Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1831
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10763
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 755
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2268) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (519) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (834) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (622) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3425) |

Görüş bildirebileceğiniz Tarım konuları
Ülkemizde tarımın durumu nedir ve nasıl olmalıdır? (57)
Tarım ile ilgili diğer konular (90)


Tarım - Ülkemizde tarımın durumu nedir ve nasıl olmalıdır? konusu hakkında görüşler
Çapar KANAT - (Ziyaretci) 20.09.2010 10:16:24

ET VE SÜTTE TARIM POLİTİKALARI KİME HİZMET EDİYOR?

Ege Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Sayın Tayfun Özkaya` nın, 28 Nisan 2010 tarihinde Çiğ Süt Üreticileri Grubuna gönderdiği &8216;` Et Ve Sütte Tarım Politikaları Kime Hizmet Ediyor? `` başlıklı makalesini hiç bir yorum katmadan, sayfamızı ona ayırıyorum.


Hayvancılık sektörüne; hayvan başına, çiğ süt litre başına, yem bitkileri dekar başına çiftçiye, çiğ süt üreticisine, damızlık sığır üreticisine verilen bu desteklerin aslında ambalajlı süt ve süt ürünleri sanayicilerine verildiğini özlü sözlerle ifade eden Sayın Özkaya` ya Çiğ Süt Üreticileri adına teşekkürlerimizi sunuyoruz. Sayın Özkaya` nın bu makalesi, desteklemeler ile ilgili görüşlerimizde de farkındalık yaratmıştır.

ET VE SÜTTE TARIM POLİTİKALARI KİME HİZMET EDİYOR?

Tayfun Özkaya

``Bir yıl önce çiftçi eline geçen fiyat sütte 36 kuruş, ette 9 lira iken devlet fiyatlara müdahale etmeyi düşünmüyordu. Elimize geçen fiyat sütte 80 kuruşa, ette 18 liraya çıkınca ise hemen müdahale ediliyor? Bu durum çok canımızı sıkıyor.´´

Bu sözleri İzmir`in önemli bir et ve süt üreticisi köyünde Tarım Bakanlığının et ithaline karar verdiği haberini bir grup yetiştirici ile televizyonda izledikten sonra bir çiftçi bize söyledi. Şüphesiz dar gelirli tüketicimizin et yiyemez hale gelmiş olması hepimizi üzüyordu. Ancak yıllardır çiftçiler düşük süt ve et fiyatları nedeniyle hayvanlarını kesmek zorunda kaldıklarında neden aynı duyarlılık gösterilmedi? Çiftçiler yıllarca kötü fiyatlara dayanmışlardı. Bu fiyat artışları hayvan yetiştiricilerine çok kısa bir altın dönem yaşattı. Peki, çiftçi eline geçen fiyatlar yerlerde sürünürken bunlardan tüketiciler yararlanıyor muydu? Cevabımız hayırdır. Sütü çiftçi 40 kuruştan satarken pastörize süt 2 lira idi. Büyük bir kâr süt fabrikalarının elinde kalıyordu. Çiftçi eline geçen süt fiyatı 80 kuruşa tırmandığında ise pastörize süt 2,2 lira olmuş idi. SEK yani Süt Endüstrisi Kurumunun fabrikalarının özelleştirilmesi sonrası çoğu fabrika kapatıldı. Piyasada hâkimiyet kuran şirketler hem tüketici hem de çiftçi eline geçen fiyatlar üzerinde tekele yakın bir güç oluşturmuşlardır.

Ette de çiftçi eline geçen fiyatlarla market ve kasaptaki fiyatlar arasında büyük bir fark bulunmaktadır. Et Balık kurumunun kombinaları ve satış mağazalarının olduğu dönemde kurum hem tüketici hem de üreticiyi kollayan bir politikayı az çok sağlayabiliyordu. Özelleştirme bu alanda da güçlü şirketlerin egemenliğini pekiştirdi.

Şimdi daha ithalatın sözünün bile edilmesi çiftçi eline geçen et fiyatlarını düşürmektedir. Haberlerin çıkmasıyla birlikte çiftçi eline geçen fiyat hemen 1,5 lira düşmüştür. O halde bu politikanın maliyetini gene daha çok üretici ödeyecek gibi görünmektedir. Konuştuğumuz birçok üretici büyük et şirketlerinin epeydir çok sayıda hayvan aldıklarına şahit olduklarını ve üreticinin bu fiyat artışlarından çok bir yarar sağlamadığını anlattılar. Hatta bazıları daha ileri giderek et ithalatının yapılacağına inanmadıklarını, çünkü lobi yapma gücüne sahip bu kişi ve kuruluşlarının bundan zarar göreceklerini de iddia ettiler.

Seksenli yıllarda Özal dönemindeki et ve süt ürünleri ithalatlarının bir yarar sağlamadığını yaşayarak gördük. Şimdi bir de deli dana tehlikesi var. O halde yapılması gereken süt ve ette aracıların yüksek kârlarının azaltılmasıdır. Et Balık Kurumu iç piyasadan et alımı yaparak maliyetine hatta çok az bir kârla satabilir. Kısacası çiftçi eline geçen fiyatlar düşürülmeden, tüketici fiyatı düşürülmelidir.



Bundan büyük şirketlerimizin hoşlanmayacağı açıktır. Ancak tarım politikalarında herkesi memnun eden mucizelere pek yer yoktur.

Çiftçilerimizin de uygulanmasını istedikleri tarım politikası konusunda epeyce hayalci olduklarını gördük. Süt priminin 40 kuruşa çıkmasını, hayvan başına 1000 lira prim ödenmesini önerenler çok idi. Aslında uygulanan politika da et ve süt ürünlerini işleyen ve satan şirketlere dokunmayan bir politikadır. Ancak süt için verilen prim sadece litrede 4 kuruştur. Anaç sığır başına da 225 lira ödenmektedir. Süt tozunu destekleyen politika ise çok büyük oranda süt ve et şirketlerine yaramaktadır. Bu nedenlerle şirketlerin hayvancılık desteklerine bir itirazları yoktur. Çiftçilerimizin ise ne yazık ki kendilerine uygun tarım politikalarının ne olacağı konusunda akılları karışıktır. Konuyu sürdüreceğiz


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.