Ülkücüleri İktidarsız, Ülkeyi Hükümetsiz Bıraktık, Bizimle Yürü Türkiye`!..
Ülkücüleri İktidarsız, Ülkeyi Hükümetsiz Bıraktık, Bizimle Yürü Türkiye`!..
Mehmet Koçak Mehmet Koçakkocak61mehmet@gmail.com 19 Ağustos 2015
Bir önceki yazımda ``Bahçeli koalisyon hükümetini engellerse siyasi intihar etmiş olur´´ başlığı altında uyarılarda bulunmuştum.
Çünkü, terör ağustos sonuna kadar tırmanmayı sürdürecek, eylül-ekimde belirli il ve ilçe merkezlerinde büyük çaplı ayaklanmalar başlayacaktır. PKK`nın büyük şehirlerde özellikle AVM gibi yerlerde bombalı saldırılar düzenlenecektir. Kısacası, Türkiye dış destekli büyük bir tehditle karşı karşıyadır.
Böyle bir tehlike karşısında vatanını, milletini sevenler, şartları, bahane etme yerine çareler üretecek bir koalisyon hükümeti kurmalıydılar&8230;
Bu gerçekten hareketle MHP, taşın altına elini koymalı ve üzerine düşeni yerine getirmeliydi. Ama Bahçeli, inadını sürdürdü, bütün formüllere hayır diyerek ülkücüleri iktidarsız, ülkeyi de hükümetsiz bıraktı.
Ülkücü entelektüellerden senarist-yazar Alper Aksoy Bey`in ifadesiyle ``her vatansever önce ülkem ve milletim, sonra partim´´ düşünür. Maalesef, Bahçeli`nin MHP`sinde öncelik siyasi ikbal, koltuk endişesi ve gelecek hesapları öne çıkmaktadır.
Şu bir gerçek, Bahçeli`nin MHP`sinde siyasi ihtiras, aklın önünde yürüdüğü için iktidar olamadı bu yanlış devam ettirildiği için de MHP, bu ülkede iktidar olamayacak&8230; Zaten Bahçeli`nin de böyle bir derdi yok.
BAHÇELİ, SİYASİ NEZAKET BİR YANA TERBİYE SINIRLARINI AŞTI&8230;
Önce kapıları kapatıp sonra ``görüşmeye hazırız´´ açıklamasıyla, her kesim koalisyon konusunda ``bir uzlaşma ümidi var´´ şeklinde ümitlenirken, Bahçeli, görüşme öncesi olduğu gibi görüşmede de her şeye hayır diyerek ümitleri bitirdi.
Şu çelişkiye bakın. Başbakan Davutoğlu ile görüşme öncesi MHP lideri Bahçeli, ``Artık kaybedecek bir saniyemiz bile yoktur. Derhal ve acilen diyalog ve mutabakat zeminleri oluşturularak Türkiye güçlü bir hükümete kavuşmalıdır´´ diyor. Ama diğer yandan AK Parti tarafından kabulü mümkün olmayan şartları sıralayarak görüşmeleri baştan çıkmaza soktu.
MHP`nin de içinde yer aldığı 3`lü koalisyon hükümeti oluşturulurken, Rahşan Ecevit ve DSP`nin önde gelenleri ülkücüler için ``eli kanlı katillerle hükümet olunmaz´´ açıklamalarına Bahçeli itirazda bulunmadığı gibi o iğrenç sözlerden dolayı koalisyon için ``ülkücü camiadan özür dilemeli´´ şartını istemedi. Aynı Bahçeli, hakkı ve haddi olmadığı halde hâlâ Cumhurbaşkanına saldırıp hakaretlerde bulunuyor. Hatta daha da ileri giderek Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan`ı koalisyon şartları arasına aldı.
Bu siyasi nezaketsizlikten öte terbiye sınırlarını aşmak ve 52 oranında oy veren halkımıza saygısızlıktır.
