HANGİ MARKA KÖFTE YENİLEBİLİR?
Fikir Sahibi Damaklar Grubu Lideri Sayın Defne Koryürek`in, grubunda yazdığı yazı ile yazımıza başlıyorum:
Sevgili dostlarım,
Burger King`in hamburgerlerinde sağlığa zararlı bakterilerin tesbit edildiği bugün Türkiye`de de artık endüstriyel gıda üretiminden ve bunun yaratacağı felaketlerden somut örnekler dahilinde konuşabileceğimiz bir döneme girmiş bulunuyoruz.
Et ve et ürünlerinde endüstriyel üretim sığırın ot yediği meralardan çekilip mısır silajı yedirildiği damlara kapatılmasıyla başlamıştı, ülkemizde. ardından ``modern´´ ve ``hijyenik´´ koşullarda etin işlendiği tesisler inşa oldu. ISO, BRC, HACCP gibi sertifikasyonlar çıktı, bu işletmelerin aldıklarında gururla önümüze koydukları. ancak bu süreçte Kayseri`nin erken sonbahar rüzgarında kuruyan pastırması da tarih oldu, mera hayvanının omega 3 içeren kendi yağında saklanan kavurma
da, Afyonun sucuğu da! zira bu belgelere sahip pek çok firma İstanbul`da bile ``fırın´´ tabir edilen özel odalarda, ``kazan´´ denilen özel mikserlerde doğal şartların yarı süresinde hem de yıl boyu imal edebilir oldular, endüstriyel ölçeklerde hem de. biz de marketleregidip fiyat karşılaştırması yaptık! ucuz/pahalı diye.bayıla bayıla da yedik, markasını referans göstererek.
Bugün, o modern ve hijyenik zincir sayesinde 10 liraya çocuklarımıza öğle yemeği satan bir müessese ve adı güven timsali bir tedarikçinin kalitesini konuşuyoruz. mesele o kadar ayyuka çıkmış bir mesele ki, normalde büyük reklamverene ilişkin olumsuz haber pek bulunamazken, biz bizzat gazete haberlerinden okuyoruz, hem de:
21.09.2010, Milliyet
İlk kez Taraf gazetesinin yayımladığı Burger King`in etlerinde sağlığa uygun olmayan bakterilerin bulunduğu haberi, Tat Konserve`nin açıklamasıyla yeni bir boyut kazandı. Burger King`in et
tedarikçilerinden Tat Konserve Sanayi A.Ş. Maret İşletmesi`nden yapılan açıklamada, şirketin üretim sürecinde ve ürünlerinde sağlığa aykırı hiçbir sorun bulunmadığı, ISO ve BRC belgelerine sahip, HACCP ve gıda güvenliği sistemlerinin büyük bir titizlikle uygulandığı Maret`in, 25 yıldır girdiği her denetimden tam not alarak çıktığı ifade edildi.
Açıklamada şunlar kaydedildi: ``Maret tesislerinde Burger King için üretilen hamburger pateleri, her parti için listeria ve salmonella tetkiki de dahil olmak üzere, her türlü laboratuvar analizi yapılıp
sonuçları temiz çıktıktan sonra tesis kapısında Burger King tedarikçisi Fasdat şirketine teslim edilmektedir. Tüm analiz raporları şirkette yıllardır mevcuttur. Bu şekilde teslim edilen hamburger
patelerinde bakteri yoktur, olmamıştır.
