Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1831
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10766
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 755
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2268) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (520) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (835) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (622) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3426) |

Görüş bildirebileceğiniz Siyasi Partiler ve Siyasetciler konuları
Siyasetçiler nasıl olmalıdır? (41)
Siyasi Partilerimiz nasıl olmalıdır? (27)
Siyasi partiler ve siyasetçiler ile ilgil diğer konular (767)


Siyasi Partiler ve Siyasetciler - Siyasi partiler ve siyasetçiler ile ilgil diğer konular konusu hakkında görüşler
Ali ÖZSOY(Gön:Selim ÖZÜBEK) - (Ziyaretci) 11.06.2012 11:55:02

KILIÇDAROĞLU`NUN CHP`Sİ, YENİ CHP DEĞİL YENİ BDP

Ali Özsoy
Kılıçdaroğlu`nun CHP`si:
Yeni CHP değil Yeni BDP


Apo`nun paketi oldu CHP çözümü

Geçtiğimiz hafta kanlı bıçaklı iki lider, Tayyip Erdoğan ve Kemal Kılıçdaroğlu bir araya geldiler.

Görüşme için CHP çok ısrarcı oldu. Kürt sorunu çözülmeliydi.

Kılıçdaroğlu açıklama yaptı. "Kürt sorununda gelişmeler kaygı verici"ymiş.

"Meclis`te Anayasa için onca çalışma yapılırken Kürt sorunun çözümü için tek bir adım atılma"mışmış. "Bu olacak iş değil"miş.

Kılıçdaroğlu bu yüzden 10 maddelik bir çözüm paketi hazırlamış ve Meclis`teki tüm siyasi parti liderlerini bu paketle ikna edecekmiş.

Kılıçdaroğlu başta Tayyip Erdoğan olmak üzere hepsine açık çağrı yaptı ve randevu talep etti. Her konuda Kılıçdaroğlu`yla dalga geçen, hiçbir konuda hiçbir kimseden fikir almayı kabul etmeyen Tayyip ise ne hikmetse bu sefer Kemal kardeşine kollarını açtı.

Basına göre Kılıçdaroğlu`nun AKP binasında Tayyip Erdoğan ile yaptığı bir saatlik görüşme çok olumlu ve verimli bir havada geçmiş. Kılıçdaroğlu çözüm olarak bir yol haritası önermiş.





Atatürk`ün kurduğu partinin liderinin Atatürk`ün kurduğu üniter devleti parçalamak için ortaya attığı bu yol haritasını tarihi bir ihanet olduğu için hiç kesmeden yayınlıyoruz:

"1- Kürt meselesi ülkemizin gündeminde sürekli olarak ve üst sıralarda yer almaya devam etmektedir. Bu meselenin çözülememesinin bir sonucu olarak şiddet olayları ve terör eylemleri sürmektedir. Her gün can kayıpları yaşanmakta, ülkemizin beşeri ve ekonomik kaynakları heba olmaktadır.

2- Cumhuriyet tarihi Kürt meselesinin salt güvenlik eksenli politikalarla çözülemeyeceğinin kanıtlarıyla doludur. Genelkurmay Başkanlığı`nın verilerine göre, 1984 ile 2009`un Nisan ayı arasında tam 11 bin 735 güvenlik görevlisi ile 30 bine yakın PKK mensubu ve binlerce sivil yurttaşımız hayatlarını kaybetmişlerdir. Faili meçhul cinayetlere kurban gidenler ile kayıpların sayısı bu rakamlara dahil değildir.

3- Güvenlik eksenli politikaların Kürt meselesini çözemediği acı tecrübelerle aşikar hale gelmiştir. Başka seçeneklerin hayata geçirilmesi, ertelenemeyecek bir ihtiyaç olarak önümüzde durmaktır. Bu bağlamda, siyasi alanın toplumsal barışı sağlayacak demokratik bir çözüm için yeniden düzenlenmesi ve yeni araçların devreye sokulması gerekmektedir. Bugüne kadar değişik hükümetler döneminde yapılan açılımlar istenilen sonuçları tam olarak vermemiştir.

4- Ülkenin önemli ve bütün toplumu ilgilendiren sorunlarının çözümünün asli adresi TBMM`dir. Kürt meselesinin çözümü ulusal mutabakat gerektirmektedir.

5- Toplum, kutuplaşmanın ve gerginliğin sürekli artmasına yol açan çözümsüzlük ortamından kurtulmak ve insanlarımızın artık yaşamlarını yitirmeyeceği, barış, huzur, güven ve güvenliği sağlayacak bir çözümü görmek istemektedir.

