Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10788
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2275) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (522) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (844) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Siyasi Partiler ve Siyasetciler konuları
Siyasetçiler nasıl olmalıdır? (41)
Siyasi Partilerimiz nasıl olmalıdır? (27)
Siyasi partiler ve siyasetçiler ile ilgil diğer konular (776)


Siyasi Partiler ve Siyasetciler - Siyasi partiler ve siyasetçiler ile ilgil diğer konular konusu hakkında görüşler
Ahmet Kılıçaslan AYTAR - (Ziyaretci) 3.09.2014 11:11:28

HİZMETE AMÂDE YENİ TÜRKİYE




HİZMETE AMÂDE YENİ TÜRKİYE





10 Ağustos` ta, Türkiye`ye yeni bir cumhurbaşkanı ve onun önüne yeni bir sivil anayasa yapma iradesi koydular.
YCHP`de Genel Başkan adayı Muharrem İnce, yeni Türkiye`yi "Bir hırsız, bir çapsız ve arsızlar ordusu" diye tanımlıyor.




Bu tarihten başlayarak yeni anayasanın yapılacağı güne,ardından Yeni Türkiye sürecinde Recep Tayyip Erdoğan figürüne,
Avrasya`nın değişen sosyolojisi çerçevesinde çıkacak mezhepsel ve etnik kimliklerin ulusal ya da bölgesel çatışmalara neden olması ya da olmaması için milliyetçi değil çoğunlukçu,
Siyasal islama açık, yargı ve askeri vesayete bağlı olmayan güçlü parlamenter sistemi çekip çevirmek üzere otoriter bir karakter çizdiler.





Anayasa`ya ise üst kimlik örtülü olarak "İslam Milleti" olacağı için "Türk Milleti" de değil, "Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlığı"na işaret eden,
Cumhuriyetin niteliğinde Atatürk milliyetçiliğine bağlılık ve Atatürk`ün inkilâp ve ilkeleri doğrultusu ile ilgili herhangi bir bir hükmü içermeyecek bir profili belirlediler.


AKP hükümetine de;Türkiye`nin Atatürk önderliğinde emperyalizme karşı kazandığı Bağımsızlık Savaşı ve mazlum İslam ülkelerine örnek oluşu,
Aklın ve ilmin rehberliğinde vicdan ve düşünce özgürlüğünde Türk kültürünün çağdaş uygarlıklar düzeyine çıkarılması,
Tam bağımsız,ulusal birlik ve bütünlükle söz ve karar sahipliği,

Millet egemenliğinde huzur ve refah için toplumun temel kurumlarından devletin rejimi ve işleyişinde oluşturulan sistematikte millete ve insanlığa adanmış özgür bireyler olmak hedefi değil;
Yerine ulusal-milliyetçi gibi esaslarıyla belirlenen bir devletin olamayacağı,siyaseten bu hakimiyetin müslüman halklar tarafından kullanılacağı düşüncesi giydirildi.


Ya da Ahmet Davutoğlu`nun "Sömürgecilik, Soğuk Savaş ve Soğuk Savaş sonrası dönem arka arkaya yaşandı.Sömürge döneminden önce etnik ayrımların fazla yaşanmadığı bölge yapısı bulunuyordu, sömürgecilik birlikteliği parçaladı. Öyle bir sınır yapılanması oldu ki sömürge devletleri nerede başlıyor ve nerede bitiyorsa, ulus devlet yapıları da ona göre şekillenmeye başladı. Sömürge devrinin bir mantığı oluştu; Türkler Araplara, Araplar Türklere karşı`` felsefesi,
"Türkiye olarak bundan sonra Ortadoğu`da değişim dalgasını yöneteceğiz. Zihnimizde nasıl yeni bir Türkiye iddiası varsa,yeni bir Ortadoğu iddiası da var "iddiasını yüklediler.


Davutoğlu bu iddiayı ,"Hiç kimseyle savaşmadan, hiç kimseyi düşman ilan etmeden, hiçbir sınıra saygısızlık yapmadan, tekrar Saraybosna`yı Şam`a, Bingazi`yi Erzurum`a, Batum`a bağlayacağız. Bizim gücümüzün kaynağı bu. Size şimdi apayrı ülkeler gibi gelebilir ama, bundan 110 yıl önce Yemen ile Üsküp aynı ülkenin parçalarıydılar. Ya da Erzurum ile Bingazi.
Bunu dediğimizde, bize `yeni Osmanlıcı` diyorlar. Bütün Avrupa`yı birleştirenler, yeni Romacı olmuyor. Ortadoğu coğrafyasını birleştirenler yeni Osmanlıcı oluyor. Osmanlı`yla, Selçuklu`yla, Artuklu`yla, Eyyubi`yle anılmak şereftir" ifadesiyle açıklıyor.


