SİYASETİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Mustafa Mete İSLAMOĞLU
SİYASETİN
DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Türk siyaseti milletinden ihtar aldı. Bu önemli ve milli bir mesele olan durumu Türk siyasetinin içini iyi bilen MHP eski milletvekili ``siyasetçi-yazar´´ ağabeyim, dostum, sayın Rıza MÜFTÜOĞLU Millet vekili seçim sonuçlarına göre hükümetin kurulabilmesi için seçenekler tablosunun hiç iç açıcı olmadığına işaret ediyor. Olası seçeneklerin ne kadar olabilirliğini çok sarih ve anlaşılır şekilde izah etmektedir.
MİLLETVEKİLİ SEÇİM SONUÇLARI
VE
HÜKÜMET SEÇENEKLERİ
((Rıza MÜFTÜOĞLU ``SİYASETÇİLERİ UYARIYOR´´
AKP, birinci parti olmuş ama tek başına iktidar olma imkanını kaybetmiştir. Diğer partilere göre ilerde ama önceki dönemdeki gücünü kaybetmiştir.
CHP, kaybeden siyasi parti ama AKP`nin tek başına iktidar olamamasından dolayı tabanı memnun ve ayrıca muhalefet partilerinin desteğini alarak hükümet kurma hayalinde olduğu için CHP de kaybetmiş gözükmek istememektedir.
MHP, geçen dönemdeki milletvekili seçimlerine göre hem oy oranında artış sağlamış hem de milletvekili sayısını artırmıştır. Kazanmış ancak son mahalli seçimlerde İl Genel Meclisinde aldığı oy oranın altında kalarak ve ayrıca bu seçimde beklenen oy oranınına varamayarak kısmen bir burukluk içindedir. Ayrıca milletvekili sayısında oy oranı yüksek olmasına rağmen HDP nin milletvekili sayısının altın kalınması tabanın canını sıkmış. Özetle istenilen elde edilmemiş olmasına rağmen MHP geçen döneme göre başarılı ve her zaman olduğu gibi kilit bir siyasi hareket.
HDP, siyasi açıdan çok başarılı olmuş fakat ideoloji açıdan kaybetmiş bir siyasi parti. Bundan sonra ideolojini gerçekleştirme yolunda lider ve kadro değişikliği olmadan bir başarı elde etmesi çok zor. Daha ne olduğu tam anlaşılmamakla beraber´´Açılım politikası´´ ile elde etmeyi hedefledikleri hiçbir şeyi elde etmeleri çok uzak gözükmektedir. Uzak ihtimal olsa bile CHP-MHP iktidarını dışardan destekleyerek de ``Açılım´´ dan bir şey elde etmeleri hiç mümkün değil. MHP`nin içinde olduğu hiçbir koalisyondan HDP`nin bir şey elde etmesi mümkün değildir. MHP`nin içinde olmayacağı tek koalisyon da AKP-HDP koalisyonudur ki böyle bir koalisyonun kurulması da zordur, kurulsa bile uzun süre yaşaması zordur, bir süre yaşasa bile iki siyasi partinin neticede ``yoğun bakım´´a gitmesi kaçınılmazdır.
Şu anda Türkiye Büyük Millet Meclisinde 4 siyasi parti mevcut. Bu dört siyasi parti vasıtasıyla kurulabilecek koalisyonlar şunlardır.
1) Bir siyasi partinin dışardan desteği ile AKP azınlık hükümeti,
2) İki siyasi partinin dışardan desteği ile CHP azınlık hükümeti,
3) AKP-MHP koalisyon hükümeti,
4) AKP-CHP koalisyon hükümeti,
5) AKP-HDP koalisyon hükümeti
6) CHP-MHP-HDP koalisyon hükümeti.
Azınlık hükümetini AKP nın tercih etmesi beklenmemelidir. Ayrıca AKP azınlık hükümetine dışardan destek verebilecek siyasi parti de yok gibidir. CHP nin böyle bir yolu tercih etmesi mümkündür ama MHP nin bu desteği HDP ile birlikte vermesi ihtimali oldukça zayıftır.
AKP-MHP kolaisyonu en makul olan şıklardan biridir. Ancak bu noktada Sayın Devlet Bahçeli`nin şartlarını AKP`nin ne derece kabul edeceği düğümün çözülmesinde tek etkendir. MHP nin, bakanlık sayısı veya bakanlıklardan hangisinin MHP de olacağı noktasında bir ön yargısı ve şartının olacağını sanmak yanlıştır. Asıl mesele ``Açılım´´, ``Yolsuzluklar´´ ve ``Anayasaya uyma´´ meseleleridir.