6- Anayasa gibi toplumsal mutabakat gerektiren temel bir konuda çalışma başlatarak uzlaşma arayışına giren TBMM`nin Kürt meselesinde benzer bir çalışma içinde olmaması/olamaması, izah ve kabul edilebilir bir durum değildir.

7- Bu mülahaza ve nedenlerle Kürt meselesinde, TBMM denetiminde bir süreç ve mekanizma oluşturulmasını gerekli görmekteyiz. Bu önerimizin amacı; siyasi partiler arasında doğrudan ve sürekli bir diyalog imkânı yaratmaya; görüş ve yaklaşım farklılıklarını asgari düzeye indirmeye ve siyasetin dilini uzlaşma ve demokratik çözüm temeline oturtmaya çalışmaktır. Böylece bu meselenin; siyasi partiler arasında polemik, yıpratma, üstünlük ve yenilgi konusu olmaktan çıkarılacağını umut ediyoruz.

8- Önerimiz, TBMM bünyesinde bir "Toplumsal Mutabakat Komisyonu" ile sivil alanda, TBMM ile bağlantılı ve koordineli şekilde faaliyet gösterecek bir "Akil İnsanlar Grubu" oluşturulmasını öngörmektedir.

9- Toplumsal Mutabakat Komisyonu, TBMM`de grubu bulunan siyasi partilerin eşit katılımıyla toplam 8 üyeden oluşacaktır. Bu komisyonun çalışmalarına yardımcı olacak Akil İnsanlar Grubu ise, yine siyasi partilerin eşit sayıda önerecekleri toplam 12 üyeden oluşacaktır. Toplumsal Mutabakat Komisyonu, kendi çalışma kural ve yöntemlerinin yanı sıra Akil İnsanlar Grubu`nun da görev tanımını belirleyecektir.

10- Toplumsal mutabakat arama sürecinin işleyişi ve gelişimi belirlenecek."

"Kürt sorununu" çözecek bu mükemmel(!) ve sihirli(!) paketteki bir yığın laf salatasını geçersek esas olarak iki öneri var.

Birincisi bir "akil insanlar grubu" oluşturmak.

İkincisi Meclis Komisyonu kurmak...

Bu iki öneri de bilindiği gibi 15 Ağustos 2009`da teröristbaşı cani Apo`nun basına duyurduğu taleple aynı.

Bilindiği gibi o zaman buna Güney Afrika Modeli deniyordu. Güney Afrika`daki Mandela gibi Apo serbest bırakılacak. Bir akil adamlar grubu oluşturulacak. Mümkünse içinde Avrupalı ve ABD`li seçkin aydınlar da olacak. Ve PKK talepleri kabul edilecek.

Yeni CHP`nin talepleri eşittir PKK programı

Tıpkı Kemal Kılıçdaroğlu gibi cani Apo da 15 Ağustos 2009`da yani Oslo müzakerelerinin en parlak günlerinde tam tamına 10 maddelik bir çözüm programı önermişti. Olduğu gibi aktarıyoruz:

"- Türkiye vatandaşlığı Anayasa`da yer alsın. - Kürtçe eğitim ve öğretim dili olarak kabul edilsin. Anayasa`da yer alsın. - Ateşkes devam etsin. Koşulsuz bir genel af ilan edilsin. - Akil adamlar geçiş döneminde inisiyatif alsın. - Siyaset yapma özgürlüğü önündeki engeller kaldırılsın. Affedilen PKK`lılar dahil herkes siyaset yapma hakkına sahip olsun. -Abdullah Öcalan`a uygulanan tecrit kaldırılsın. - Yerel yönetimler güçlendirilsin. Demokratik özerklik kabul edilsin. - Çatışma döneminde işlenen faili meçhul cinayetler başta olmak üzere o dönemde meydana gelen olayları araştırmak için Hakikatler Komisyonu kurulsun. - Koruculuk kaldırılsın. - Toprak reformu yapılsın."

Akil adamlar önerisi aynen Kılıçdaroğlu`nun paketinde de var.

Apo`nun ve PKK`nın bir talebi daha var. Hakikatler Komisyonu kurulsun. Bu aslında bir komisyon değil olağanüstü bir mahkemedir. Bir örneği Güney Afrika`da kuruldu. PKK ikinci bir Ergenekon mahkemesi istemekte ama bu sefer doğrudan terörle mücadele edenlerin yargılanması talep edilmektedir.

