Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1831
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10765
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 755
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2268) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (519) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (835) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (622) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3426) |

Görüş bildirebileceğiniz Siyasi Partiler ve Siyasetciler konuları
Siyasetçiler nasıl olmalıdır? (41)
Siyasi Partilerimiz nasıl olmalıdır? (27)
Siyasi partiler ve siyasetçiler ile ilgil diğer konular (767)


Siyasi Partiler ve Siyasetciler - Siyasi partiler ve siyasetçiler ile ilgil diğer konular konusu hakkında görüşler
Mehmet KOÇAK - (Ziyaretci) 13.01.2016 14:27:11

Yeni bir anayasa ve yeni bir sistem..


Yeni bir anayasa ve yeni bir sistem..

13 Ocak 2016


Demokratikleşmemizin önündeki en büyük engel olan her türlü hukuk dışı yapılanmaya, (vesayetçi güçlere ve otoriterleşmeye) karşı en iyi çözüm &8216;güçlü bir anayasa`dır.

Siyasiler açıklamalarında, partiler programlarında ve seçim beyannamelerinde; ``İnsan hak ve hürriyetlerini, millî dayanışmayı, sosyal adâleti, ferdin ve toplumun huzuru ve refahını teminat altına almayı mümkün kılacak demokratik hukuk devleti ilkelerini temel esas alacak yeni bir anayasa´´ tanımı yapılmaktadır.

Çünkü herkes biliyor ki, mevcut anayasa askeri darbe döneminin bir kalıntısıdır ve aynı zamanda otoriter özellikler taşımaktadır. Bu asırda hâlâ darbe anayasası ile ülkeyi idare etmek ülkemiz ve milletimiz adına hem üzücü hem de utanç vericidir. Şimdi TBMM`ye düşen; bu ayıptan ülkemizi ve milletimizi kurtarmaktır.

TOPLUMUN HER KESİMİ SORUMLUDUR

&8216;Yeni bir anayasa` ihtiyacı uzun zamandan beri defalarca dile getirildi. Ancak gerçekleşmesi yönünde somut adımlar maalesef atılamadı.

Bu konuda elbette baş sorumlu iktidar ve muhalefet olmak üzere siyasilerdir.

Ancak bilinmelidir ki; anayasa sadece siyasilerin ve siyasi partilerin işi değil, toplumun tamamı da bu konuda sorumludur.

AK Parti`nin zaferiyle sonuçlanan seçimlerin ardından &8216;yeni anayasa` talebi bir kez daha ülke gündemine geldi.

Başbakan Davutoğlu, CHP ve MHP genel başkanlarını ziyaret ederek halkın beklentisine cevap verecek ve ülkeyi darbe anayasasından kurtaracak adımı attı.

Bu görüşmelerde bir &8216;Uzlaşma Komisyonu` kurulması prensipte kabul edildi ve top meclis başkanına pas edildi.

Bunlar önemli ve faydalı gelişmelerdir. Fakat aynı çalışmalar bir önceki dönemde de yapılmıştı ama devamı getirilememişti.

Şimdi bu fırsat kaçırılmamalı ve bu iş sadece siyasilere bırakılmamalı. Toplumun her kesimi üzerine düşeni yapmak için harekete geçmelidir.

BAŞKANLIK SİSTEMİ

Bizim sadece &8216;yeni bir anayasa` değil, aynı zamanda yürütme anlamında yaşanan tıkanmayı aşmak için de &8216;yeni bir yönetim sistemi`ne de ihtiyacımız var.

Bu gerçek siyasilerin büyük bir kesimi ile toplumun kahır ekseriyeti tarafından da kabul edilmektedir.

Siyasi tarihimizde şimdiye kadar &8216;parlamenter sistem` maalesef iyi işletilemedi. &8216;Cumhurbaşkanı Seçimleri`nde sağlanamayan uzlaşma ve &8216;Koalisyon Hükümetleri`nin uyuşmazlılıklarının sebep olduğu siyasi istikrarsızlık ile darbe anayasalarındaki çarpıklıklar, siyasilerimizi yeni arayışlara yönlendirdi.

