Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10788
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2275) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (522) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (844) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Siyasi Partiler ve Siyasetciler konuları
Siyasetçiler nasıl olmalıdır? (41)
Siyasi Partilerimiz nasıl olmalıdır? (27)
Siyasi partiler ve siyasetçiler ile ilgil diğer konular (776)


Siyasi Partiler ve Siyasetciler - Siyasi partiler ve siyasetçiler ile ilgil diğer konular konusu hakkında görüşler
Ali KARANİ - (Ziyaretci) 22.10.2020 22:19:42

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Sevk ve İdaresi Doğru Ellerde.

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Sevk ve İdaresi Doğru Ellerde.
Önceki makalelerimizde vurgusunu yaptığımız ve sorduğumuz, Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın neden Ankara’ya gelmediğini yaşadığımız yoğun korona virüs sürecinde işlemiştik.
Naçizane öngörüler ışığında devletin ait olduğu yere teslim edildiğini ve Ekonomik açmazların aşılabilmesi için ise parasal sorumluluğun sayın Erdoğan’a teslim edildiğini anlatmaya gayret etmiştik.
Böylelikle karşılıklı bağımlılıklar çerçevesinde işleyişin bir dengeye oturtulduğunu ve görev paylaşımının gerçekleştiğini belirtmiştik.
Önceki süreçler içerisinde Siyasi gelişmeleri takip ederken gözlemlenen çalışmalar ışığında demiştik ki;
‘’HDP, “Devletçi ve Milli Çizgi”ye CHP’nin atacağı adımlarla çekilecek’’ diyerek hem yakalanmış bir fırsatı anlatmak hem de kendilerini çemberin dışarısında görenleri kazanma hamlesini anlatmak için kaleme aldığımız makalenin ardından yapılan tüm gözlemler ışığında diyebiliriz ki, CHP’nin HDP kimliğine kayma olasılığı çok daha yüksek bir ihtimal olarak algılanmalıdır.
Bu durum bizleri hayatın akış hızından geri bıraktıracak ve erteletecektir.
Görüldü ki CHP, işleyen devlet sisteminde katılımcı olmak yerine sistemin dışına kendisini konumlandırmak üzere adımlar atmaktadır.
HDP ise tüm bu yaşananlar ışığında yanlış adreste çözüm yolu aramaktadır.! Olarak değerlendirebiliriz.
CHP neden böyle bir tercihte bulundu.?
HDP’nin işleyen devlet sisteminde elini taşın altına koyabilmesi için kiminle uzlaşması gerekiyor.?
Bu sorulara cevap bulmak elzemdir…
Öncelikle HDP’nin silahların gölgesinde siyaset yapması sorununun ortadan kaldırılması ve şiddetten uzaklaştırılması gerekmektedir. Böylelikle sakinleşme süreci HDP içerisinde kendiliğinden doğacaktır.
Sakinleşince AKLI SELİM işleyecektir de aynı zamanda.
Hiç dikkatinizi çekti mi bilemiyorum, Türkiye siyasetinin devlet politikaları rotasına girme sürecini inceleyecek olursanız, başta rahmetli Alpaslan Türkeş olmak üzere doktrinleştirilen tüm stratejik hamleler, Sayın Bahçeli’nin attığı stratejik adımlar sayesinde teker teker hayata geçmektedir.
Bu bilgiler ışığında "Biz iktidar değil, muktedir olmak istiyoruz" sözü, tamda bugünlerde yaşananlar ile üst üste örtüşmektedir dersek yanlış olur mu.?
Şimdi gelelim asıl konumuza;
Uzun yıllardır mücadele ettiklerini söyleyen ve sistemsel yanlışlar var diyerek şikayetlerde bulunan bugünkü haliyle HDP’nin, kurulduğu günden bu yana kendisini sürekli olarak işleyen sistemin dışında tutması ve hiçbir sorumluluk almamak adına sürekli olarak sistemin dışında kalmak gibi sonuç vermeyecek bir strateji izlemiş olması, akıllarda ciddi sorular oluşturmaktadır.
Kimse kusura bakmasın, akan ırmağa taş atarak ırmağın yönü değiştirilemez.
Akan ırmağın yönünü değiştirmek ve kendi bahçeni de sulamak istiyorsan, Irmağın içine gireceksin.
Aklımda binlerce soru var dercesine yazarken, hiçte uzak olmayan ve hatta mümkün olan bir düşünce kalemimden dökülüverdi işte…
Bir soru da biz sormuş olalım.
HDP, Sayın Bahçeli ile bir uzlaşı yolu bulmak için neden hamle yapmıyor ki.?
Öyle ya, madem bu devlet hepimizin devleti ve hepimizde bu sorumluluğu taşımaktayız, HDP neden böyle etkili bir hamleyi başlatmıyor ve elini taşın altına koymuyor ki.?
Çoğulcu ve katılımcı bir sistemi inşa etmek tüm toplumu rahatlatacak bir hamle olacağından, bu stratejiyi ilk uygulayanın topluma yüksek bir ideal aşılaması hiçte uzak bir ihtimal olmasa gerek.
‘’Sende bahçeni sulamak istiyorsan ırmağa girmek zorundasın ve ıslanmaktan korkmayacaksın’’
Diyelim ve kalemi şimdilik bırakalım.
Ali Karani.
https://www.dikgazete.com/cumhurbaskani-erdogan-neden-istanbulda-kaliyor-da-ankaraya-gelmiyor-makale,2459.html
https://www.dikgazete.com/hdp-devletci-ve-milli-cizgiye-chpnin-atacagi-adimlarla-cekilecek-makale,1418.html




Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.