KALEMİN UCUNDAN ELEŞTİRİLER
KALEMİN UCUNDAN ELEŞTİRİLER Prof. Dr. Salih ŞİMŞEK
Toplumumuzda öyle prensip (!) sahibi insanlar vardır ki, prensipleri (!) uğruna prensiplerini çiğnerler.. Öyle ki; omurga sağlam olmazsa, büyük prensipler küçük prensipleri yutar ve hükümsüz hale getirir. Maalesef ve mateessüf realite budur..
Bazı insanları anlamak zor... Hem de çok zor&8230; Hayatları ondan bundan korkmakla geçiyor.. Ondan kork, bundan kork.. Çuvaldaki undan kork, olmaz böyle bir şey.. Hâlbuki.. Var ya.. Bir defa ölseler var ya, ömür boyu yaşayacaklar, ama bir türlü farkına varamıyorlar..
Etrafımızda öyle insanlar vardır ki, &8216;bazı` insanları hiç sevmezler... Böyle olduğu gibi, sevmedikleri insanları `sevmeyenleri` de sevmezler veya onlara da düşman olurlar... Bu davranış sahiplerinin hikmetlerinden elbette sual olunmaz... Siz olun da, gelin için içinden çıkın...
Hani demem o ki; siyaseten ölmüş politikacıların, siyasi mevta olduktan sonra, birlikte çalıştıkları insanları suçlayarak, geçmişleriyle ilgili olarak söyledikleri hiçbir şey, &8216;doğru` olsa bile, gerçek değildir&8230; Yırtınmaları da anlamsızdır. Bunların &8216;doğru` değerlendirmeleri bile hükümsüzdür&8230;
Hep merak etmişimdir. Cevabını bulmuş da değilim&8230; Kendilerini &8216;siyasetçi` olarak nitelendiren bazı &8216;siyasetçi`ler, sosyal paylaşım sitelerinde ve kişisel web sayfalarında profillerine fotoğraflarını koymazlar da boş çerçeve koyarlar? Acaba niye ki? Tanınmak istemeyen politikacı olur mu?
Eğer sorarsanız ülkemdeki tüm insanların hepsi saf, dürüst, kalpleri temiz, hiç biri rantçı ve fırsatçı değil, hepsi vatansever ve hepsi de kadirşinastır... Demem o ki, hepsi pırıl pırıl... Peki, bazılarının, bu sıfatların bazılarıyla suçlananlar ne oluyor? Aklıma takıldı da sorayım istedim. pire altında öküz aramayın lütfen, çok safiyane soruyorum...
Hayret ki ne hayret! Adam bir `cemaat`e girip 40 yıldır hizmet (!) ediyor ve bu sürenin sonunda gittiği yolun YANLIŞ olduğuna karar veriyor... Buraya kadar normal... Gelin görün ki 2 yıl önce o `cemaat`e giren bir başka kişi, o ilk kişinin YANLIŞ YAPTIĞINI söylüyor... `Girmiş, ama girememiş` diyor... Ne de olsa daha tecrübeli (!)...
Garip ki ne garip&8230; Yaşadığı beldenin dışına çıkmamış bazı insanların en iyi bildikleri (!) şey devlet politikalarıdır. Devletin nerede yanlış (!) yaptığını, Avrupa Birliği Politikaları`nın noksan (!) yerlerini, ABD ile yürütülen politikaların özelliklerini (!) en iyi onlar bilirler (!) ve eleştirirler... Hele hele var ya... Bize yakın ya... Orta Doğu meseleleri, onların çok daha uzmanlık (!) alanını oluşturur...
Bilge insan, rahmetli Aliya İzzetbegoviç bir zamanlar şöyle dua etmişti: Allah`ım! Dürüst, ama kalbi olmayan doğru insanlardan sana sığınırım... Allah`ım! Beni, onların kalpsiz dürüstlüğünden koru... O güzel insan bir başka vesileyle de şöyle demişti: İktidara gelirseniz, hâl ve hareketlerinize dikkat edin! Kibirli olmayın, kendini beğenmişlik etmeyin! Size ait olmayan şeyleri almayın! Güçsüzlere yardım edin ve ahlâk kurallarına uyun! Unutmayın ki, sonsuz iktidar yoktur! Her iktidar geçicidir ve herkes, er veya geç, önce milletin ve nihayet Allah`ın önünde hesap verecektir!
Ahir ömrüne girmiş, 80`li yaşlarını idrak eden, sosyal çevresinde itibarı olan, 5 vakit namazında niyazında, dünyalıkları mükemmel, maddi hiçbir problemi olmayan bazı insanların kendilerine göre yukarıdaki (!) birilerinden hâlâ maddî veya manevî çıkar ve rant beklentisi olmalarını ve onların talimatlarına uymalarını bir türlü anlayamıyorum. Gerçi onların kendilerine göre muhakkak (!) gerçek (!) bir gerekçeleri (!) vardır, hatta bu gerekçeler kutsaldır (!) da, ama&8230; Elde ettiklerini veya edeceklerini nereye götürecekler acaba? Hiç ölümü akıllarına getiriyorlar mı? Evet, size söylüyorum; tüm siyasetçiler, altlarına sandalye verilenler, makamlarından hiç inmeyeceklerini ve dahi hiç ölmeyeceklerini sanan yöneticiler, kendilerini tanrı sanan ve dev aynasında görenler ve tüm temsil makamında olanlar size söylemişti çağlar ötesinden Ebu Müslim Horasani: Onlar zararlarından emin oldukları için; dostlarını uzak tuttular. Kendilerine bağlamak ve kazanmak için de; düşmanlarını yakınlaştırdılar. Yakınlaştırılan düşman dost olmadı. Ama uzaklaştırılan dost düşman oldu. Herkes düşman safında birleşince yıkılmaları mukadder oldu.
Ahhhh, ah&8230; Ne olacak bir kısım insanların hâli?
|