Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10194
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2285) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (423) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (848) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (542) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (889) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Siyasi Partiler ve Siyasetciler konuları
Siyasetçiler nasıl olmalıdır? (41)
Siyasi Partilerimiz nasıl olmalıdır? (27)
Siyasi partiler ve siyasetçiler ile ilgil diğer konular (780)


Siyasi Partiler ve Siyasetciler - Siyasi partiler ve siyasetçiler ile ilgil diğer konular konusu hakkında görüşler
Hasan Yakup CANGÜVEN - (Ziyaretci) 2.04.2024 00:08:13

MAHALLİ İDARELER SEÇİMLERİ, ŞAKA VE MİZAH ANLAYIŞIMIZ, VE FORMATINDA ŞAKALAŞMAK

MAHALLİ İDARELER SEÇİMLERİ,
ŞAKA VE MİZAH ANLAYIŞIMIZ,
VE FORMATINDA ŞAKALAŞMAK
Şaka yapıyor olmalısın!
Bu kötü bir şaka olmalı!
Şaka olmalı, öyle bir şey olamaz ki!
Babında söylenen sözler… Bazı haberleri okuduğunda, bazı
hadiseleri duyduğunda, bazı olaylar yaşadığında, beklenmedik
bir durumla karşılaştığında, ne yapacağını, nasıl davranacağını,
nasıl cevap vereceğini bilemediğinde insanın aklına ilk gelen, o
anki şaşkınlığı, verdiği tepkiyi, duyduğu hayreti anlattığı
cümlelerdir…
Bugün; ülkemizde ve dünyanın birçok bölgesinde ilk bakışta
gerçek(miş) gibi algılanan, uzun yıllar geçmesine karşın
hafızalarda yerini koruyan şakaların, esprilerin yapıldığı,
gırgırın- dalganın geçildiği, asparagas-şişirme haberlerin
yazıldığı, mavraların-palavraların patlatıldığı, arkadaşların
dostların birbirlerini ti’ye aldığı, gülüp eğlendiği bir gün…
Evet, bugün 1 Nisan…
Evet, bugün “1 Nisan Dünya Şaka günü”, gülmek, güldürmek,
stresten, dünya telaşından biraz olsun uzaklaşmak, biraz olsun
eğlenmek, biraz olsun muziplik yapmak, biraz olsun gülmeyi
özleyenlerin günü…

