Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10791
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2278) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (522) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (844) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Siyasi Partiler ve Siyasetciler konuları
Siyasetçiler nasıl olmalıdır? (41)
Siyasi Partilerimiz nasıl olmalıdır? (27)
Siyasi partiler ve siyasetçiler ile ilgil diğer konular (776)


Siyasi Partiler ve Siyasetciler - Siyasi partiler ve siyasetçiler ile ilgil diğer konular konusu hakkında görüşler
Mehmet KOÇAK - (Ziyaretci) 29.07.2015 10:28:55

HDP, terör örgütünün emir kuludur..

Mehmet Koçak
Mehmet Koçakkocak61mehmet@gmail.com



HDP, terör örgütünün emir kuludur..

29 Temmuz 2015 .

Akan kanın durması ve silahlı mücadele yerine siyasi mücadelenin başlaması için Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ak Parti Hükümeti siyasi hayatlarını riske atarak bir diyalog ve çözüm süreci başlatmışlardı.

Önce bölgeye yönelik geçmişin yanlış uygulamaları olan inkârcı ve baskıcı politikalara son verildi. Bölgenin sosyal, ticari ve ekonomik anlamda kalkınması için seferberlik başlatıldı ve büyük yatırımlar yapıldı.

Bunlar devam ederken ilk defa devletin ilgili kurumu terör örgütü ile temas kurarak silahsız bir çözüm arayışına girdi.

Bu bir tarihi fırsattı. Bu ilişki ve sonrasında yaşanan bazı olumsuzluklara rağmen hükümet süreci sürdürme kararlılığından vaz geçmedi.

Ancak hükümetin barış ve huzur içinde bir arada yaşama adına başlattığı bu iyi niyet girişimi maalesef PKK terör örgütü ve siyasetteki uzantısı olan HDP tarafından sürekli istismar edildi.

Bu süreçte Öcalan`ın liderliği sembolik kalırken, Kandil`deki çetenin, hem PKK içinde hem de HDP üzerinde kendi hâkimiyetini kurduğu görülmektedir.

PKK, çözüm sürecini fırsat bilerek HDP`nin de desteğiyle şehirlerde yapılanmayı hızlandırdı. Hedef PKK`yı bölge halkı nezdinde meşrulaştırmak ve şehirlerden başlayacak olan olası bir isyana bölge halkını hazır hale getirmekti.

Zaman zaman eylemleriyle kendini gösteren terör örgütü PKK, bölge halkı üzerinde kurduğu baskı ve tehditle seçimlerinde HDP`nin desteklenmesini sağladı.

Terör örgütü, Türkiye sınırlarının ötesine çekilme ve aşamalı olarak silah bırakma konusunda verdiği sözde durmadığı gibi son zamanlarda başlattığı kanlı eylemler ve HDP`nin eş başkanları tarafından yapılan küstahça açıklamalar barış sürecinin tıkanmasına ve bu manadaki umutların tükenmesine sebep oldu.

CUMHURBAŞKANI HAKLI ÇIKTI...

HDP`nin PKK`nın uzantısı olduğunu artık bilmeyen yok. Zaten kendileri de terör örgütü PKK`nın siyaset arenasındaki taşeronu olduklarını inkâr etmiyorlar.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan`ın ``Organik olmasa da inorganik bağınızın olduğunu istihbarı bilgilerle biliyoruz´´ ifadeleri ile dikkat çektiği HDP &8211; PKK ilişkisi daha sonra belgelerle deşifre oldu.

Nitekim haziran seçimleri sonrası HDP milletvekili Ferhat Encü öncülüğünde Uludere ve Şirit Yaylası`nda başlatılan provokatif eylemlerin talimatını PKK`nın verdiği ortaya çıktı.

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ bombalı saldırıyla kana bulanan ve 32 vatandaşımızın hayatını kaybettiği o meydanda kısa bir zaman önce şöyle diyordu, ``Biz sırtımızı YPJ`ye, YPG`ye ve PYD`ye yaslıyoruz bunu söylemekte ve savunmakta hiçbir sakınca görmüyoruz.´´ Aynı mitingde, ``Gençler sizde bu kervana katılın´´ çağrısı yapmıştı.

Ve sonrasında yaşanan o vahşet işte bu konuşmanın ve o çağrının eseridir.

Suruç`ta kanlı terör vahşetini bahane eden HDP Eş başkanı Selahattin Demirtaş, terör örgütü militanlarını cesaretlendirip sokakları ateşe vermeleri için tahrik ediyor. Doğan medya grubu ise Demirtaş`ın sokağı geren yalanlarını medyasına taşıyarak teröre hizmet ediyor.

PKK teröristleri için ``Onlar kardeşimizdir´´ diyen Demirtaş, Adıyaman`da PKK terör örgütünün saldırısı sonucu bir astsubay başçavuşun ve Şanlıurfa`da evlerinde saldırıya uğrayan 2 polisin şehid edilişini, PKK üstlendiği için kınayamadı.

Ayrıca, 13 Haziran tarihli örgüt tarafından gönderilen mühürlü talimat ile HDP`nin PKK`nın emrinde hareket ettiği anlaşılmaktadır.

Açıkça görülüyor ki; HDP, PKK güdümünde bir parti olduğu gibi Türkiye üzerinde hesapları olan ve ``Yeni Türkiye´´ projesini engellemek isteyen egemen güçlerle Marksist kökenli legal ve illegal örgütlerin partisi olmuştur.

Demirtaş haddini aşıyor

Hatırlayalım:

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve ekibi ``Sokaklara çıkın´´ çağrısı yapmıştı. ``6-8 Ekim 2014 olayları´´ olarak kayıtlara düşen olaylarda bazı şehir ve kasabalar resmen terörize edilmiş ve 50 cana mal olmuştu.

Benzer bir çağrıyı Suruç olayından sonra yaptı, sonrasında ``yanlış anlaşıldım sözlerim çarpıtıldı´´ diyerek inkâr etti.

TSK`nın Kandili vurması ve polis operasyonlarıyla PKK`nın ağır darbeler alması Demirtaş ve diğer eş başkanları küstahlaştırdı. PKK`nın kanlı eylemlerini kınamayan HDP bu sefer devlet güçlerini ve hükümeti suçlayan beyanlarla tehditler savurmaya başladı.

Bütün bu gerçekler ortada iken Demirtaş ve ekibinin hâlâ utanmadan barıştan, demokrasiden ve halkların kardeşliğinden söz etmesi vatandaşı aptal yerine koymaktır.

Dahası; Başbakan, ``gelin 4 parti terörü kınayan bir metin imzalayalım´´ çağrısını reddeden Demirtaşoperasyonlar sonrası biz hazırız diyor.

Demirtaş`ın ``biz her şeye hazırız görüşelim´´ çağrısına Başbakan Davutoğlu`nun ``Terör örgütüne tavır alın, silahlar bırakılsın sonra görüşelim´´ cevabı ise fevkaladenin fevkinde oldu.

Artık sözün bittiği yerdeyiz ve HDP şimdi bir yol ayırımındadır!

Ya ``devletin meşru silahlı güçleri dışındaki tüm silahlı unsurlar terör örgütüdür´´ diyerek terör örgütüyle arasına mesafe koyacak. Ya da; terör örgütünün taşeronu olduğunu kabul ederek, siyasi mücadeleden çekilecek.

Çünkü dünyanın hiçbir ülkesinde ``terörlü demokrasi´´ yoktur...


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.