Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1831
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10765
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 755
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2268) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (519) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (835) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (622) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3426) |

Görüş bildirebileceğiniz Tarım konuları
Ülkemizde tarımın durumu nedir ve nasıl olmalıdır? (57)
Tarım ile ilgili diğer konular (90)


Tarım - Ülkemizde tarımın durumu nedir ve nasıl olmalıdır? konusu hakkında görüşler
Dr.Mustafa Altuntaş - (Ziyaretci) 29.05.2009 20:46:47

AB Uyum Sürecinde Ulusal Hayvancılık Politikamız Ne Olmalıdır?

Avrupa Birliği Uyum sürecinde hayvancılık politikamızın oluşturulmasında AB ortak tarım politikaları yanında DTÖ sürecini de birlikte değerlendirmek gerekmektedir. Bu iki temel etkileyici faktörle birlikte ülkemizdeki hayvansal üretimin geldiği noktanın iyi belirlenmesi önem kazanmaktadır.

Üretime yönelik değerlendirmelerin ötesinde ise AB uyum sürecinde en önemli sorun olarak hayvan sağlığı ve gıda güvenliği ile ilgili konular karşımıza çıkacaktır.

Son çeyrek asırlık süreçte hayvancılık politikalarının olmayışı ile birlikte oluşan fiili durumla hayvansal ürün fiyatları yıldan yıla, hatta yıl içerisinde birkaç defa değişim göstermiş ve istikrarsız bir fiyat oluşumu süregelmiştir. Bu süreçte süt fiyatları ile temel girdi olan karma yem fiyatları arasındaki parametre aynı yıl içerisinde dahi yaşanmak suretiyle 0,95 ile 2,5 arasında değişim göstermiştir.

Et/yem paritesi de buna paralellik göstermiştir. Bunun sonucu olarak Türkiye ciddi şekilde hayvan varlığını kaybetmiştir.

Dünyanın en fazla damızlık hayvan ithalatçısı olması sonucu ise taşıma suyla değirmen dönmemiştir.

Türkiye`nin et üretimi, süt fiyatlarındaki istikrara bağlı olarak gelişmekte ve büyükbaş hayvan yetiştiriciliğin gelişmesinde en önemli unsuru süt fiyatlarının yeterliliği ve istikrarı diğer bir ifadeyle süt üretiminde pazar güvencesi ve fiyat istikrarı oluşturmaktadır.

Et fiyatlarını ise kaçak hayvan ve et girişi belirlemektedir.

AB uyum sürecinde üretimin kayda geçmesi ve kotaların belirlenmesi önemli bir konu olarak beklenilmektedir.

Bu süreçte hayvancılığımızın rekabet edebilir durumda olabilmesi için projeksiyonların ekolojik bölge ve havzalar bazında ortaya konulması gereklidir. Hangi ekolojik bölgelerde ne tür bir yetiştirme ve üretimin yapılması gerektiği ortaya konulmalı ve destekleme politikaları buna göre düzenlenmelidir. Bazı poli kültüre uygun bölge ve havzalar için kültür ırkı ağırlıklı entansif süt sığırcılığı öne çıkarken, yerli ve melez sığırların ekstansif yetiştiriciliği rekabet gücü daha yüksek olarak devam edecektir. Büyük işletmelerin yanında küçük aile işletmeleri de birçok ekolojide önemini koruyacaktır.

Küçükbaş hayvan yetiştiriciliği et ihtiyacının karşılanmasında önemli bir avantaj olarak devam etmek zorunda olacaktır. Bununla ilgili en önemli sorun çoban sorunu ve bunun çözümü için bu işi yapanlara sosyal yardım ve desteğin sağlanması önem kazanacaktır.

Yok olma yönünde hızla azalan manda yetiştiriciliği gibi alternatif yetiştirme ve üretimlerin korunması ve desteklenmesi gerekecektir.

Kanatlı yetiştiriciliği rekabet edebilir esnekliğe sahip bir alt sektör olarak görülürken arı yetiştiriciliği ve bal üretimi önem kazanacaktır.

Su ürünlerindeki gerek iç sular gerekse deniz kültür yetiştiriciliği önem kazanacaktır.

Hayvansal üretimin gerek AB gerekse Dünya piyasalarına karşı ayakta kalabilmesi ve rekabet edebilmesinde en önemli unsurların başında yerel ve geleneksel kültürle üretilen ürün çeşitlerinin modern teknolojiler ve iyi hijyen koşullarıyla üretimlerini ve markalaşmalarını sağlamak gelecektir.

Her tür hayvan yetiştiriciliği ve üretimde AB ve DTÖ sürecinde ülkemizi sıkıntıya sokacak konu ise hayvan sağlığı ve gıda güvenliği ile ilgili konular olacaktır.

Sanitasyon engelleri temel problem olarak karşımıza çıkacaktır. Bu anlamda hayvan kaçakçılığı ve hayvan hareketlerinin kontrol altına alınamayışı,Tarım Bakanlığının merkez ve taşra teşkilat yapısı, veteriner teşkilatı ve kontrol sisteminin bulunmayışı, veteriner hekim yetersizliği ile hayvan hastalıkları için ayrılan bütçenin yetersizliği her geçen gün problemlerin çözümü yerine problemleri arttırmaktadır.

Türkiye çok ciddi düzeyde hayvan sağlığı, zoonotik karakterli halk sağlığı ve gıda güvenliği problemi ile yaşamaya devam etmektedir. Hayvancılık ile ilgili tüm şartlar lehimize olsa dahi &8211; ki durum tersinedir- bu problemler çözümlenmediği takdirde rekabet edebilmek bir yana üretimlerimizi kendi iç pazarımızda tüketme imkanı bile olmayacak ve ülkemiz diğer ülkelerin pazarı olacaktır. Bu şartlarda ise zaten sektörün ayakta kalabilmesi mümkün olmayacaktır.

Gıda üretiminde her gelen yeni günde hijyen ve kalitenin önemi artıyor. Çünkü, hijyen ve kalite gıda üretiminin olmazsa olmazıdır. Örneklendirirsek, süt üretiminde hijyen; sütün, ineğin memesinden sağımında başlamak zorundadır. Unutmayalım ki, hastalıklı bir inekten sağılan süt, bir çok hastalığın başlatıcısıdır. Öte yandan modern sağımhanelerde özenle sağılan, otomatik olarak soğutma tankına oradan da frigofrik araçlarla fabrikalara veya mandıralara gönderilen süt ile yapılan süt ürünleri, gönül rahatlığı ile tüketilebilir. Avrupa Birliği`ne uyum sürecinde gıda ürünlerini yetiştiren veya işleyenler olarak kendimize çeki düzen vermek zorundayız. Bir tarım ülkesi olarak nitelendirilen Türkiye`nin AB`de hak ettiği yeri alabilmesi gıdada kazandıran bir marka olan güvenilirliği kabul ettirmesine bağlıdır.....

Kaynak:ANIMALIA İSTANBUL 2006 BİLİMSEL FUAR ETKİNLİKLERİ

PANEL :AB Uyum Sürecinde Ulusal Hayvancılık Politikamız Ne Olmalıdır?

Tarih / Date : 12. 05. 2006

Dr.Mustafa ALTUNTAŞ`ın Panel konuşmasından



Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.