Bu teslimattan sonra tedarik zincirinde (nakliye depolama, müşteriye sunma) oluşabilecek aksaklıklar, bozukluklar nedeniyle bu malların kontamine olmasından Maret İşletmesi sorumlu değildir. Kaldı ki, habere konu olan vaka da Burger King, ürün tedarikçisi olarak da birden fazla firmayı kullanmaktadır. Bu firmalardan bir tanesinin malında aylar öncesinde kontaminasyon tespit edilmiştir.´´
Tüm ürünler aynı ortamda Söz konusu bakterilerin, ortamdan kolaylıkla bulaşabildiği ve sağlam
malları da kontamine edebildiğinin ifade edildiği açıklamada şöyledenildi: ``Burger King için üretilen hamburger patelerinin, kendiistekleri doğrultusunda, aynı tip (her üretici için) karton kolilerde, herhangi bir koruma bariyerini haiz olmayacak şekilde paketlendiği ve tüm üreticilerin mallarının aynı ortamda Fasdat tarafından depolandığı göz önünde bulundurulur ise bu bulaşmanın daha da kolay olacağı anlaşılır. Dana dilimli jambon ürününde de yapılan analizin pozitif olduğu söylenmektedir. Bu ürün yüksek ısıda işlem görmektedir. Bahsi geçen bakterinin bu sıcaklıkta teknik ve bilimsel olarak yaşamasınaimkan yoktur. Bu da kontaminasyonun daha sonra oluştuğuna dair bir gösterge olarak kabul edilebilir.´´
Ürünlerinin kontrolleri altında bulunduğu her aşamasından sorumlu oldukları, teslim ettikleri her üretimden örnek alarak analiz yapılıp ve ancak parametrelere uygun oldukları tespit edildikten sonra teslim edildiği belirtilen açıklamada, raporların hem kendilerinde saklanmakta hem de müşteriye ibraz edilmekte olduğu vurgulandı.
Açıklamada, ``Tarım ve Köyişleri Bakanlığı`nın test amacıyla numune aldığı kuruluşun Maret işletmeleri olmadığını hatırlatmak isteriz.
Maret olarak, nedeni olmadığımız halde haksız yorumlarla ilişkilendirilerek, itham edildiğimiz bu olay hakkında, bilgi kirliliğini ortadan kaldırmak ve tüketicinin endişelerini gidermek amacıyla bu açıklamayı yapma gereği duyuyoruz´´ denildi.
Fikir Sahibi Damaklar Grubu lideri Sayın Defne Koryürek` in &8216;`Gıdanın Endüstriyel Üretimi ve Neticeleri &8216;` başlıklı yazısına sizler için &8216;` Hangi Marka Köfte Yenilebilir &8216;` başlığını koyduk.
Bizim köfte markamız &8216;` Evde, Elde &8216;` markasıdır.
Anneler, evde yaptığınız köftelerden çocuklarınıza yediriniz. Sanayi makinalarında yoğrulup, makina ile şekil verilip sonra azıcık ısıtılıp soğuk hava depolarında bekletilen yanında da bedava kola verilen köftelerden değil. Reklamlardaki köfteci &8216;` mideniburdabozdurger`` değil!
Makinaların, endüstrinin ürettiği hazır köfteler sadece cicili bicili renkli sinamaskop vari dükkanlarda değil okul kantinlerinde de çocuklarımızın midesine gönderilmektedir.
Bizlerin, çocuklarımızın, bebeklerimizin, gençlerimizin, hepimizin mideleri sanayiinin endüstrinin çöplüğü değil. Midemize göndermek istedikleri &8216;` modern, Hijyen `` laflarını, dökümanlarını alsınlar hatıra fotoğrafı çektirsinler!
Anneler, kendi kasabınızdan kendinizin seçeceği etten, kendi ellerinizle yapacağınız köftelere güvenin.
İlköğretime, ortaöğretime giden evladınız var ise velisi olarak okul kantinlerinde fast food`ları yasaklatın. Kantinlere meyveler koydurtun. Okul kantinlerine dışardan hazır yemekler değil bizzat orada pişirilen ama içinde ithal değil yerli et koydurun.
Şimdi size yedirilen ithal etin deli dana hastalığını belki şimdi değil beş yıl sonra görebileceksiniz.
Nisan 2010` da ithal et kapısı aralanmadan önce &8216;` Eşşek, at &8216;` dediler tüketiciyi et fiyatlarının yükseleceği ile korkuttular, ithalat yapılmaz ise et fiyatları 50 TL` ye çıkacak diyerek yaygara koparttılar.
İthalat ile deli dana` lı etler yemekten ise ülkemin at, eşşek etini yemeye hazırım diyen insanların da var olduğunu biliniz.
