Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10791
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2278) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (522) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (844) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Siyasi Partiler ve Siyasetciler konuları
Siyasetçiler nasıl olmalıdır? (41)
Siyasi Partilerimiz nasıl olmalıdır? (27)
Siyasi partiler ve siyasetçiler ile ilgil diğer konular (776)


Siyasi Partiler ve Siyasetciler - Siyasi partiler ve siyasetçiler ile ilgil diğer konular konusu hakkında görüşler
Mehmet KOÇAK - (Ziyaretci) 17.02.2021 15:06:21

İhanet ve ihaneti yönlendiren güçler, odaklar

İhanet ve ihaneti yönlendiren güçler, odaklar

Başkan Erdoğan’ın Rize ve Trabzon programlarını takip etmek üzere ben de memleketim Trabzon ve Rize’de idim.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sık sık ziyaret ettiği ve yakından ilgilendiği 107 yaşında hayatını kaybeden Hafız Abdullah Nazırlı ve İBB eski Başkanı Kadir Topbaş’ın cenazelerine katıldığı için programda ani değişiklikler yaşandı.

Rize ve Trabzon Ak Parti il kongrelerine katıldı.

Ancak başkan Erdoğan, çok üzgün ve gerçekten çok gergindi.

Onu derinden üzen ve bu kadar çok geren ise dış mihrakların maşası PKK terör örgütünün 2015 ve 2016 yıllarında kaçırdıkları asker, polis ve sivil 13 rehineyi katlettiği o hain saldırısıydı.

İçişleri Bakanımız Sn. Soylu’da da benzer bir gerginlik ve öfke hali vardı.

Geldiği Trabzon’da valilik makamında kurmaylarıyla yaptığı değerlendirmeler sonrasında talimatlarını vererek kendisi şehit cenazelerine katılmak üzere Mersin’e geçti. Akşam ve sabah iki ayrı telefon görüşmemizde onun büyük bir acı içinde olduğu anlaşılıyordu.

Kendisine “HDP sizce gelinen noktada yasaklanmalı mı?” soruma; “Acımız büyük, ancak bedeli de çok daha ağır olacaktır. Benim görevim, bu ülkenin güvenliği için üstlendiğim vazifeyi yerine getirmektir. Zira bu benim için büyük bir şereftir. Namus borcudur. HDP ile alakalı bazı çağırışlar var. Ancak benim için şimdi siyasi yorum değil, mücadele zamanıdır. Mücadelemiz, tek bir terörist kalmayana kadar devam edecek” diyerek mücadelenin devam etmekte olduğuna işaret etmiş oldu.



Gara harekâtıyla Kandil, Mahmur ve Sincar’daki varlığını Türk Ordusu ve güvenlik birimlerinin operasyonları karşısında kaybettikçe canavarlaşmaya başlayan sadist ruhlu teröristler, yeni yılın en kalleş infazlarından birini daha gerçekleştirdi.

Birileri maalesef hâlâ Türkiye’nin sadece PKK terör örgütü ile mücadele ettiğini sanıyor. Türkiye sadece, PKK /YPG veya DHKP-C’nin yanında silahlı örgütlerinden daha da tehlikeli olan FETÖ ile değil, aynı zamanda onları finanse eden, silahlandırıp eğitmek suretiyle Türkiye’ye karşı yönlendiren dış mihraklar ile içimizdeki işbirlikçilerine karşı da aynı zamanda amansız bir savaş vermektedir.

Yani, çok güçlü bir yapıdan meydana gelen küresel güç odakları söz konusudur.

Kısacası, ihanet sanıldığından çok daha büyük ve tehlikelidir.

Kanlı eylemi gerçekleştiren elbette PKK’nın teröristleridir. Ancak, onları yöneten ve yönlendiren o malum dış mihraklar ile içimizdeki işbirlikçileri de onların suç ortaklarıdır.

Unutulmasın ki, suçu işleyen kadar işletenler de suçludur.

Bunların kim olduğunu Başkan Erdoğan, Rize ve Trabzon, AK Parti il kongrelerindeki konuşmalarında üstü kapalı değil açık ve net olarak, NATO içindeki müttefiklerimizi işaret etti. Yani “yüzden dost kalpten ise hain” olan o sözde dost ve müttefiklerimiz.



Bütün bu üzücü gelişmelerden sonra siyasiler ve HDP ile farklı şekillerde işbirliği içinde olanlar, kısacası herkes, HDP konusunda bir kere daha düşünmeli.

Terör örgütünün siyasetteki temsilcilerine yakınlık duyan, masum gösteren, Kılıçdaroğlu başkanlığındaki CHP, “Demirtaş ile kahvaltı” planlayan Meral Akşener, artık ikiyüzlülüğü bırakmalıdır.

HDP’ye yakınlaştıkça onu PKK’dan uzaklaştıracaklarını sananlar veya o ifadelerin arkasında gizlenip oy uğruna ihanete taraf olanlar bilsinler ki, ahmakça avunanlar ihanetin ortağıdırlar.

Kısacası, ya bölücü ihanetin siyasi kanadı olan HDP ile beraberliğinizi, ya da karşı tarafınızı net olarak ortaya koymak zorundasınız.

Zira şehit cenazesine getirilen çelenge tepki gösteren şehit yakını “Hem PKK’ya yardım ediyor hem de çelenk gönderiyor” ifadeleri bundan sonra artarak devam eder.

Unutmayın;

Haine müsamaha göstermek, merhamet etmek; vatana, adalete ve şehitlerimize zulümdür, ihanetin en büyüğüdür.

Ve yine unutulmasın ki:

“İhanetin tedavisi yoktur cezası vardır.”



NOT: Şehitlerimizi rahmetle anarken, hainleri ve onları yöneten dış güçler ile içimizdeki satılmışları, siyasi uzantıları ile ilişkilerini sürdürenleri kınıyor ve lanetliyorum.

MHP Genel Başkanı Sn. Bahçeli’yi, BBP Genel Başkanı Sn. Destici’yi ihanete karşı hükümete desteklerinden ötürü; ayrıca, Başkan Sn. Erdoğan’ı, İçişleri Bakanımız Sn. S. Soylu’yu ve Savunma Bakanımız Sn. Akar ile MİT Başkanı Sn. Fidan’ı bölücü ihanete karşı başarılı mücadelesinden dolayı kutlar; başarılarının zaferlerle sonuçlanması için ise milletçe duacıları olduğumuzu ifade etmek isterim.


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.