Muhsin YAZICIOĞLU`nu RAHMETLE ANIYORUM
Mustafa Mete İSLÂMOĞLU
YAZIYOR
``Muhsin YAZICIOĞLU`nu
RAHMETLE ANIYORUM
BAŞLARKEN: Aynı yılda ve aynı ayda dünyaya gelmişiz. Aynı davanın, aynı imanın, aynı meşrebin ve aynı toprakların çocuklarıyız. Turan davasının birer fedaileriydik. Ve... bizleri tek tek yok etmek istediler. Kimimiz kaza kurşunlarıyla, kimimiz kahpe sabotajlarla, kimimiz ceza evlerinin insanlık dışı hayat tarzıyla ve kimimizde kaza süsü verilen alçaklıklarla hayatlarımıdan olduk. Bizi bizden kopardılar. İşte O davanın unutulmayan bir değerli ismini bu satırlardan yad etmek istedim. O benim, güler yüzlü, yürekli, çileli bir kardeşimdi;
VE O KARLARIN İÇİNDE SEVDİĞİ RABBİNE YÜRÜDÜ..
``VATAN DAVASININ SEMBOLÜ´´Muhsin YAZICIOĞLU´´
``MUHSİN YAZICIOĞLU KİMDİR? Yazıcıoğlu`nun siyasi mücadeleyle dolu yaşam öyüsünde neler yoktu ki! O her şeyden evvel imanlı salih bir Müslümandı. Hemşerimdi. Dost canlısıydı. Arkadaşımdı. Hep güler yüzlüydü...
(Hacı) Muhsin Yazıcıoğlu, 1954 yılında Sivas`ın Sarkışla ilçesi Elmalı Köyü`nde bir çiftçi ailesinin oğlu olarak doğdu. İlk ve orta öğrenimini Şarkışla`da yaptı. Yüksek öğrenimini yapmak üzere 1972`de Ankara`ya gitti. Üniversite tahsilini, Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi`nde tamamladı ve siyasi hayatına devam etti. Onun davası mukaddes bir davaydı.
1968`de cemiyet (dernek) çalışmalarına başladı. Şarkışla`da Genç Ülkücüler Hareketi`ne katıldı. Ankara`ya geldikten sonra ise, Ülkü Ocakları Genel Merkezi`nde görev yapmaya başladı. Sırasıyla; Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcılığı ve Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yaptı. (1977-78).
``ÜLKÜCÜ GENÇLİK ONU KALBİNE GÖMDÜ´´
1978`de faaliyete geçen Ülkücü Gençlik Derneği`nin kurucu Genel Başkanı oldu. 1980 yılına kadar MHP`de Genel Başkan Müşavirliği görevinde bulundu.
12 Eylül 1980`de yapılan askeri darbenin ardından, MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası sanığı olarak cezaevine konuldu. 5,5 yılı hücrede olmak üzere 7,5 yıl Mamak Cezaevi`nde kalan Muhsin Yazıcıoğlu, 7,5 yıl cezaevinde kaldığı bu davadan herhangi bir ceza almadı.
Cezaevinden çıktıktan sonra, mağdur olmuş ülkücülere ve onların ailelerine yardim amacıyla kurulan Sosyal Güvenlik ve Eğitim Vakfı`nın başkanlığını yaptı.
1987`de arkadaşları ile birlikte MÇP`de siyasete girdi. MÇP`de Genel Sekreter Yardımcılığı görevinde bulundu.
1991 genel seçimlerinde üç partinin oluşturduğu ittifak bünyesinde, milletvekili adayı oldu. "O, inançlarınızı Meclis`e taşıyacak" sloganıyla, Sivas`tan milletvekili seçildi.
1992 yılı Temmuz ayında, "içinde bulunduğu partinin siyasi anlayışıyla uyuşamadığı için" bir grup arkadaşı ile birlikte MÇP`den ayrıldı. 29 Ocak 1993 tarihinde Büyük Birlik Partisi kuruldu ve bu partinin Genel Başkanlığına seçildi.
24 Aralık 1995`te yapılan erken genel seçimlerde ANAP-BBP ittifakından 20. Dönem Sivas milletvekili olarak, yeniden meclise girdi. 28.02.1996 tarihinde ANAP`tan istifa ederek, BBP`ye döndü. Yine bir mahalli seçimler öncesiydi, aynı davanın insanları olarak oyların bölünmemesi için Rahmetli Alparslan Türkeşle ikisini barıştıracak, Muhsine Albayımın elini öptürecektim. O tarihlerde çağrı cihazlarımız vardı. Fakat birtürlü ulaşamadım. Kayseri millet vekili Dr. Seyfi Şahin`e ulaşa bilseydim bu barışma gerçekleşecekti. Oda Urfa`da olduğundan geç kalındı. Ve olmadı.
26 Nisan 1998`de yapılan 3. Büyük Kurultay`da, 8 Ekim 2000 tarihinde yapılan 4. Büyük Kurultay`da, 2 Haziran 2002 tarihinde yapılan 1. Olağanüstü Büyük Kurultay`da,20 Temmuz 2003 tarihinde yapılan 5. Olağan Büyük Kurultay`da,30 Nisan 2006 tarihinde yapılan 6. Olağan Büyük Kurultay`da ve 15 Nisan 2007 2.Olağanüstü Büyük Kurultayda tekrar BBP Genel Başkanlığına seçildi.
