yansıyan halk iradesine itiraz edilmez.
Çünkü; millet kararını tercihleriyle ortaya koymuştur.
Tüm siyasilerin milli iradeye saygı duyması demokratik bir temayül açısından bir mecburiyet olduğu gibi, bir erdemlik ve de siyasi ahlakın bir gereğidir.
Artık seçim sürecindeki gerginlikleri, kırgınlıkları bir kenara bırakıp ülkemiz için çalışmalıyız.
Şimdi ise halkın güvenini alan sayın Erdoğan`ın oluşturacağı hükümetin, ülkemizin bütün meselelerinin halli için çalışmalara bir an evvel başlamasıdır.
Türk milleti, bu güven ve desteğin sorumluluğunun bilincinde hareket edilerek Milli birlik ve beraberlik ruhu içinde gayretli çalışmalar başlatılmasını arzu etmektedir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde hem 2023 vizyonunun daha çabuk gerçekleştirileceğine, hem de ilk 10 ekonomi hedefinin daha hızlı yakalanacağına inanan bu millet artık ödüllendirmek bekliyor.
Ödül ise, ülkenin her alanda kalkınmasını sağlayacak hamleler olmasını istiyor.
Elbette temel öncelik yapısal reformların hızlandırılması şart. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, seçim öncesinde reformların devam edeceğinin sinyalini vermişti.
Şimdi, &8216;Cumhurbaşkanlığı Sistemi`yle daha hızlı ve güçlü bir yönetim dönemine giriyoruz ve reformlar için bu sistem daha geniş imkanlar sağlamaktadır.
Yeni sistemin sağlayacağı imkanlardan istifade ederek, ekonomik alanda ileri teknolojiye dayalı bir ufuk planlanmalıdır. Dijital kalkınma ile Türkiye`yi çok daha ileri taşıyacak bir yol haritasının ilk gündem maddesi üretim, yatırım, büyüme olmalıdır.
Ayrıca; adalet, eğitim ve hukuk alanlarındaki eksikliklerin giderilmesi için yeni projeler geliştirilmelidir.
Muhalefet cephesine de hiç şüphesiz önemli görevler düşmektedir. Dış politika, Üreten ekonomi, Terörle mücadele ile Milli Savunma Sanayi gibi milli konularda iktidar, muhalefetin desteğini alacak şekilde yeni bir siyasi uzlaşma arayışını muhalefet cephesi de karşılıksız bırakmamalıdır.
Unutulmasın ki, bu ülke hepimizin. Onu korumak, kalkındırmak ve her alanda güçlendirmek hepimizin milli bir görevidir.
Türkiye`yi yeni sistemle daha güçlü kılmak, 2023 &8211; 2071 hedeflerine hep birlikte ulaştırmak hedefimiz olmalıdır.
|
