Laf aramızda İmamoğlu, kaybediyorsun…
Laf aramızda İmamoğlu, kaybediyorsun… 10 Haziran 2023
Mehmet Koçak İletişim: kocak61mehmet@gmail.com
Seçim bitti ama muhalefette gerilim ve tartışma bitmedi.
Seçim sonrası CHP’de başlayan iç hesaplaşma bir krize dönüşme yolunda hızla ilerliyor.
Başkan Sayın Erdoğan karşısında ağır bir yenilgi alan Kemal Kılıçdaroğlu, YSK’nın seçim sonuçlarını açıklamasının ardından, zafer kazanmış komutan edasıyla masaya vurarak “Buradayım be buradayım. Siz de buradasınız. Vallahi de billahi de sonuna kadar mücadele edeceğim. Bur-da-yım!” diyerek parti içi muhalefete gözdağı vermesi, isyanlara dönüşen ağır eleştirileri bastırmaya yetmedi.
Seçim sonrasında ağır eleştiriler ve parti içi muhalefetten yükselen istifa çağrılarına rağmen Kılıçdaroğlu’nun, istifa yerine oyalama taktiklerine başvurması değişim isteyenlerin tepkisinin artmasına sebep oldu.
Kılıçdaroğlu, en az yerel seçimlere kadar partisinin başında olmak istiyor.
12 seçim kaybeden Kılıçdaroğlu, ilk iş olarak Merkez Yürütme Kurulu’nda (MYK) değişime gitmek suretiyle istifasını isteyen parti içi muhaliflerine karşı operasyonu başlatmış oldu.
Kılıçdaroğlu’nun, şimdiye kadarki yenilgilerinde istifayı düşünmediğine göre bu sefer de istifa etme niyetinde olmadığı açıktır.
İstifa edip etmeyeceği konusunda önümüzdeki süreçte yetkili kurulların yeni yapılanma konusundaki tavırları sonrası karar verecekmiş.
Kılıçdaroğlu’nun yetkili, ilgili kurullar dediği MYK, Parti Meclisi ve Kongre delegeleridir.
Yeni delege oyunudur.
MYK üyelerinin tamamının istifasını alan Kılıçdaroğlu, yeni MYK’sını kendisi ile işbirliği içinde olan kişilerden atayarak 17 olan üye sayısını 15’e indirdi.
Parti Meclisi 60 kişiden oluşuyor ve tamamı kendisine destek veren kişilerden ibaret.
Şimdi 1300 kişilik Kongre delegelerinin belirlenmesi yapılacak. Kongre delegelerini onun atadığı MYK ile onu destekleyen Parti Meclisi belirleyeceğine göre Kılıçdaroğlu’nun, delege oyunuyla değişime yol vermeyeceği acıktır.
38. Olağan Kurultay sürecinin başlatılması, 6 Haziran’da başlayan kongre takviminin 15 Ekim’de il kongreleriyle tamamlanacak olması değişim beklentisi olanlar için hiçbir sonuç getirmeyecek zira tüm hukuki boşluklar değerlendirilerek tüm tedbirler alınmıştır.
Seçim kampanyası sırasında Başkan Erdoğan’a “Uzun süre oturup koltuktan kalkmayan insanın yaptığı bir pislik vardır. Oradan kalkamıyor çünkü. Altına etmiş demektir” sözleriyle eleştiren Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim yenilgisinin ardından koltuğu devretmemek için direnmeye devam ediyor.
Gelelim CHP’de neler oluyor sorusuna.
CHP’de koltuk savaşında karşılıklı hamleler peş peşe geliyor.
CHP için de çok faklı gruplar olsa da belirgin iki büyük güç, kılıçları çekmiş durumda.
Biri “İmamoğlu efsanesi” yaratmak isteyen, Atatürkçü ve Ulusalcılardan oluşan grup, diğeri ise İmamoğlu’na karşı olan Alevi maskesi altındaki “Alevici Çetesi’nin de desteklediği İslam karşıtı laikçiler ile sözde Kemalistler…
Kılıçdaroğlu ilk önce iki tarafın desteğini alma yolunda ilerlerken, İmamoğlu’nun liderliği devralma yolunda güçlenerek parti tabanında karşılık bulması onu korkuttu ve İmamoğlu karşıtlarıyla birlikte hareket etmeye karar verdi.
Kılıçdaroğlu’nun MYK hamlesine karşı Ekrem İmamoğlu’ndan “değişim isteyen çoğunluğa ben öncülük etmeye hazırım” teklifi Kılıçdaroğlu’nu tedirgin ettiği için yeni MYK’ya İmamoğlu’na yakın hiç kimse alınmadı.
İmamoğlu, kahvaltılı buluşmada Kılıçdaroğlu’na “istifa” çağrısı yaparken CHP lideri Kılıçdaroğlu, bu çağrısına “Mücadeleye devam edeceğim” sözleriyle koltuktan kalkmayacağını adeta ilan etti.
Bana göre de İmamoğlu’nun genel başkanlık uğraşı beyhudedir.
Çünkü bir yanda delege ve teşkilat hiyerarşisindeki yeniden yapılanma, diğer yanda ise kendisiyle alakalı belirsizliği devam eden yargı süreci gibi iki büyük engel var.
Kılıçdaroğlu’nun etrafında, çoğunlukla doğrudan telaffuz edilmeyen ama saman altından yürütülen su misali alttan alta CHP içinde devam eden bir Alevi istismarcıların örgütlenmesi söz konusudur.
Ayrıca, CHP içinde her geçen gün güçlenen Alevi istismarcılarından oluşan ‘Alevici Çete’, İmamoğlu’na en büyük engel teşkil etmektedir.
“Ben Dersimli Kemal” diyen Kılıçdaroğlu, Mustafa Kemal’i “Dersim katliamcısı” olarak görüyor.
M. Kemal’in kurduğu bu partiyi dış destekli bir ‘kaset skandalı’ operasyonuyla eline geçiren Kılıçdaroğlu, şimdi Aleviliği istismar eden ‘Alevcilere’ teslim etmenin uğraşı içindedir.
Görünen o ki; İmamoğlu’nun tabanda ve parti içinden tasfiye edilen Atatürkçü ve Ulusalcıların karşılığı olsa da delege oyunlarını aşma şansı yok.
Kılıçdaroğlu ya devam edecek ya da ayrılmaya mecbur kalırsa kendi kontrolünde bir değişimle CHP’yi “İmamoğlu karşıtlarına” teslim edecek.
“Laf aramızda İmamoğlu, kaybediyorsun”
Tüm bu gelişmeler CHP’de başlayan iç hesaplaşmanın daha bir süre devam edeceğini gösteriyor.
Bekleyelim görelim.
|