Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1835
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 11114
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 757
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2061 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (175) | Dış Politika (2488) | Ekonomi (246) | Eğitim (93) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (71) | Adalet (81) | Milli Kültür (578) | Gençlik (28) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (900) | Tarım (158) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (16) | Basın ve Televizyon (21) | Din (638) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (15) | Milli Güvenlik (664) | Türk Dünyası (936) | Şiir (115) | Sağlık (199) | Diğer (3620) |

Görüş bildirebileceğiniz Siyasi Partiler ve Siyasetciler konuları
Siyasetçiler nasıl olmalıdır? (42)
Siyasi Partilerimiz nasıl olmalıdır? (27)
Siyasi partiler ve siyasetçiler ile ilgil diğer konular (831)


Siyasi Partiler ve Siyasetciler - Siyasi partiler ve siyasetçiler ile ilgil diğer konular konusu hakkında görüşler
Mehmet KOÇAK - (Ziyaretci) 3.04.2021 16:01:42

Sultan Abdülhamid’den Reisicumhur Erdoğan’a bitmeyen oyun



Sultan Abdülhamid’den Reisicumhur Erdoğan’a bitmeyen oyun

Bugünki yazımın konusu Sultan II. Abdülhamid olacak.

Sebebi ise onun tahttan indiriliş tarihinin yıldönümü yani tarihimizdeki ihanet derecesindeki darbelerin ilki kabul edilen 31 Mart’ın seneyi devriyesi oluşudur.

31 Ağustos 1876’da padişah ilân edildiğinde Büyük Osmanlı Devleti (İmparatorluğu) büyük bir buhrandaydı.

Cihan Devleti Osmanlı’nın son Padişahı Sultan Mehmet Vahideddin, olmakla birlikte, muktedir olan son Padişah ise hiç şüphesiz II. Abdülhamid’dir.

Bir yönüyle tesbih başındaki İmame, diğer yönü ile ise kökleri Viyana’dan Yemen’e Mısır’dan Hicaz’a uzanan büyük bir çınar misali olan Büyük Osmanlı Devleti (Devlet-i Aliyye-i Osmaniye), diğer bir ifadeyle Osmanlı imparatorluğunun devlete karşı mutlak hakimiyet sağlayan son padişahı olarak bilinmektedir.

İleri görüşlülüğü, deneyim, tecrübe ve birikimlerini en iyi şekilde kullanarak Osmanlı Devletini 33 yıl ayakta tutmasını başaran üstün zekası nedeniyle II. Abdülhamid, “Ulu Hakan, Gök Sultan” olarak da adlandırılmaktadır.

… Ancak ne hazindir ki, Yahudi Siyonistler, Hıristiyan Ermeni çeteleri ve Batılı Emperyalist devletler ile içimizdeki yerli işbirlikçilerinden oluşan ‘şer güçler’ tarihe kara leke olarak geçen ilk darbeyi 31 Mart 1909’da gerçekleştirmiş ve o cihan devletinin başındaki Sultan II. Abdülhamid’i maalesef tahtından indirmeye muaffak olmuşlardı.

Kısacası:

31 Mart 1909’da başlayan tarihi ihanet ve Bizans entrikaları, yakın tarihte yaşanan ‘Gezi Parkı’ndaki gibi 15 Temmuz’daki ABD öncülüğündeki batılı emperyalist devletlerin desteklediği FETÖ kalkışması gibi ihanetlerle 15 Temmuz 2016’ya kadar devam ede gelmiştir.

Cumhurbaşkanımız Sn. R. Tayyip Erdoğan’ın çeşitli halk katmalarında karşılık bulan çağrısı sonucu bu asırlık ihanete millet, devlet işbirliğiyle son verilmiş ve ülkemizde darbeler dönemi çok şükür kapanmış oldu.



Cennet Mekân Sultan Abdülhamid Han 112 yıl evvel sömürgeci Batılı emperyalist devletler ile onların içimizdeki uşaklarının desteğiyle oluşan ‘Şer Güç Odakları’nın her türlü asılsız suçlamalar, iftiralar ve karalama kampanyalarına karşı çok çetin bir mücadele etmek suretiyle yıkmaya çalıştıkları o cihan devletini 33 yıl ayakta tutmayı başarmıştı.

Ancak Sultan Abdülhamid Han, sonunda dayanamadı ve ihanetler sonucu darbeyle tahtından indirilip sürgün edildi.

Çünkü o, yalnız ve yorgundu. İhanetlerle mücadeleye mecali kalmamıştı.



Bir asır sonra onun gibi devlet ve milletine kara sevdalı bir cesur adam çıktı ve onun bıraktığı yerden işe başlamaya koyuldu.

Hiç şüphesiz bir asrı aşan zamana rağmen oyun hiç değişmemişti, sadece değişen oyunculardı.

Ve dedesi Sultan Abdülhamid’e yapılanların bir benzeri ona yapılmaya başlandı.

Ama o yine yılmadı, teslim olmadı ve halen olmamanın şerefiyle cesurca direnişini sürdürüyor.

O kişi, günümüzün Abdülhamid’i Reisicumhur R. Tayyip Erdoğan’dır.

Gerek iktidara geliş süreçleri ve gerekse onları itibarsızlaştırıp devirme adına başlatılan karalama kampanyaları, ihanetler, gizli plan ve karanlık operasyonlara karşı sürdürdükleri, azim, gayret ve cesur direnişin yanında kararlı ve ilkeli duruş gibi değerler konusunda Sultan II. Abdülhamid ile Reisicumhur Erdoğan arasında müthiş bir benzerlik dikkat çekmektedir.

Şöyle ki:

II. Abdülhamid 1876’da tahta çıkmış ancak 1881’e kadar darbecileri tasfiye etmenin uğraşını verdi.

Aynı şekilde 2003’te Başbakan olan Erdoğan ilk beş yıl (E- muhtıraya kadar) vesayetçi güçlere karşı muktedir olma mücadelesi vermiştir.

İktidar olmalarına rağmen ilk beş yılında sadece vesayetle mücadele etmek zorunda kalmalarıdır.

Yani iktidarda kalma, muktedir olma mücadelesi, ikisi arasındaki en enteresan ortak benzerliklerindendir.

Diğer bir ortak benzerlik mücadele ruhu ve cesametidir.

Sultan Abdülhamid Han “Gafiller, boynumuzu eğmek isterler ama bilmezler ki, biz bir tek, Allah’ü Teala’nın, huzurunda eğiliriz!” diyerek Allah’tan başkasına boyun eğmeyeceğini haykırıyordu.

Dedesinin izini süren Erdoğan, ise aynı şer güçlere:

“Milletimizi bölemeyeceksiniz. Bayrağımızı indiremeyeceksiniz. Vatanımızı parçalayamayacaksınız. Devletimizi yıkamayacaksınız. Ezanımızı susturamayacaksınız. Bu ülkeye diz çöktüremeyeceksiniz. Bu halka boyunduruk vuramayacaksınız. Biz burada olduğumuz sürece” diyerek haykırdı, haykırıyor ve meydan okuyor.

Aziz milletimiz artık gerçekleri görmüş ve “Allah’a yemin olsun ki Reis seni Sultan Abdülhamid’in yalnızlığına terk etmeyeceğiz” diyerek desteğini sürdürüyor.

Önyargılara mahkûm olanlar artık içinde bulundukları yanlışlardan sıyrılarak; Sultan II. Abdülhamid’in ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hakkını teslim etmelidir.

Unutulmasın ki, yanlışlardan dönmek de bir erdemliktir.


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.