İmamoğlu, veremeyecek hesabın yoksa bu telaş neden?
İmamoğlu, veremeyecek hesabın yoksa bu telaş neden? 29 Aralık 2021
Mehmet Koçak İletişim: kocak61mehmet@gmail.com
İçişleri Bakanlığı’nınİstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB), bağlı kuruluşları ve şirketlerinde çalışan 557 personel hakkında terör örgütleriyle bağlantılı olduğu iddiasıyla İBB hakkında özel teftiş başlatmasıyla başlayan tartışma ve suçlamaları ibretle izliyorum.
İBB’ye ‘Özel teftiş’le ilgili olayı ise bakanlığın bir görev gereği yapıldığı için normalden görüp sonucunu beklemeyi tercih etmiştim.
Velakin, konu normal seyrinde devam etmesi gereken bir soruşturma iken, işi siyasallaştırıp İçişleri Bakanına yönelik sert ifadeler kullanılarak aşağılayıcı bir tavır içinde istifaya çağırması, gelişmeleri yorumlamaya beni de mecbur etti.
Her şeyden önce belirtmek isterim ki, İBB Başkanı Sn. İmamoğlu’nun takındığı tavır, kullandığı ifadeler asla kabul edilir değil.
Siyasi nezaket ve ahlak sınırlarını zorlayan olduğu kadar, maalesef ki siyaset ve devlet adamlığına yakışmayan bir davranış sergilenmiştir.
İçişleri Bakanı Sn. Soylu, hedef alındığı gibi devlet hiyerarşisi ile bağdaşmayan bu üslup aynı zamanda devlet otoritesine bir meydan okumadır.
Sayın Başkan
“Bizim verilemeyecek hiçbir hesabımız yoktur”diyorsunuz.
İyi güzel de, veremeyecek bir hesabın yoksa bu telaş neden?
İçişleri Bakanlığı yaptığı yazılı açıklamada;
“İBB, bağlı kuruluşlar ve şirketlerinde işbaşı yaptırılan personelden, 455’inin PKK/KCK, 80’inin DHKP-C, 20’sinin MLKP, 2’sinin MKP, ayrıca bazılarının FETÖ ve diğer terör örgütleriyle iltisaklı/irtibatlı olduğu yönünde ihbar, şikayet ve elde edilen tespitler üzerine, konunun tüm yönleriyle soruşturulmasına karar verildiğini duyurdu.
Peki, Sn. Başkan
Bakanlığın açıklamasında yer alan bilgiler yanlış ise doğrusunu çıkın siz açıklayın.
Suçlanan kişilerin suçsuzluğunu yani terör örgütleriyle iltisaklı/irtibatlı olmadığını, devletin istihbaratından veya ilgili bakanı değil de siz mi biliyorsunuz?
Sn. Başkan
İçişleri Bakanlığına yapılan ihbarları araştırmak İçişleri Bakanının görevi değil mi?
Ayrıca, “Asıl Adalet ve İçişleri Bakanlıklarına soruşturma açılması gerektiğini” söylüyorsunuz.
Bunu isteyecek kadar bilgi ve delil elinizde var mı?
Açıklamalarınızda siz, “Sen bakanlıksın, terörist konusunda netsen tut kulağından götür at hapse. Böyle bir süreç akıllara zarar” diyorsunuz.
O zaman siz teftişe neden karşı çıkıyorsunuz? İçişleri Bakanlığını hangi yol ve yordamla soruşturma yapacağını size mi soracak?
Sn Başkan.
Keşke haber alır almaz, Ankara’ya kadar giderek basın toplantınızı CHP genel merkezi yerine İBB’nin önünde yapmış olsaydınız!
Keşke, siyaset ve devlet adamı olma bilincinde suçlayan, istifaya davet eden o sert ifadeleri kullanmamış olsaydınız.
…Ve keşke “Ülkenin kanunlarının suç saydığı davranışlarda bulunan veya iddia edildiği gibi terör örgütleriyle bağlantılı kişiler var ise gereğinin yapılmasına yardımcı olmak bizim de görevimizdir.
Gözümüzden kaçmış olabilir. Bilinmesini isterim ki; hiçbir suçlu veya şüpheli biz de aramızda barındırmayız”şeklindeolumlu ve yapıcı cümlelerin içinde yer aldığı bir açıklama yapabilmiş olsaydınız!
İşte o zaman hem görevinizin gereğini yerine getirmiş olurdunuz, hem idare etmekte olduğunuz 16 milyon İstanbullunun hem de aziz milletimizin takdirini kazanmış olurdunuz.
Amma Sn. Başkan, maalesef ki siz; size yakışanı yapma yerine oy ve siyasi geleceğinizi hesap ederek yine siyasi şov yapmaktan kaçınmadınız.
Bak hemşerim!
İkimizde Trabzonluyuz, ikimizde Beylikdüzülü. Ayrıca birbirimizi iyi biliriz.
“Devlet deneyim ve tecrübesi çok yeni olması hasebiyle bazı yanlışlar olur, zamanla düzelir” düşüncesinden hareketle birçok konudaki yanlışlarından kaynaklanan tartışmalara girmedim.
Ancak, oy ve siyasi ikbal uğruna devlet hiyerarşisi, güvenliği ve devlet otoritesi gibi konular, göz artı edilecek kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatmak isterim.
Ayrıca, beni rahatsız eden diğer bir husus, İçişleri Bakanlığına ulaşan istihbari bilgiye göre; bölücü ihanetin İBB içinde yapılanmasına sizin engel olmamanızdır.
İBB içinde ideolojik bölücü yapılanmaların araştırılmasına yardımcı olmadığınız gibi devlet kurum ve yetkilileri aleyhinde sarf ettiğiniz küçümseyen, aşağılayan sözlerinizle haddinizi aştığınızı bilmem farkında mısınız.
Sayın Başkan,
Eğer “verilemeyecek bir hesabım yok” diyor iseniz, o zaman ilgili bakanlığın görevlendirdiği özel teftiş kuruluna engelleyici tepki yerine özel teftiş konusunda yardımcı olmalısınız.
Çünkü, onlar ilgili kanunların kendilerine verdiği yetkiyi kullanan ilgili bakanlığın talimatını yerine getirmektedirler.
Sn. Başkan,
Son günlerde agresif bir tavır içinde maşallah kükredikçe kükrüyorsunuz. Bir hemşehriniz ve ağabeyiniz olarak size tavsiyem “çok ile gitmezseniz sizin için iyi olur”.
Çünkü, zaman içinde gizli kalan gerçekler ortaya çıktığında başınızı öne doğru eğmeye mecbur kalabilirsiniz.
Ben bu uyarımla köşe yazımı noktalamış olayım, takdir sizin.
|