Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10787
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2274) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (522) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (844) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Tarım konuları
Ülkemizde tarımın durumu nedir ve nasıl olmalıdır? (57)
Tarım ile ilgili diğer konular (90)


Tarım - Ülkemizde tarımın durumu nedir ve nasıl olmalıdır? konusu hakkında görüşler
Çapar KANAT - (Ziyaretci) 25.03.2010 10:17:36

BEL-SÜT PROJESİ

BEL-SÜT PROJESİ

Tarım ile ilgili internet sitelerine girdiğimizde genellikle Hayvancılığın ikinci plana itildiğini görmekteyiz. İnternet arama motorlarına tarım yazdığımda karşıma gelen Türkmeclisi.org sitesine de şöyle bir göz attığımda &8216;` Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler`` başlığı altında &8216;`tarım`` linkini görünce hem şaşırdım hem de sevindiğimi söylemeliyim.

Siyasi de olsa bir sitede elbetteki &8216;`Tarım &8216;`kategorisinin olması isabetli bulduğumu söylemeliyim. Bu siteye girişimden çok uzun bir zaman sonra bu site yöneticisinden bir mesaj aldım. Aldığımız mesaj , çiğ süt üreticileri ile ilgili yazımızı yayınlamak istenmesi idi. Mesajın altındaki imzaya baktığımda 35 yıllık dostumuz Rıza Abi idi. Sitede ilk gezindiğimizde gerçekten entellektüel bir seviyeyi gösteren katogorilerde yazma imkanını okuyucusuna ,yazarına vermektedir. Bu bakımdan sevgili Rıza Ağabeyimizi tebrik eder başarılarının bu vesile ile devamını dilerim. Sanal alemde eski ve halen dostlarımıza rastlamak güzel.

Asıl konuya gelmek isterim. Bu sitede de diğer tarım sitelerinde de Tarım ve hayvancılık ile ilgili uzmanlarımızın yazılarını okumaktayız. Hepsi de Tarım ve Hayvancılığın gelişmesi için kafa yorulan zihin ürünleri olup okuyucularına da çözüm önerileri getirdiği muhakkaktır. Tarımda ,İyi Tarım ve / veya Organik Tarım uygulamaları, tohum islahı, gübreleme ,çapalama,ekim ve hasad zamanı, hasad makinaları ,ekim ve çapalama makinaları , zararlılarla mücadele teknikleri , münavebeli ekim, damlama sulama,verim , nadas ,topraksız tarım ,seracılık vb. Her biri nerdeyse özel ihtisas alanı olan konulara temas edilmektedir. Hayvancılıkta ise Zoeteknistlerimizce hayvanın dengeli,ekonomik ,amacına uygun beslenmesi , veterinerlik mesleği açısından da , hayvan islahı ,canlı ağırlık verimi , ırk seçimi ,hayvan hastalıkları ve mücadele şekilleri , hayvan bakımı ve sağlığını koruma,ahır ve sağım hijyeni ,sağım yapılan ineğin sütünün soğuk tanklarda depolanması gibi konular yer almaktadır.

Gerek tarımda gerekse hayvancılıkta yukarda belirtilen hususların çiftçiler tarafından gerçekleştirilmesinin yegane şartı eğitim değildir. Veya tam anlaşılması için şöyle ifade edeyim çiftçiye sadece öğretim de değildir. Öğretimin yanında çiftçinin yaptığı işten kazanç da sağlaması gerekir. Çiftçi tarım ile uğraşıyor ise ektiğinden diktiğinden , besi hayvancılığı yapıyor ise besicilikten ,çiğ süt üretimi ve damızlık yetiştiriciliği yapıyor ise bunlardan kazanç sağlaması gerekir ki moderniteye işletmesini taşıyabilsin! Modern tarım tekniklerini uygulayabilsin.! Tarımsal ürün yetiştiriciliğinde kuraklık faktörü olmaz ise asla bir zarar söz konusu değildir. Birim alanda mutlak bir kazanç söz konusudur. Ama çiftçilerimizin 40 -50 yıldan bu yana Miras yoluyla arazi küçülmesi sebebiyle gelirlerinin yetmeyişi söz konusudur ki bu da Tarımsal ürün desteklelemeleriyle giderilmektedir. Tüketicilerimizin başlıca ve birinci besin kaynağı olan ekmeğin hammaddesi olan Buğday`a her yıl dünya borsasının üzerinde taban fiyat verilerek çiftçinin korunması sağlanmaktadır. Tarım da serbest liberal ekonomiyi savunanlar her nedense buğdaya dış borsalardan verilen taban fiyatlarını aynı seviyeye getirmeye cesaret bile edememektedirler . Çünkü çiftçi para etmeyen bir ürünü ertesi sene dikmek istemez başka kazanç sağlayacak bir ürüne yönelir. Tarımsal ürüne maddi desteklemelerinin de amacı da budur. Teşviği sağlanan ürüne çiftçiyi yönlendirmektir.

Hayvancılığımızın jeneratörü olan çiğ sütte yıllardır bir kazançsızlık var olup son aylarda olması gereken seviyeye gelen çiğ süt fiyatları sanayiiciler tarafından düşürüldüğün yazılması tarım yazarlarımız tarafından maalesef ihmal edilmektedir.