Kaldı ki; Cumhurbaşkanı mevcut anayasaya göre ``devletin ve yürütmenin başıdır´´. Bahçeli her şeyden önce anayasayı öğrenmeli ve kendisini terbiye sınırları içine çekerek haddini bilmelidir.
BAHÇELİ`NİN HEZEYANLARI&8230;
Koalisyon için bir milli uzlaşma arandığı bir dönemde şartlar ileri sürülmesi kendi başına hataydı. Neymiş efendim. ``Anayasanın ilk dört maddesi asla tartışılamaz´´ mış. Bilinsin ki tartışılmayan tek şey Allah`ın ayetleridir. Ülkenin çıkarları gerektiğinde anayasanın her maddesi hem tartışılır hem de ihtiyaç duyulduğunda değiştirilebilinir.
Hükümetin ``Silahlı mücadele yerine siyasi mücadele´´ çağrısına uyarak silah bırakmayı kabul şartıyla tekrar ``Çözüm Süreci´´ne dönülmesi en akılcı yoldur. Bir şekilde kin ve nefret yerine bir arada yaşama kültürü geliştirilmelidir. Bahçeli bu konuda alternatif bir öneri sunmaması büyük bir eksikliktir.
Bu ülkede yolsuzlukların hesabı elbette sorulmalı ancak yolsuzluk bahanesiyle hükümeti devirme girişimi için yapılan hukuk dışı girişimleri kabul etmek asla mümkün değildir. Bahçeli, savcılarının ülke dışına kaçtığı 17-25 Aralık hukuk dışı operasyonunu eleştireceğine, koalisyon için şartları arasına alması diğer bir yanlıştır.
Bahçeli`nin MHP`sinin içinde yer aldığı o üçlü koalisyon döneminde 22 bankanın içi boşaltılıp 47 milyar dolar hortumlanıp ülke ekonomisi iflas etmişti. Terör örgütünün başı o hükümet döneminde idamdan kurtarıldı. Her biri ihanet olan bu dönemin hesabını vermeyen Bahçeli hâlâ 17-25 Aralık hukuk dışı operasyon üzerinden Cumhurbaşkanını itibarsızlaştırmaya çalışması asla ahlaki değildir.
Görüldüğü gibi Bahçeli`nin 4 şartının siyasi literatürde bir karşılığı yok. Bu şartlar Bahçeli`nin sorumluluktan kaçması için uydurulmuştur.
Kendini çok akıllı sanıp diğer siyasilere akıl veren ve Cumhurbaşkanını hedefine almış olan Bahçeli, bilsin ki; büyük beyinler fikirleri, orta beyinler olayları, küçük beyinler ise kişileri konuşur ve üstüne vazife olmayan gereksiz işlerle uğraşırlar.
``İlkelerim, şartlarım, kırmızı çizgilerim´´ bahanelerini öne sürerek kelime oyunları ile siyasi gelecek hesapları uğruna sorumluluktan kaçmak ihanet derecesinde büyük hata ve siyasi bir intihardır.
Sarf ettiği aşağılayıcı sözler ve sorumluluktan kaçmak için ileri sürdüğü şartlar konusunda Bahçeli, çeşitli halk katmanlarında, ``bunlar bir lidere, bir akademisyen ve devlet adamına yakışmaz. Cumhurbaşkanına saldırması ise klinik bir vakıadır. Tedavi ve rehabilitasyona ihtiyacı vardır´´´´ şeklinde eleştirildiğini hatırlatmak isterim.
Şimdi yine uyarıyorum&8230; Sloganlar, demeçler sallayarak vatanseverlik olmaz... Bu gibi demeç ve nutuklar artık tatmin etmiyor ve vatanseverlerin tepkisini çekiyor!..
Yine bilinsin ki; ülkücüleri iktidarsız, ülkeyi hükümetsiz bırakarak siyasi istikrarsızlığa sürüklenmesine sebep olanları bu millet af etmeyecektir.
|