&8216;`Avrupa, deli danalı eti tüketicisine yedirmez, onlar medeni`` laflarına inanmayınız. Deli dana İngilterede çıktı. Orada ve Almanya dahil devam ediyor. Hayvanlardan insanlara geçen hastalık sayısı Avrupa ve ABD` de ülkemize nazaran daha fazla! Bu gerçek Türk halkından gizleniyor.
İthal hayvanlarda hastalık olabileceğini Veteriner hekimler Odaları defalarca yayınladılar. Veteriner hekimlere inanmıyor iseniz, inanacağınız makamlara sorunuz.
Tüm kesilecek ithal kurbanlıklarda hastalık şüphesi vardır. Şüphenin olduğu yerde şüphe giderilmeden inancın bir gereği olan kurban ibadetine geçilip geçilmeyeceğini takdirlerinize bırakıyorum
Tıp doktorları &8216;` hastasın oruç tutma &8216;` diyor tutmuyoruz.
Veteriner hekimlerimiz de hem &8216;` hayvanların doktorudurlar`` hem de hayvandan insana geçen hastalıklar konusunda uzman hekimlerimizdir.
Veteriner hekimlerimiz &8216;` ithal hayvanlar da hastalık şüphesi var`` demelerine itibar etmelisiniz.
Satın alacağınız ithal kurbanlıkların kan, idrar, dışkı muayene ve tahlilini yaptırın öyle satın alınız. Çünkü bu yıl hayvan pazarların da gözle hayvan muayene yılı değildir. Çünkü Tarım Bakanlığı ithal hayvanların nasıl muayene edileceği ile ilgili yayınladığı tebliğde her bir hayvanın değil 5` inin muayenesini size uygun görüyor. Ülkeye ithal edilen canlı hayvanların tamamının kan ve idrar, dışkı tahlili yapılmadan ithaline izin veriliyor.
Kanını, idrarını, dışkısını tahlil ettirmediğiniz kurbanlıklar şüphelidir, sağlığa da uygun değildir.
Üstelik deli dana hastalığına yakalanmışlık, ancak hayvanda bu hastalığın ilerlemiş olmasında veya ölümünde tesbit edilebiliniyor olması ithal hayvanlara daha bir vehamet kazandırıyor.
Yahnisi bol ucuz et, siz tüketicilere pahalıya mal olacak!
Hayvan seçiminde size bir bilgi verelim: Kulak küpesi TR (Türkiye) ile başlamayan veya küpesiz olan tüm hayvanlar ithaldir.
Sevgili bilinçli tüketiciler;
Biz gıdaya çekin düzen verme ile ilgili yazılarımızı artık bir aksiyon haline getirdik:
Süt ve Süt ürünlerinde süt tozunun tüketicinin tercihinde olması için Tarım Bakanlığı` na dilekçeler göndermeye başladık.
Tarım Bakanlığı sanki &8216;` Türkiye` deki tüm tüketiciler bu dilekçeden göndermez ise etiket yönetmeliğini değiştirmem`` demek istercesine davranıyor. Ama bunu siz değiştirtebilirsiniz!
Ekmek birinci öneme sahip gıdamız.
Et Üçüncü öneme sahip gıdamız.
Süt ve süt ürünleri ise ekmekten sonra ikinci öneme sahiptir. Sütümüze, yoğurdumuza, sahip çıkmak için linkimizdeki http://www.bilgiagi.net/tuketicilerin-sut-tozu-dilekceleri/24794/ dilekçeyi Tarım Bakanlığı` na gönderelim.
Sizlerden alkış, takdir değil sadece dilekçeyi gönderdim şekinde küçük bir notunuzu kendimiz için değil gelecek nesiller, kundaktaki bebekler, çocuklar için bekliyoruz.
O dilekçe örneğini tüm tanıdıklarınıza lütfen dağıtınız.
O dilekçe örneğindeki istekleri destekleyen STK linkleri:
http://groups.google.com.tr/group/cigsutureticileri
http://groups.google.com.tr/group/fikir-sahibi-damaklar
http://www.sutplatformu.com
Tükoder-Balıkesir Şubesi- Çapar Kanat
|