BEL-SÜT VEYA HALKSÜT PROJESİ
BEL-SÜT VEYA HALKSÜT PROJESİ
Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde Büyükşehir`lerimizde fırıncı esnafı var imiş. Bu esnafımız elektriğe ,oduna ,mazota üç kuruş zam yapılsa hemen ,hem de fazlasıyla ekmeğe yansıtırmış. Ekmek fiyatlarını düzenleyen Belediyelere karşı yarın ekmeği çıkartmam ha diye korkuturmuş ! Kar ettikleri halde ekmeğe zam diye tuttururlarmış .
Ülkemizin bir büyükbelediye başkanı da eline kağıdı kalemi alıp önce un fiyatını yazmış, sonra su fiyatını ,sonra tuz fiyatını yazmış ,elektrik mühendislerimize de harcanan enerji miktarını hesaplattırıp ekmeğin sevgili fırıncılarımıza mal oluş fiyatını ortya çıkarınca artık yeter bu sizin yaptığınız diyerek diyerek kolları sıvayıp Halk Ekmek Fabrikasını kurmuş. Özel satış büfeleri de kurdurup halk ekmek buralarda satılır olmuş.
Miş miş dedik işte Fırıncıların Kazan kaldırmaları ,ekemğin içinden polipropilen ipler çıkışı kaybolduğu gibi büyük şehrin insanları ekmeği ucuza yemektedir. Bu büyükşehrimizi diğer büyükşehirler takip etti.
Bu halkekmek projesini ilk kuran Büyükşehrimizi ve Belediye başkanı`nı inanın hatırlamaıyorum. Çünkü çocuklarımız artık fırıncıların kazan kaldırışını duymadılar. Küçük şehirlerde bile kazan kaldıran fırıncılara belediye başkanları ben de kurarım sözleri ile korkutmakta olduklarını bilmenizi isterim.
Artık 30 bin nufüslu küçük şehirlerde bile Halkekmek fabrikaları kurulmaktadır. Küçük şehirlerde kurulan halkekmek projelerindeki &8216;`fabrika &8216;` sözcüğümüze bakıpta büyük bir yatırım sanmayınız. Ha ,o belediyenin bütçesine göre büyük bir yatırımdır. Büyük şehirlerdeki halkekmek projeleriyle kıyaslayacak olursak küçük bir fırın özelliğini taşımakta ama o küçük şehrin çok dar gelirli insanlarının rahat nefes almalarını, en önemlisi geçimlerini kolaylaştırmaktadı r.
Büyükşehir Belediyeleri niçin bilmem ne imalathaneleri değilde ekmek fabrikaları kuruyor! Bunun cevabı ekmeğin insan yaşamında birinci öneme sahip olduğundandır. Bu her ülke için tartışmasız kabul edilemktedir ve bu yüzden tahıl dünya`da ve ülkemizde stratejik brinci öneme sahip ürün olarak kabul görmektedir. Tahılı yetiştiren su kavgaları bu yüzdendir. Soframıza giren ekmektendir.
Dünya`da ikinci öneme sahip gıda fındık mı , zeytin mi, yağı çıkarılan ayçiçeğimi , yine yağı çıkarılan pamuk mu ? Bunları sorgularken bunların önemsiz olduğunu değil ,tüm bunların SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ` nden sonraya geldiğini söylemek içindir. Süt ve süt ürünleri ekmekten sonra tüm Dünya`da ikinci öneme sahiptir. Süt ürünlerinden peynir soframızın vazgeçilemez tarzda her gün baş köşede yerini alan bir üründür. Süt, bebeklerimizin, çocuklarımızın, gençlerimizin başlıca büyüme içeceğidir. Yoğurt , bağırsaklarımızın , hastalıklara karşı doğal korunma besinidir. Sütteki B12 vitaminini başka nerede bulabiliriz.
Nasıl ki ekmeğin hammaddesi Buğday ve UN` da üretici hiç bir zaman kazan kaldırmamış ,kartel oluşturamamış devletin belirlediği fiyattan satışa sunulmuş ise de Süt sektöründe maalesef bir gizli Kazan kaldırma oyunu var.! Süt sektörünün birinci üreticisi Çiğ Süt Üreticisi asla kazan kaldırmamış olup sadece geçtiğimiz yıl çiğ süt fiyatları 0,39 TL/Litreye indiğinde mitingler yapabilmiştir. O mitingler de çiğ süt üreticisinin çığlığı değil süt gladyatörlerinin 30 trilyon süt tozuna destek verin fısıltısı duyulmuştur. Bu fısıltı işte bir KAZAN KALDIRMA`dır. İşte bu bizce açığa çıkan ama süt tüketiclerinin bilmediği kazan kaldırmalar SEK ( Süt Endüstrisi Kurumu ) &8216;nun özelleştirilmesinden bu yana devam eder olmuştur.
SEK`in özelleştirilmesinden bu yana ÖZEL SÜT SANAYİİCİLERİ serbest rekabet ilkelerini , tüketicinin gerçek besine ulaşma , gerçek besini satın alabilme imkanını da ambalajları üzerine yazması gerekenleri yazmayarak bu imtihanı kaybetmiştir.
Tüketiciler için ekmekten sonra ikinci öneme sahip süt ve süt ürünleri üreticilerinin tüketiciler ve Çiğ süt üreticileri üzerindeki tahakkümünü Büyük Şehir Belediyelerimizin azaltmaları gerekmektedir. Bunu azaltmalarının yegane yolu halkekmek projelerinin benzeri olacak bir BEL-SÜT veye HALKSÜT projelerini başlatmaktır. Çocuklarımızın pastörize süte , süt tozundan değil , çiğ sütten yapılmış yoğurda , süt ve süt ürünündeki eksik yağ oranını palm yağı ile değil süt yağı ( tereyağ)ile tamamlanmasına ihtiyaçları var. Üreticiden aldıkları çiğ süte 1,3-1,5 TL kazanç koyan zihniyet bize fırıncılarımızı hatırlattı.
Hastalıklara bilhassa kansere milyonlarca dolarımızın gitmesinin temel sebeblerinden biri de yeterli beslenememektir.
Buna, adım atacak Büyükşehir belediye başkanlarımızı alkışlayacağız.
Çapar Kanat
Çiğ Süt,süt ve süt ürünleri tüketicileri grubu
|