Hem dini hem tıbbi argümanlar açısından bir safhadan başka bir
safhaya geçisin yaşandığı, çocukluk ve sünnet dönemi…
İlk ya da yeni bir okula kayıt yaptırılan öğrencilik yılları…
Sıradan bir gençlik hayatının yaşandığı zamandan, “Peygamber
Ocağı” dediğimiz vatan topraklarını korumak için disiplin altına
girilen askerlik zamanı…
Girilen yeni bir işte yeterli bilgi ve birikimin, deneyim ve
tecrübenin olmadığı acemilik günleri…
Bekâr hayatından yeni ve yüksek sorumluluğun alındığı söz,
nişan, düğün ve Evlilik dönemleri…
Neşeli ve hoşça vaktin geçirildiği Eğlence zamanları…
Çalışanların ve yöneticilerin, kurumları ve şirketlerin önemli
konuları görüşmek, iş bağlantısı yapmak için gerçekleştirdikleri
iş seyahatleri ve toplantılarda karşılaştıkları bazı
durumlar…
Ve insanların yaşamlarının çeşitli saflarında, bazı özel
günlerinde olduğu kadar hayatın olağan akışında yaşadıkları
aksiyonlar, kurdukları dostluklar, ettikleri sohbetler, katıldıkları
ve yarattıkları coşku dolu ortamlar, ince-nükte dolu “en klas
şakaların yapıldığı”, ve sonrasında zaman zaman tutuşdukları
kavgalar, kırılan kalpler ve dahi çok uzatmadan “pardon”
diyerek büyük bir olgunluk içinde, samimiyetin ve iyi niyetin bir
göstergesi olarak karşılıklı uzattıkları eller, yapılan tokalaşmalar
ve nihayetinde tüttürülen barış çubuğu…
Seneler geçtiğinde, yıllar sonra bir araya gelindiğinde, o hoş ya
da nahoş anıların hatırlandığı, tekrar tekrar anlatıldığı, kocaman
kocaman kahkahaların atıldığı en güzel, en canlı dönemlerdir.
Köylüsünden-Kentlisine, Fakirinden-Zenginine, Okumuşundan
Cahiline, Ünlüsünden-Ünsüzüne, Cemiyetten-Cemaate,
İşçisinden-Patronuna, Gencinden-Yaşlısına, Siyasetçisinden
Politikacısına hemen herkes iş ve meslek hayatlarının bütün
safhalarında kendi sosyal çevresinde, kendi akran kültüründe,
kendi çapında, kendi sektörünün, kendi mahallesinin, kendi
lisanının formatında ve jargonunda şakalaşıyor.
Yapılan bir harekete, gösterilen bir davranışa, söylenilen bir söze
nükte dolu fıkra ve hikâyeyle cevap vermek, zekice yapılmış akıl
dolu bir espriyle, güzel bir latifeyle durumu kurtarmak üzere
“kaliteli bir şaka” yapabilmek yürekten bir samimiyet, içten
gelen bir yetenek, kabiliyet ve maharet ister?
O kadar çok yoruluyoruz, o kadar çok bunalıyoruz ki, aslında
bizleri yoran, bizleri bunaltan iş değil insan ilişkileridir.
Yakın dostların, nazı geçen arkadaşların birbirlerini kırmadan,
incitmeden, tadını kaçırmadan, kararında ve dozunda,
alçalmadan-alçaltmadan, küçülmeden-küçültmeden, seviyeyi
düşürmeden şakalaşabilmeleri, birlikte eğlenip gülebilmeleri ve
geride hoş bir hatıra bırakabilmeleri ne kadar zor değil mi?
Zaman ahir, ekonomi ve ahlak bozuk olunca, insanlar
cıvıklaşıyor, ilişkiler, münasebetler, diyaloglar o kadar
bayağılaşıyor, o kadar sıradanlaşıyor, o kadar ayağa düşüyor, o
kadar menfaat ve çıkar batağına saplanılıyor ki, bırakın “1
Nisan’da” şakalaşmayı, insan kendisine dışarıdan bakmaya,
sahici ve gerçek bir tebessüm atmaya gücü ve enerjisi
kalmıyor…
Hani hep denir ya, hani yaşanan bir tatsızlık sonrası hep söylenir
ya: “Hayatı fazla ciddiye almayın, kendisiyle bile dalga
geçmeyi öğrenebilmeli insan” diye…
Evet, şaka yapalım, komik durumlarda espri üretelim, yeri
gelince hiciv de yapalım, şakanın kurbanı da olalım ama
tozutmadan, tadında, kıvamında, ölçüsünde, kırmadan,
kırılmadan, uzatmadan…
Hülasa; her şeye rağmen şaka yapma gücünü, espri yapma
kabiliyetini, mizah anlayışını korumalı, işi ne fazla
sulandırmadan, ne aşırı ciddiye almadan ne de gerçek
bağlamından koparmadan hayatı dolu dolu yaşayabilmeli
insan…

Dün Türkiye, beş yıl boyunca görev yapacak yerel yöneticileri
seçmek için sandık başına gitti. Demokrasinin beklenen bir
gereği olarak büyük bir olgunluk ve huzur içerisinde
gerçekleştirilen “31 Mart Mahalli İdareler Seçimi” hem
gelecekte üretilecek siyaset için ve hem de ülkemiz ve
milletimiz için büyük bir umut ve kazanç olmuştur.
Yeniden seçilen ve el değiştiren yerel yönetimlerin başkanlarının
bölgelerinin gelişmesi ve kalkınması ve dahi halkın yansız ve
tarafsız hizmet almaları için canla başla, ayrıştırmadan
çalışacaklarına inancımız tamdır.
Sel gitti, kum kaldı. Bir taraf kazanırken, bir taraf kaybetti.
Takvimi geriye döndürmek mümkün değil. Gerçek bu. Kazanan
tarafında, kaybeden tarafında özeleştiri yapacak özgüven sahibi
olduklarını düşünüyorum.
Allah var, gam yok. Vaki olanda hayr vardır. Biz herşeyde hayr
gören bir peygamberin ümmetiyiz.
Dün yapılan seçim ve sonuçlarının bugün, dostluğa, arkadaşlığa,
komşuluğa, muhabbete zarar vermemesi, uzun süren küslüklere
sebep olmaması temennisiyle, yeni seçilen Belediye
Başkanlarımızı ve Muhtarlarımızı tebrik ediyor, çalışmalarında
başarılar diliyorum.
UNUTULMAMALIDIR Kİ…
Herşey zıddıyla kaimdir. Herşey insanlar için ve hiçbir insan
hayatın gerçeklerinden münezzeh değildir…


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.