AKP-HDP koalisyonu bu iki siyasi partiyi ciddi manada sarsacak bir koalisyon olur. Bu seçimde en çok gündemde olan tartışmalar ve karşılıklı kötülemeler AKP ve HDP arasında yaşanmıştır. Sonra böyle bir koalisyon AKP`nin ilk genel seçimde bırakın iktidar olmayı ikinci siyasi parti olmayı bile sağlaması çok zor olur.
CHP-MHP-HDP koalisyonu MHP tabanının tepkisi açısından mümkün değildir.
Bütün bu alternatifler AKP nin bir stratejisi paralelinde bir erken seçimi hedeflemesi akla yakın görülmektedir. Ancak yaklaşık yüzde altmışı yenilenen bir mecliste milletvekillerinin emeklilik haklarını almadan erken seçim kararı almaları da oldukça zordur.
Neticede bütün siyasi partiler ve özellikle AKP yeni bir anlayışı yakalamak durumundadır. ``Yeni Türkiye´´ değil de ``eski anlayışlardan vazgeçme´´ şarttır.
AKP nin bu seçim sonucunu iyi okuması gerekmektedir. ``Şımarma´´, ``Biz her şeyi yaparız´´ , ``Biz olmazsak olmaz´´, ``Biz yine de seçiliriz´´ kelimeleri üzerinde iyi durulmalı ve ``hap bana´ siyaseti terk edilmelidir.
Muhalefet partileri de ülkenin çok kısa sürede güçlü bir iktidara ihtiyacı olduğunu düşünerek bu güne kadar söylediklerini bir kenara bırakmalıdır.
Allah, ülkemiz, milletimiz ve devletimiz için en hayırlısı ne ise onu bizlere nasip etsin. Demektedir. İnşallah hakkımızda hayırlı olanlar olur.))
Müftüoğlu`nun görüşleri böyle.
``AMMAAA´´ hiçde hayra yorulmayacak gelişmeler olacağı kesidir. Zira Türkiye İmralı, Kandil ve ABD üçgeninde yıllar önce oynandığı gibi oynanacak endişelerim vardır. Bu ülkeye yazık edenler utansın...
Milletçe hakkımızda hayırlı olan, iyi olan olur inş.
Bütün dileğimiz bu; Fakat yanlış atılan her adım millete ve bu aziz vatana çok ağır külfet yüklemektedir. Geçmişte yaşadığımız ´´AL TAKKE VER KÜLAH´´ siyasetini bizzat yaşayanlardanım. 12 Eylül Askeri darbesi öncesi 1977-1978-1979 yıllarında ``SAĞ-SOL´´ katliamları bütün hızıyla devam ederken kaos üstüne kaos yaşayan ülke oyuncak gibi oynanmıştı. Demirel Ecevit!e Ecevit Demirel! Ülkeyi teslim ediyordu. Liberallerle solcuların ülke paslaşmasında asker galip geldi. Haftada bir hükümek kurulup yıkılmalarının halen sancıları çekilmektedir. Milliyetçi cepheler, milliyetsiz cepheler uydurma cepheler vb. Git geller yaşandı.12 Eylül askeri darbesinin olmasına neden olan olaylardan biride buydu. ABD. ta ordan emir verdi ``POSTAL SESLERİ SİYASET SAHNESİNİ İŞGAL ETTİ. Biz neden böyleyiz? Yoksa dünyada her yerdemi bunlar oluyor?
HAYIR...!!!
Bu sadece bizde var. İşte onun için düşmanlarımız çok. İşte bunun için dışa bağımlılıklar hiç bitmiyor. Yedi kat yabancı ve dünyanın bir ucundan Türkiye yönetilir, yönlendirilirse böyle olur. Ve... kendi adamlarımız kusuru kendilerinde aramalıdır.. Neden biz?
NEDEN Mİ?
Çünkü millet olarak birbirimizi hiç sevmiyor fakat seviyormuş gibi gözüküyoruz da ondan.
Yani; riyakarlık ve fesatlıklar içimizde, beyinlerimizde kol geziyor. Samimi değiliz. Milliyetçi hiç olamadık keşke olabilseydik. Keşke manevi duygularımızı aynı seviyede yaşatabilseydik. Milli hislerimizi devamlı ve kesintisiz baş tacı edebilseydik. Bunların hiç biri olmayacktı... ama biz o değiliz.
``Milliyetcilik´´ ile ``Mahalliyetcilik´´ yer değiştirdi.
``BÖYLE KÖY`ÜN BÖYLE KILLI YOĞURDU OLUR´´
10-HAZİRAN-2015
Alanya
|