Bu formatıyla Yeni Türkiye, ABD`nin Arap Baharı sürecinde İslam ülkelerinin yapıları ve sorunlarını aşma kapasiteleri doğrultusunda ekonomik ve sosyo-politik değişkenlerinin birbiriyle etkileştirilmesi ve İslami kurguyla ekonomilerinin yutulması sürecinde başladı.
Ne ki,bugün bu süreç İsrail-Filistin merkezinden tüm Ortadoğu`nun etnik ve mezhepsel ayrışması ve bölgenin Sünni-Şii ekseninde bölünmesiyle iflas etmiştir,yaratılan kaos sahipsizdir ve hertaraf kan gölüdür.



Aynı zamanda başlayan,Rusya`nın Çin ile birlikte Asya`da hegemonya ve güç siyasetine dayalı eski dünya güvenlik anlayışı yerine karşılıklı güvene, yarara, eşitliğe ve eşgüdüme dayalı sürdürülebilir yeni bir güvenlik anlayışını geliştirmeleri mücadelesi ise hâlâ sürüyor.
Ukrayna`nın Baltık`tan, Karadeniz, Hazar,Ortadoğu`ya kadar olan bölgedeki rolü ABD-Rusya arasındaki güç dengesini yeniden oluşturmaya-yazıyor.


Bu yeni dünyadır;ABD ve AB Soğuk Savaş zihniyetiyle Asya ve Avrasya`da aleyhine değişen bu mekanizmaya meydan okumak üzere Rusya`ya ardarda ekonomik,siyasi ve askeri yaptırım paketleri açıyor.
Bir yandan da Suriye ve Irak`ta mezhepler ve etnik güçler üzerinde uyguladığı politikalarla Rusya`nın bölgedeki jeopolitiğini yıkmaya çalışıyor.


Yeni Türkiye`nin varoluş nedeni Karadeniz,Hazar ve Ortadoğu`da ABD ve AB`nin aleyhine değişen mekanizmada İslam faktörünü daha da geliştirmenin hizmetinde olmaktır.
Birincisi,ilgili ülkelerde üretim ve milli gelir artışını teşvik eden ekspansiyonist politikalar ile yayılmacılığın peşinde olacaktır.
İkincisi,İslâm ülkesinin sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte Başbakanlığa bağlı kurulan Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansıyla,
İslâmcı bir medeniyeti kurma iddiasında Türk Dış politikasının bazen ekonomik,bazen ilişkide olduğu halklarla ya da ülkelerle bağlantılarını güçlendirmek, bazen yeni nufuz alanları açmak görevinde beşinci kol faaliyeti yapacaktır.
Üçüncüsü, gerekli istihbaratı temin etmesi halinde güçlü TSK`yı da bu kapsama almak gerekiyor...


Nitekim Rusya`nın, Nisan`da, Türkiye Başbakanı Erdoğan ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev`in Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı, Bakü-Tiflis-Erzurum Doğalgaz Boru Hattı ve Trans Anadolu Projesi`yle (TANAP) somutlaşan,
Son derecede stratejik önemi olan enerji projelerinin küresel pazarların himayesine,işbirliği ve güvenlik ağına katmalarını,
Bu suretle,ABD`nin "Hazar Havzasının Enerji Kalkınması Projesi"ne fiilen destek verilmesiyle Rusya`nın bölgedeki jeopolitiğini yıkıma uğratılmaya çalışıldığını unutmadığını düşünmek gerekiyor.





Kafkasya,Hazar,Orta Doğu ve Orta Asya`da güçlü ve otoriter Rusya Devlet Başkanı V.Putin`e karşı,
Güçlü ve otoriter Yeni Türkiye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan yavaş-yavaş yerini almaktadır.


Ama Başkan Putin,"Batı ültimatom ve yaptırımlar dili kullanıyor. Devlet egemenliği kavramı aşındırılıyor. Neden istenmeyen rejimler, bağımsız politika yürüten veya başkalarının çıkarları yolunda duran ülkeler istikrarsızlaştırılmaya çalışılıyor, anlayamıyoruz. Bu tür çabalar gizli servisler, sivil toplum kuruluşları ve sözde yumuşak güç mekanizmalarıyla yapılıyor.Görünüşe bakılırsa tüm bunlar, bazı ülkelerde demokrasi olarak kabul ediliyor ama umarız, bizim ulusal meşru çıkarlarımız dikkate alınır, kimse bizim işlerimize karışmaz. Biz bu meydan okumalara uygun bir şekilde tepki veririz" diyor.






YCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise kurultay öncesi partisinde muhalefet bayrağı çeken "Yurtta Barış,Dünyada Barış" ilkeli Kemalist milletvekillerinden sıkıntıdadır "Bu arkadaşları partiye getirmekle hata etmişim" pişmanlığını yaşıyor...

2.9.2014












Ahmet Kılıçaslan AYTAR


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.