Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10791
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2278) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (522) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (844) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Siyasi Partiler ve Siyasetciler konuları
Siyasetçiler nasıl olmalıdır? (41)
Siyasi Partilerimiz nasıl olmalıdır? (27)
Siyasi partiler ve siyasetçiler ile ilgil diğer konular (776)


Siyasi Partiler ve Siyasetciler - Siyasi partiler ve siyasetçiler ile ilgil diğer konular konusu hakkında görüşler
Dr. Seyfi ŞAHİN - (Ziyaretci) 3.11.2017 17:51:39

SİYASET DÜNYAMIZ

SİYASET DÜNYAMIZ
Dr Seyfi ŞAHİN
Biz üniversiteye 1967 yılında girdik
1968 yılında dünyanın her yerinde öğrenci hareketleri başladı.
Almanya da kızıl Rudi dediler biri çıktı.
Bader Meinhoff çetesini kurmuştu.
Bunların hepsini tutukladılar.
Güya hapiste hepsi intihar etmişti(!).
Alman güvenliği onları yok etti.
Alman üniversitelerinde bir daha anarşi görülmedi.

Fransa`da kızıl Dany diye biri çıktı.
Hangi pazarlık yapıldı bilemem,
Fransa Üniversitelerinde de bir daha anarşi olmadı.
Üniversiteler kuzu, kuzu dersine devam etti.
Bu disiplinli devletler ülkesine zarar verdirmediler.

1968 yılında önce Ankara ilahiyatta baş örtüsü sorunu çıktı.
Hatice Babacan adlı kızımız baş örtüsünü çıkarmadı.
Ama İlahiyat fakültesinin önüne çadır kurup bunu protesto etti.
Türkiye de yer yerinden oynadı.
İlahiyat Fakültesi öğrencileri, boykota gitti.
Fakülte bir ay kapandı.
Sonra yönetim baş örtüsüne izin verdi.

Bu yılın Eylülünde boykot diğer üniversitelere sıçradı.
Üniversitelerin sorunları,
Prof.ların kusurları, gündeme geldi.
Boykotlar devam ederken de sol ve Marksist sloganlar da atılmaya başladı.
Sol düşünce, gençlik arasında yayılma gösterince,
Üniversitedeki muhafazakar ve milliyetçi öğrenciler de,
Ülkü ocaklarında teşkilatlandılar.
Solcular; Marks ve Lenin`in düşünceleri söylüyor.
Dünyadaki meşhur Marksistlerin resimleri kantinlere asıyordu.
Komünizm konusunda hassas olan Türk Milleti ve gençliği,
Alpaslan Türkeş`in liderliğinde, hem üniversitelerde teşkilatlandı.
Hem de Türk milletinin bütün birimlerinde yayıldı.
İlk defa Türk milleti, Selçuklu ve Osmanlı dan sonra,
Şuurlu ve dinamik olarak kendi milli benliğini tanıyordu.
Türkeş, Türk İslam davası güdüyordu.
Gençlik, ocaklarda, öğretmenler ülkü birde, teknik elemanlar ülkü tek de,
Polisler, Pol Bir de, organize oldu.
Ayrıca esnaflar, memurlar, işçiler, köylüler, işverenler de teşkilatlandı.
Artık Türk milleti şahlanmıştı.
Batı ve ABD bu gelişmeden kaygılandı.
CİA kanadıyla 12 Eylül ihtilalini yaparak,
MHP nin önüne kesti.
Sonraki gayretlerle de Ülkücüleri dağıttı.

Marksistler, işçi hakları, fakirlerin müdaafası,
Zenginlere düşmanlık, vurgun ve soygun düzeni,
Sloganları ile ortaya çıktılar.
Bunlar dini, milliyeti inkar ediyorlardı.
Rusya taraftarı idiler.
Bu durum, milleti ürkütmüştü.
Hem iman, hem milli duygu ve hem de devlet tehdit altında idi.

Bu düşünceye bir alternatif gerekirdi.
Veya milli bir doktrin lazımdı.
Alparslan Türkeş; Temeli İslam imanı ve Türk milliyetçiliği olan;
``9 ışık doktrini´´ni ileri sürdü.
Bu doktrin; ``Türkiye`yi çağlar üstünden atlatıp,ilimde, teknikte en üst seviyeye çıkaracak,
Milletler mücadelesinde Türkiye`yi en öne çekecek bir sosyal ve ekonomik programdı´´.
Milliyetçilik, ülkücülük, ahlakçılık, sanayicilik, ilimcilik, hürriyetçilik, toplumculuk,
Gelişmecilik ve halkçılık, fikirlerini ileri sürüyordu.

ABD 1980 den sonra Türkiye`yi sıkı tuttu.
Yeni gençliği;
Boş, ahlaken zayıf, Marka peşinde koşan emperyalizme karşı dirençsiz bir hale getirdi.
FETÖ bu sistemin en çarpıcı örneğidir.
Ama her şeye rağmen halen milli potansiyelimiz var.
Geleceğimizden ümitliyiz.
Çünkü Türk milleti büyük millettir.




Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.