Sistem değişikliği tartışmaları esnasında gündeme gelen &8216;Başkanlık ve Yarı Başkanlık Sistemleri`nin Türkiye`ye uygunluğu tartışılmaya başlandı. Bu tartışmalar bazen siyasi çalkantılar nedeniyle durdu. Bazen de, siyasilerden işadamlarına, akademisyenlerden basın mensuplarına kadar çok geniş alanda &8216;Sistem değişikliği` tartıştı.

Rahmetli Türkeş, ``Türkiye`de otorite bunalımı var. Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık müesseselerini tek bir Devlet Başkanlığı müessesesinde birleştirmek ve bu Başkanın da halk tarafından seçilmesi gerektiği görüşündeyim´´ demişti. (29.7.1973 Milliyet gazetesi )

17 Nisan 1993`te şüpheli bir ölümle hayatını kaybeden 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal da &8216;Başkanlık Sistemi`ni istiyordu. &8216;Yeni Anayasa` hazırlama, &8216;Başkanlık Sistemi`ni getirme, &8216;Kürt Sorunu`nu ortadan kaldırma ve &8216;Terörü Bitirme` konusunda projeleri vardı.

Ülkemizde mevcut olan &8216;Parlamenter Sistem`in değiştirilip yerine, &8216;Başkanlık veya Yarı Başkanlık Sistemi`ne geçilmesi önerisi 1997 yılında zamanın Cumhurbaşkanı (Rahmetli) Demirel tarafından tekrar gündeme getirilmişti. Mısır gezisi esnasında gazetecilerle yaptığı söyleşide Türkiye`nin daha iyi yönetilmesi için &8216;Başkanlık Sistemi`nin şart olduğunu söylemişti.

1960 Darbesi, 1971 Muhtırası, sağ-sol çatışmaları, Kıbrıs Barış Harekâtı ve 12 Eylül 1980 askeri ihtilali ile 28 Şubat Post modern darbesi gibi oyunlar ve hukuk dışı müdahalelerle &8216;Başkanlık Sistemi`ni gündeme getirme şansı olmamıştır.

59. Hükümetin kurulmasından bir ay sonra, zamanın Başbakanı R. Tayyip Erdoğan katıldığı bir televizyon programında mevcut sistemin tıkandığını hatırlatarak yeni bir sisteme ihtiyaç olduğuna işaret etti. Programda ``Başkanlık sistemi konusunda bir konsensüs sağlanırsa, Türkiye`nin ciddi bir sıçrama yapacağına inanıyorum´´ diyerek &8216;Başkanlık Sistemi`ni yeniden ve her zamankinden daha güçlü bir sesle gündeme taşımış oldu.

KARŞI DURUŞ VE SİYASİ GAREZ

Cumhurbaşkanı Sayın R. Tayyip Erdoğan`ın Başbakanlığı döneminde başlayan &8216;Başkanlık Sistemi` tartışmaları günümüzde de devam etmektedir.

CHP-MHP ve HDP`den oluşan muhalefet cephesi &8216;Başkanlık Sistemi`ne karşı. Muhalefet, alternatif bir sistem önerisinde bulunmadığı gibi &8216;Başkanlık Sistemi`ni bahane ederek Cumhurbaşkanı Sayın R.Tayyip Erdoğan`ı itibarsızlaştırılma ve Sayın Davutoğlu`nun Başbakanlığındaki hükümetinin yıpratılmak için başlattığı karşı kampanyayı sürdürüyor.

Cumhurbaşkanı ve hükümet &8216;Başkanlık Sistemi`ne neden taraf olduklarını deklare ettiler. Fakat muhalefet cephesi, &8216;Başkanlık Sistemi`ne neden karşı olduklarını ve eksikliklerinin neler olduğunu, şimdiye kadar net bir şekilde ortaya koymuş değiller. Onlar derdi, sadece ve sadece bu sistemi değiştirmek için yola çıkan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümeti engellemektir.

İki başlılığı ve koalisyonlar sorununu aşmak için ülkemizin hem yeni bir anayasaya hem de yeni bir sisteme ihtiyacı var olduğu gerçeğini muhalefet cephesi de benimsemeli ve siyasi ihtirasları bir kenara iterek oyalama ve engellemeler yerine katkı sağlamak için yeni bir siyasi duruş ortaya koymalıdır.


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.