Tarım Ürünlerinde geçtiğimiz yıl ithalatımız ihracat lehine 2,5 Milyar dolar fazla çıktı. Ülkemiz bu ithal fazlalığını içerisinde 17.000 ton maalesef süt tozu ithal etmektedir. Bu 51.000.0000 TL lik bir ithalat demektir. Süt sanayiciilerimiz bunu DİR (dahilde işleme rejimi ) çerçevesinde getirmekteler. Bizim çiğ sütümüz AB &8216;nin çiğ sütünden ucuz olmamasına rağmen ithalat rakamının bu kadar düşük olması dampingi aklımıza getirmekte olup geçtiğimiz yıl DTM`nin damping soruşturmasına da maalesef şahit olmadık. İşte bu dampingli ithal süt tozunu bahane eden süt sanayicileri sektörü geçtiğimiz yıl süt tozu teşviği kararnamesi çıkarttı. Şubat ayı sonuna kaadar üretilmesi gereken 30 trilyonluk hedefin ancak yarısını üretebilerek 14,5 trilyon teşvik alabildi. Çiğ süt fiyatlarının geçtiğimiz yıl düşme sebebini hükümete ve iktidara çiğ sütte arz fazlası var olarak gösteren bu sanayiicilerimiz arz fazlası olamayan bu mevsimde 4şubat 2010 tarihinden itibaren rekabet kanununa aykırı toplantılar ve telefonlaşmalarla fiyat indirim operasyonu yaparak tüm ülke çapında çiğ süt üreticisini perişan etmeye başladılar.

Hayvancılığımızı yaşatmayan çiğ sütte kazanç olmayışıdır. Çiğ süt fiyatlarının istikrarlı bir şekilde çiğ süt üreticisinin ,damızlık sığır yetiştiricilerinin kazanç sağlayabileceği miktarlarda sabit tutulmasının sanayiicilerce engellenmesidir.

Bu engellemenin ortadan kalkması için piyasaya dengeleme alımlarını yapacak bir kuruluşun ortaya çıkması gerektiği kanaatindeyiz.

Çiğ süt üretimi kazançlı hale gelirse ,damızlık sığır yetiştiriciliği de ,onların yavrularını besleme de kazançlı hale gelir. Hayvancılığımızı diriltecek olanda bu büyük aktörün ortya çıkmasıdır.

Eskiden bu büyük aktör SEK ( süt endüstrisi kurumu) idi. SEK öldü artık diriltemezsiniz , Devletin sizi sırtında taşıması hayalini bırakın diye bize sevgili Tarım Uzmanlarımız mesaj göndermekteler.

Devlet her hayvan başına 300-400 TL ,çiğ süte litre de 0,004 TL , bazı illere 50 den az olamayan hayvan sayısı işletme kurmak isteyenlere inşaatta ,hayvan alımında ,ekipmanda 30-40 arasında parasal yatırım teşviki vermesi sırta taşıma değilmidir. Hayvancılığı yıllardır teşvik ediliyor ama buna rağmen hayvancılığımız dibe vurması niçin öyle ise ? Sakatlık nerede diye soruyoruz ? Bu iktidar da hayvancılığı iyi niyetle desteklemektedir. Ama iyi niyet veya bu tip destekler yetmiyor. Daha fazla destek verilse de çare değildir. Çünkü tahteravallinin bir tarafında destekler var diğer tarafında ise çiğ sütün fiyat düşüklüğü vardı. Sınır ülkelerden gelen kaçak canlı hayvanlar iç piyasadaki et fiyatlarını bastırmakta idi. O ülkelerdeki kuraklıktan veya hayvan azalmasından dolayı hayvan kaçak hayvan girişinin bitmesi ve geçtiğimiz yıl çiğ süt fiatının sanayici tarafından dibe vurdurulması ile kasaba gönderilen damızlık hayvanlar ve bu hayvanların kesilmesinden dolayı ,et fiyatlarını da yükseltmiş oldu. Kel göründü. Gerçek ortaya çıktı. Çiğ süt fiyatlarına bizce bir aktör gerektiğini dile getirdik.

Bu aktör SEK olmaz ise BEL-SÜT PROJESİ olabilir. Hatırlar isek yıllar önce fırıncılarımız en ufak bir şekilde girdilere zam gelse fahiş zamlar isterlerdi. Belediyeler ile fırıncıların didişmesini basın üzerinden okurduk. Fırıncılar rest çekip yarın ekmek yoook dediğinde belediyelerimiz dize gelirdi. Büyükşehirlerimizde HALK EKMEK fabrikalrının kurulması ile bu anlattıklarımız şimdi geride kaldı.! Artık 30-40 bin nufuslu taşradaki küçük şehir belediyeleri bile ekmek fırını kurmaktalar. Bugün Büyükşehirlerimizin tamamında Halk ekmek fabrikaları var. Süt ve süt ürünleri ekmekten sonra ikinci öneme sahip bir gıdamızdır. Pekala Büyükşehir Belediyelerimiz süt ve süt ürünleri fabrikalarını kurup halk ekmek büfelerinde süt ve süt ürünü satılmasına vesile olabilirllerken hem tüketici ucuz süt ve süt ürünü temin etmiş olur hem de çiğ süt üreticisinin ürününü değerinden alan büyük oyuncu pozisyonuna girer. Böylece çiğ süt fiayat istikrarına kavuşur.

Çapar Kanat

Çiğ süt üreticisi- Çiftçi


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.