Siyasetin ve ideolojinin körelttiği beyinler
Siyasetin ve ideolojinin körelttiği beyinler Türkiye Cumhuriyeti, kurulduğu günden bu yana bilimsel araştırmalar ve bilim dünyasından koparılmaya çalışılmaktadır. Çünkü Türklerin bilimle haşır neşir olmaları istenmez. Bilimsel, akılcı ve araştırmacı çizgide kalmak isteyenler ve öyle olduğunu iddia edenler bile önemli ölçüde bu niteliklerden uzaktırlar. Niyetimiz kimseyle polemiğe girmek değildir. Türkiye`de ``araştırmacı´´ sıfatı ve etiketiyle ön plana çıkanların ``ürettikleri´´ kitaplara ciddi mercek tutulsa ve kitlelere; ahlak, basın ahlakı, mesleki duyarlılık, araştırmacılık ve bilimsellik dersi vermeye kalkanların toplum içine çıkmaları mümkün olmayabilir. Niyetimiz yine zar zor böyle bir ``kimlik´´ edinmiş ve her an kaybedilebilecek gazetecimsi, araştırmacımsı, bilimselcimsi portrelerle kalem savaşına girmek hiç değildir. Bilim, bilimsellik, araştırmacı gazetecilik ve Atatürkçülük arkasına saklanarak itibar suikastleri ve katliamları yapanları afişe etmek de işimiz değildir. Çünkü ``ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz.´´ Fakat bu, birilerinin camdan saraylarda oturdukları gerçeğini de bilmeleri gerektiğini ortaya koyar. Bilimin dünyada geldiği noktayı es geçmiş olanların birçok bilimsel operasyonlar zincirini ``görmesini´´ beklemek beyhudedir. Genetikten-bilişime, iklimlendirmeden-kitle psikolojisi ve sosyal manipülasyonlar teknolojilerine, etnik, dini, kültürel, ekonomik, tarihi dezenformasyonlar alanındaki gelişmeleri yine ``atlamış´´ fakat bunun farkında olmayan ülkemizin ``entelektüel, araştırmacı, akıl ve bilimi mürşit kabul etmiş´´ bazı ``elitleri´´, üzerinde yaşadıklarını düşündükleri akıl ve bilim zemininden kopalı çok olmuştur ama ne yazık ki bunun farkında değillerdir. İdeolojik bakış açılarının, aklın süzgeçlerini ve kapasitelerini nasıl sıfırladığını anlamak için Türkiye`nin son 100 yılına bakmak yeterlidir. Bugün dünyanın ulaştığı bilimsel seviye gerçekten inanılmaz boyutlardadır. Bu bilimsel araştırmaların ``mabetleri´´ sayılan merkezleri ve laboratuvarları takip etmeyip, gündelik siyaset ve dedikoduları ``araştırmacı gazetecilik´´ olarak önümüze koyanların ülkemize katkıları ne yazık ki negatiftir. ``Milletin gözünü açayım´´ derken kendi gözlerini kapayanlardan bilim adına, memleket adına bir şey beklenemeyeceğini bilmek zarureti açıktır. Dünyanın tüm önemli bilimsel merkezlerini, düşünce kuruluşlarını, üniversiteleri, teknoloji, bilim ve vizyon üreten şirketleri ve dünyayı titiz bir şekilde, ideoloji vs. akıl çeldiricilerden bağımsız izleyemiyor, analiz edemiyor ve algılayamıyorsanız, her şeyi siyasete ve sair istismara açık alanlara indirgeyerek polemik yapıyorsanız, sizi izleyen yabancıların, istediği zaman, istediği şekilde manüple, dezenforme ve irrite edecekleri bir figür olursunuz. Bu bir Türkiye resmidir ne yazık ki&8230; Tespitle siyaseti bilmiyorsanız, temel analiz tekniklerini kullanarak olaylara bakamıyorsanız, nasıl ``araştırmacı´´ olunuyor, nasıl ``araştırmacı gazeteci´´ olunuyor anlamak mümkün değildir. Bilimsellikten bahsedince bilimsel olunmaz, akılcılıktan bahsedince akılcı olunmaz, araştırmacı etiketiyle araştırmacı olunmaz, Atatürk`ü dile dolayınca Atatürkçü olunmaz. Bilim başka bir şeydir ve polemiğe gelmez. Türkiye üzerine oynanan oyunların içine koşulduğunuzun farkında bile olmadan, üzerinize önce bir etiket inşa edilip sonra o etiketinizin kullanıldığını bile anlamadan kalem oynatmanın ve itibar suikastlerine devam etmenin anlaşılmadığı ve bilinmediği noktasında bulunmak da bir başka acınası durumdur. Sonuç olarak siyaset yaparken ve siyasilerle uğraşırken, akıldan, bilimden ve ahlaktan kopmayınız. Akıl, bilim ve ahlak çizgisinden çıktığınızı okurlarınıza itiraf ediniz. Hâlâ birçok kişinin kişilik haklarına ve itibarına suikast içinde olduğunuzu görünüz ve artık bilimsellik, akılcılık, Atatürkçülük, vatanperverlik, ahlakçılık gibi birçok kıymetli kavramın ırzına geçmeyiniz. Polemik yapamayız fakat gerçekleri yazarsak insan içine çıkamaz duruma düşersiniz. Önünüze öyle belgeler konulur, öyle kişiler çıkar ki birden tüm birikimler erir gider.
|