APOLETLİ BAŞBAKAN, KOMUTLU DEMOKRASİ
11 Nisan 2010 Pazar APOLETLİ BAŞBAKAN,KOMUTLU DEMOKRASİ Bizde hiç bir zaman batı tipi bir demokrasi olmadı. Ne siyasi partilerin işleyişi, ne seçim mevzuatı açısından. Lider hegemonyası dün ne idiyse bu gün de o! Parti içi demokrasi hak getire. Seçim sistemimiz evlere şenlik; tam bir tabildot sistemi.
Liderler seçiyor, biz oyluyoruz. Onların atadıklarını seçmeyi ``milli irade´´ diye ifade edenler var. ``İrade´´si var da, ``milli´´si kayıp! Herkesin kendi seçicisini tayin ettiği bir demokrasi ile gül gibi geçinip gidiyoruz.
Kuvvetler ayrılığı ilkesi, Başbakanlık sistemi içinde kaybolup gitmiş. Yürütme erki, yasamayı da, yargıyı da tekeline almış olmanın keyfini sürüyor. Susturulmuş basın, susturulmuş üniversite ve sindirilmiş sivil toplum örgütlerinden oluşan orkestra, apoletli şefinin komutlarıyla sessiz senfoniler icra ediyor. Bu gün içinde yaşadığımız siyasi manzara budur! Siyasi irade, buyruklarını adeta emir-komuta sistemi içinde icra ediyor. Başbakan emrediyor, ötekiler şak diye yerine getiriyor.
Milletvekillerini Başbakan tayin ediyor. Tabii ki bakanları da. Cumhurbaşkanını tek başına Başbakan belirliyor, Meclis başkanını da...Onun içindir ki ``sen mi susturacaksın, yoksa ben mi susturayım!´´ diye azarlayabiliyor o başkanı. Bakanları kapıya koyma imtiyazı da ona ait, vatandaşa ``ananı da al git´´ azarı da. Kanunları yaptıran da o, mülga ettiren de. Devletin bürokratlarını tek başına belirleyen de o, azleden de. Medyaya yön veren de o, hangi yazarın atılacağına, hangisinin atanacağına karar veren de...Hangi gazetelerin kime satılacağını buyuran da o, o gazete ve televizyonların satın alınması için usulsüz kredi temin edip kullandıran da.
Hangi açılımın nasıl yapılacağına karar veren de o, tepkiler karşısında yön değiştirip çark eden de..
Ülkeyi ve rejimi dönüştürmek istediğine dair tasavvurları Yüksek Mahkeme kararlarına ``odak´´ tanımlaması ile geçmiş bir siyasi kadronun koro şefidir Başbakan! Gerisi teferruat!
Diyorlar ki, ülke bu dönemde tek parti diktatörlüğüne gidiyor! Diyorlar ki bunun adı ``siyasi vesayet rejimi´´dir! Askeri vesayet dönemlerini bile mumla aratan bir rejim!
Sahi, bu rejimin adı demokrasi mi? M.Necati GÜNGÖR
|