Meşru olma tartışması ve Kılıçdaroğlu`nun hezeyanları
Meşru olma tartışması ve Kılıçdaroğlu`nun hezeyanları
Siyaset, sadece bireylerin değil toplumların, ülkelerin, hatta tüm insanlığın geleceğini şekillendiren ve dünyanın dengesini belirleyen ve yönlendirendir.
Siyaset aynı zamanda, ülke ve millete hizmet etme alanıdır.
Ülke ve millete hizmet ise her ikisini de canından aziz bilmek, ruhen benimseyip sevmekle mümkün olabilir.
Milleti sevmek ise onun sahip olduğu değerleri yaşama ve yaşatma gayreti içinde olmayı asli görev olarak benimsemeyi gerektirir.
Her siyasetçi, milletine güvenmeli ve tercihlerini içine sindirmeli ve o tercihlere uymalıdır. Yani milli iradeye saygı siyasetin temel esası olmalıdır.
Bir milleti millet yapan, milli ve manevi değerlerle barışık olmayan hiçbir siyasi lider veya siyasetçi, ülke ve milletini temsil edemezler.
Çünkü millet onlara bu şerefi bahşetmez.
Vatan sevgisinden yoksun, milli ve manevi değerleri içselleştirmeyenler siyasi liderler ve siyasiler ülke ve milletten önce istikballerini ve ikballerini düşünürler.
Şahsi çıkarları önde tutan, hukuk dışı ilişkileri asli görev kabul eden, yalan söylemekten ve iftiralarda bulunmaktan çekinmeyen, türlü ayak oyunları ile koltuğunu korumaya çalışan siyasi liderler ve kadroları milli iradeye de saygı göstermezler.
Bu zihniyet CHP zihniyetidir. O lider Kılıçdaroğlu`dur. O kadrolar ise Kılıçdaroğlu`nun yoldaşlarıdır.
Her seçimde mağlup olan Kılıçdaroğlu ve yoldaşları, her defasında bir özeleştiri yerine bahaneler ileri sürerek milli iradeyi suçlarlar.
Millete rağmen siyaset yapmaya çalışan bu zihniyet, halka güven veremiyor ve bunun içindir ki, çeşitli halk katmanlarında kitlesel kabul görmüyor.
MEŞRU NASIL OLUNUR?
Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyeti`nin ilk defa halkın oylarıyla seçilen 12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan`a ``Seni Cumhurbaşkanı kabul etmiyorum´´ diyerek hem Cumhurbaşkanı Erdoğan`a hem de onun şahsında milli iradeye saygısızlık etmiştir.
Çelişkili tavırları ve dengesiz açıklamalarıyla tanıdığımız Kılıçdaroğlu`nun bu açıklaması, seviyesizlik ve siyasi ahlaksızlıktır.
Anlaşılan, Kılıçdaroğlu`na göre &8216;Birilerinin meşru olabilmesi için kendisi gibi entrikalarla makamlara ve mevkilere gelmesi gerekiyor.`
Kılıçdaroğlu ve onun gibiler bilmeli ki, Başkan Erdoğan, bazı karanlık mahfillerdeki gizli buluşmalarda yapılan kirli pazarlıklarla değil, milli iradenin teveccühüyle Cumhurbaşkanı olmuştur.
Yani Başkan Erdoğan; Türk milletinin vicdanında kabul bulmuş, bu ülkenin Cumhurbaşkanlığı makamının meşru sahibidir.
Demokratik yoldan ve milli iradenin tercihiyle Cumhurbaşkanı seçildiği için siz ve sizin gibilere göre meşru sayılmayabilir, ancak belli güç odaklarının o iğrenç kaset operasyonuyla CHP Genel Başkanlığına getirildiğiniz için bize göre de siz meşru değilsiniz.
Kılıçdaroğlu, partisinin Cumhurbaşkanı adayı olarak gösterdiği Muharrem İnce, Cumhurbaşkanı Erdoğan`ı ziyaret etmiş ve 40 dakika görüşmüştü.
Yine, Kılıçdaroğlu tarafından CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkalığınaaday olarak gösterilen Ekrem İmamoğlu, görüşmek için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan`dan resmi olarak randevu talep etti.
Bana göre Muharrem İnce ve Ekrem İmamoğlu, doğru olanı yapmışlardır.
Çünkü cumhurun seçtiklerini kabullenmek, demokrasinin bir gereğidir. Ona ve makamına saygı aynı zamanda onu seçen milli iradeye saygıdır.
&8226;
Madalyonun diğer yüzünde ise bir başka çirkeflik var.
Basın mensuplarının sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, (İmamoğlu&8250;nun randevu talebi) ``Benim kapım herkese açık ama Bay Kemal`den izin alabilir mi bilmiyorum´´ demişti. İmamoğlu ise ``Biz bütün kararları alırken zaten genel başkanımız ile konuşuruz, tartışırız ve ortak görüş olarak yola çıkarız´´ diyerek, Kılıçdaroğlu`nun izniyle bu randevuyu talep ettiğini ifade etmiştir.
Eğer Sayın İmamoğlu`nun söyledikleri doğru ise (ben doğru olduğuna inanıyorum) ortada bir tezat var demektir.
``Seni Cumhurbaşkanı kabul etmiyorum´´ dediği halde, Başkan Erdoğan`ın Cumhurbaşkanlığı`na saygı duyarak görüşmek isteyen adaylarına müsaade etmiş ise, bu bir ahlaki duruş değil, bu davranış biçiminin adı ikiyüzlülüktür.
&8226;
Bu ve benzeri hezeyanlarıyla bilinen Kılıçdaroğlu, oy uğruna bölücülerle işbirliğini mubah kabul ettiği gibi ülkemize her fırsatta müdahale eden şer güçlerin Türkiye karşıtı politikalarına çanak tutmayı, Türkiye düşmanlarıyla bir araya gelerek resimler çektirmeyi ise siyasi bir marifet sanıyor.
Sözün özü şu, Kılıçdaroğlu ve yoldaşları hezeyanlarla dolu davranış ve söylemleriyle hem CHP`ye hem de ülkeye büyük zarar vermektedirler.
Samimi CHP`liler şunu bilsin ki; bu zihniyet değişmedikçe ve bu zihniyetin savunucuları yani Kılıçdaroğlu ve yoldaşları CHP`den kurtarılmadıkça, CHP bu ülkede iktidarın meşru sahip olamadı bundan sonra da olamayacaktır.
Bu gerçeği CHP tabanı nazari dikkate almalı ve partilerine sahip çıkmalıdır ve gereğini yapmak üzere harekete geçmelidir.
|