Kılıçdaroğlu, Tayyip Erdoğan`a sunduğu 10 maddelik yol haritasının dışında CHP`nin KCK avukatı Sezgin Tanrıkulu başkanlığında hazırlanan son Kürt raporundaki 8 maddelik çözümünü de AKP`ye sunmuş.

Bu 8 maddede Apo`nun 10 talebinin hepsinin ve hatta daha ileri taleplerin yer aldığını görebiliriz:

" 1- Eşit anayasal vatandaşlık / Yeni ve demokratik bir Anayasa.

2- Hakikatlerin araştırılması / Faili meçhullerin açığa çıkarılması.

3- Temsilde adalet ve siyasal yaşama (kendi kimliği ile) katılım / Seçim barajı ve siyasi partiler yasası.

4- Ana dil sorunu / Ana dilin öğretilmesi ve eğitimi / Ana dilde eğitim.

5- Düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğü.

6- Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ve yetki ve sorumluluklarında karar alma iradelerinin/özerkliklerinin genişletilmesi.

7- Köy Koruculuğunun kaldırılması.

8- Şiddet, terör ve çatışma ortamının sona erdirilmesi."

Herkes gider Mersin`e Kemal gider tersine

Bir ilkokul çocuğu bile Kılıçdaroğlu`nun 10 maddesi, Apo`nun 10 maddesi ve yeni CHP`nin 8 maddesini yan yana koyabilir ve şu sonuca rahatlıkla ulaşabilir: Bunlar aynı metinlerdir.

Kemal Kılıçdaroğlu, Apo`nun yeni sözcüsüdür. Yeni ve müthiş önerileri ise yıllardır PKK`nın dile getirdiği hain taleplerin yüzde yüz aynısıdır.

Kısacası yeni CHP dedikleri CHP değil yeni BDP`dir.

İşin püf noktası CHP yönetimini gasp eden bu BDP kliğine yüz binlerce CHP`li daha ne kadar göz yumacaktır.

İşin komik yanı Kemal Kılıçdaroğlu o kadar zeka ve karizma yoksunu, yeteneksiz ve siyaseten kör bir liderdir ki, Tayyip Erdoğan`ın kendisiyle dalga geçtiğini anlayamamaktadır.

Tayyip görüşme sonrasında "isterse Kemal Bey`le Uludere`ye de gideriz" dedi. Sonra da ekledi:"CHP`nin attığı adım olumlu bir yaklaşımdır. Bize sunulan paket daha çok bir tespit niteliğindedir. Burada öneri olarak sunulan iki şey var; birisi toplumsal mutabakat, diğeri akil adamlar komisyonu."

Ardından Erdoğan MHP`nin Kılıçdaroğlu`nu reddettiğini dolayısıyla toplumsal mutabakatın çöktüğünü belirterek, Kemal Bey`in heyecanlı ve iyi niyetli girişiminin işe yaramadığını müstehzi bir ifadeyle ima etti.

Kısacası Kemal Bey üç yıl öncesinde kalmış. Kendini Habur`da zannediyor.

Oysa AKP o yoldan çoktan dönmüş. Tayyip Erdoğan zamanında doğrudan Apo`yla müzakere etmiş. Apo`yu kandırmış. Şimdi de kendi bildiğini okuyor.

Şimdi Apo`yla tekrar müzakere etmek için senin beceriksiz elçiliğine niye ihtiyaç duysun?

MİT`te eleman mı yok?

Türkiye bambaşka bir yere giderken Kemal Bey`in hâlâ Oslo`da müzakere hayalleri görmesinin sadece iki sonucu oldu.

Birincisi AKP kendi geçmiş ihanetlerini temizledi. Artık bölücülük bayrağını CHP`ye verdiler. İleri de PKK`yla masaya otururlarsa da suç CHP`nin üstüne atılabilir.

İkincisi Kemal Bey, Atatürk`ün kurduğu CHP`nin genel başkanı olarak Atatürk`ün bütün ilkelerine büyük bir ihanetin temsilcisi olarak siyasi tarihimize geçmiş oldu.

Ve ne yazık ki bunu yine kendi üslubuyla yani komik düşerek ve kimse tarafından ciddiye alınmayarak yaptı.

Tayyip Erdoğan ise akşam eve gittiğinde büyük ihtimalle yine klasikleşmiş duasını okudu: "Allah`ım bu Kemal`i CHP`nin başından eksik etme."



Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.