22 Temmuz Erken Genel seçimlerinde BBP`nin seçimi protesto etmesi sebebiyle partisinden istifa ederek Sivas`tan bağımsız milletvekili adayı olup 23. dönem milletvekilliğine seçildi. Daha sonra BBP`ye katılarak TBMM`de Büyük Birlik Partisi Sivas Milletvekili olarak BBP`yi Meclis`te temsil etti.19 Ağustos`ta yapılmış olan BBP`nin 3.Olağanüstü Büyük kurultayında tekrar Genel Başkan oldu.
Kahramanmaraş`tan Yozgat`a giderken geçirdiği helikopter kazası sonucu hayatını kaybeden BBP Genel Başkanı, arkadaşım, hemşerim, dava yoldaşım Muhsin Yazıcıoğlu`nun hayatı siyasi mücadeleler ile geçti. Yazıcıoğlu, kazadan hemen önceki mitinginde 29 Mart seçim çalışmaları için bir telefon konuşmamızda "Devletten hiç bir yardım falan almıyoruz kısmet olursa bir helikopterle konuşmak için hiç gitmediğim bir kaç yere gideceğim diyordu. Bir konuşmasında bunu TV. de gazetecilere açıkladı ve.. ilk kez kendi imkanlarımızla helikopter kiralıyoruz" demişti.
Ve bitmeyen siyasi mücadelesinde vatan yolunda şehit edildi.
İlk haberi; Yeğenim bana telefonla bildirdiğinde hemen, Adanadaki arkadaşlarımı telefonla arayarak Reisin Helikopterle düştüğü haberini verdim. Kış şartlarında görüş mesafesi dar olan bölgeyi ihtimaller üzerine tarif ettim. Kayseriden Maraşa her hafta gider gelirdim ve o bölgeyi çok iyi tanıyordım. Adanadan arkadaşlarım bende kendi aracımla Mersin Erdemli,den kış olmasına rağmen kaza mahalline gittik bir süre yaklaşamadık. Nihayet 3. Gün cesetler ( senaryo böyle oynanacaktı) muvaffak oldular. Cesetlerin her biri ayrı yerde saçılmış halde bulundu.
USTA BİR PİLOT FAKAT KARAKUTU YOK!
BÜYÜK BİR SABOTAJ SAKLANMAKTADIR.
Helikopterin; Yazıcıoğlu konuşma yaparken ikmal yapmaya gittiği ve 45 dakika sonra döndüğünün hiç üstünde durulmadı. İşte bu sırada ne olduysa oldu ve karakutusunun olmadığı ortaya çıktı.
SORUYORUM?
Bu alçakça bir oyun değilde nedir?
İşte en hazin bölüm şimdi başlaıyor. Amerikanın bir köpeği kaybolsaydı eminim bir saat içinde bulurlardı. Bu ne kadar alçaklık ki 5 insamı bile bile öldürdüler. Güya buluınamamış! Gazeteci İsmail Güneş` saatlerce dünyaya yalvardı. 5 tane can kasıtlı olarak bulunmadı. Tabiri caizse; ``Hanyada aradıkları Konyadan çıktı´´ oysa ben telefonda ``Döngel yada Andırın´´ bölgesini iyi arayın demiştim. Bu yazıyı yazarken bile o anları tekrar yeniden yaşadım.
BİZ; DİNSİZLERDEN, HAİNLERDEN DAHAMI TEHLİKELİYDİK?
``VİCDANLARA SORUYORUM?
MUHSİNİN ÖLÜMÜNDEN NE KAZANDINIZ?
Sizler ölmeyecekmisiniz?
Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek. Siz hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?..Üstad Necip Fazıl. Böyle demekteydi.
Tüm sözler yalandı. Her tarafta kar var bahaneydi. Dağlar taşlar bembeyaz fakat köylerin içine bir helikpter düşüyor bulunamıyordu! Bu olayda ihmal ve kasıt vardı. Yani; Bu ülkenin yetiştirdiği değerli bir Allah ve Vatan dostu insan Soysuz ABD nin ve siyasetin irileri hainlik etti. Kıskançlık yüzünden çekemedikleri, hazmedemediler. Ne yazık ki, kirli siyasetin iğrenç politikanın ayak oyunlarıyla ölüme 5 can terk edildi. Arkadaşıma ağladım. Hepsine çok üzüldüm. Nur içinde yatsınlar. Muhsin sen hep gönüllerimizdesin, ``Reisim´´
Bizlerde uzatmaları oynuyoruz aslan arkadaşım. Hepinize Yüce Mevla`dan, Rabbimden rahmet niyaz ediyorum.
Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu evli ve iki çocuk babasıydı..
Mamakta hücrede bir şiir yazmıştı. ``Üşüyorum´´ diyordu.
VE .. Türkiye değerli bir evladını daha böyle kaybetti.
Ülkü ve ülke davasında hayatını kaybedenlere Rahmet dualarımla..
06-EYLÜL-2015
ALANYA.
|
