Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10785
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2273) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (522) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (844) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3428) |

Görüş bildirebileceğiniz Tarım konuları
Ülkemizde tarımın durumu nedir ve nasıl olmalıdır? (57)
Tarım ile ilgili diğer konular (90)


Tarım - Ülkemizde tarımın durumu nedir ve nasıl olmalıdır? konusu hakkında görüşler
Ahmet ÖZDEMİR - (Ziyaretci) 17.06.2010 18:18:05

TARIMDA İŞ ARACILIĞI (4)

alamayacaklarını; İşçilere işe başlamadan önce yapılacak iş, ücret ve diğer hususlar hakkında gerekli bilgileri vereceklerini; İşçilerin, konaklama yeri ile işyeri arasında uygun araçlarla güvenilir bir şekilde ulaşımının sağlanması hususunda işverenle birlikte doğrudan kontrol ve gözetim yapacaklarını; Ücretlerin kararlaştırılan ödeme biçimine göre (günlük, haftalık, aylık, parça başına, götürü, vs.) işverence her işçinin kendisine ödenmesini sağlayacaklarını; İşçilerin günlük brüt kazançlarının 4857 sayılı İş Kanununun 39 uncu maddesinde belirtilen asgari ücretin altında olmayacağını; İşçilerin barınma yerlerini, yeme ve yatma durumlarını sağlığa ve barınma koşullarına uygun biçimde sağlamak için mahalli mülki idare amirlikleri nezdinde gerekli başvuruları yaparak takip etmeyi; kabul ve taahhüt ederler. Ücret ve çalışma koşulları ile karşılıklı yükümlülüklerin aracı, işveren ve işçiler arasında yazılı sözleşmelerle belirlenmesi zorunludur. Aracının olmadığı yerlerde sözleşme işveren ile işçiler arasında imzalanır. İşveren veya aracı Yönetmelik ekinde yer alan sözleşmelerin birer örneğini düzenleme tarihinden itibaren on iş günü içinde onaylanmak üzere Kuruma ulaştırmak zorundadır. İşçilerin günlük brüt kazançları, 4857 sayılı İş Kanununun 39 uncu maddesinde belirtilen asgari ücretin altında olamaz, ücretler kararlaştırılan ödeme biçimine göre işverence her işçinin kendisine ödenir. Aracılar, yaptıkları çalışmalara ilişkin olarak yılda bir kez Kuruma rapor vermek zorundadır. Bu raporun içeriği ve biçimi ile verileceği tarih Kurumca belirlenir. Aracılık vasıflarını yitiren veya başlangıçta bu nitelikleri taşımadığı sonradan anlaşılan; Aracılığı başkasına devreden; Verilmesi gereken raporu iki defa süresi içinde vermeyen ve/veya raporda gerçeğe aykırı-uygun olmayan bilgi veren; Denetim sonucunda aracılık yapmasında mahzur görülen veya iş bulduğu işçilerden ücret aldığı tespit edilen; aracıların belgeleri Kurumca iptal edilir. Aracılık belgesi verilenler ve belgesi iptal edilenler Kurum tarafından yerel gazetede ve Kurum internet sitesinde duyurulur. Belgesi iptal edilen aracılara en az 1, en çok 3 yıl süreyle yeniden belge verilmez. Aracıların görevlerini, belirtilen hususlara uygun olarak yapıp yapmadıkları, Türkiye İş Kurumu ile mahalli mülki idare amirlerince denetlenir.
İdari para cezası: Kurumdan izin belgesi almadan veya geçerlilik süresi sona eren aracı belgesini yeniletmeden tarımda iş ve işçi bulma aracılığı yaptığı tespit edilenler ile tarım işverenleri ve tarım işçileri ile Kurumda sözleşme imzalamayan ya da kurum dışında imzaladığı sözleşmeyi Kuruma süresi içinde ibraz etmeyenlere, eylem başka bir idari ihlal oluştursa dahi 4904 sayılı Türkiye İş Kurumu Kanununun 20 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca ( d) Bu Kanunun 3 üncü maddesinin (d) bendine aykırı davranan kişilere iki bin Türk Lirasından elli bin Türk Lirasına kadar, ayrıca Kuruma onaylatılmayan her bir yurt dışı hizmet akdi için de üç yüz Türk Lirası, ) İdarî para cezası verilir. İdarî para cezaları, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere o yıl için 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükmü uyarınca tespit ve ilân edilen yeniden değerleme oranında her yıl artırılarak uygulanır. İdarî para cezaları tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde Kuruma ödenir veya aynı süre içinde Kuruma itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler idarî yargı yoluna başvurabilirler. Yargı yoluna başvurulması cezanın takip ve tahsilini durdurmaz. ) idari para cezası verilir. Kurumca istenen bilgi ve belgelerle, Yönetmeliğin bu yazımıza konu raporu vermeyenlere aynı Kanunun 20 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca ( e) Bu Kanunun 21 inci maddesinde belirtilen bildirim yükümlülüğüne aykırı hareket eden özel kesim işyerlerine iki bin Türk Lirası, ) idari para cezası verilir. Mahalli mülki idare amirlerince verilen emre aykırı hareket edenlere ise 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 32 nci maddesi uyarınca (Emre aykırı davranış: Madde 32 - Yetkili makamlar tarafından adli işlemler nedeniyle ya da kamu güvenliği, kamu düzeni veya genel sağlığın korunması amacıyla, hukuka uygun olarak verilen emre aykırı hareket eden kişiye yüz Türk Lirası idari para cezası verilir. Bu cezaya emri veren makam tarafından karar verilir. Bu madde, ancak ilgili kanunda açıkça hüküm bulunan hallerde uygulanabilir.) idari para cezası verilir.
Burada ele alınan yeni düzenleme bakımından "Tarımda İş ve İşçi Bulma Aracısı" belgesi almış olanlardan, aracılık görevini devam ettirdikleri sürece "ilkokul mezunu" olma şartı aranmaz. Bundan önceki mevzuat gereği alınan aracı belgeleri, izin süresi sonuna kadar geçerlidir.
Anadolu`nun başka bölgelerinden aldıkları yatılı-yatısız tarım işçileriyle zirai hasatlarını yapan mahallerden birisi de fındık sahalarıdır ki, bunların ağırlıklı yerleri Orta ve Doğu Karadeniz` dir. Belirtilen yelerdeki fındık toplama işlerinin hiç de küçümsenmeyecek bir kısmı Güneydoğu` dan aile reisi-elci-dayıbaşı öncülüğünde gelmektedir. Yurdumuzda; bölücü-hain-dış güçlerin işbirlikçileri PKK-KCK ve benzeri şer odak mensuplarının istenmeyen terör faaliyetlerinde bulunmaları ve bunların son zamanlarda hiç beklenmediği halde Giresun ve ilçelerinde-köylerinde görülmesi üzerine, fındık toplama işçilerinin komşu Gürcistan` dan temin edilmek meylinin gösterilmesi karşısında; bazı fındık müstahsilleri, fındıklarımızı kimlere toplatacağız, endişesini dile getirir olmuşlardır. Tabii, bunlar; fındık bahçeleri sahaları geniş olan kimselerdir. Belirtilen görüşler de, mutlaka değerlendirilecektir. Ancak, Yurdumuzun hassas bölgelerinden gelen insanlarımızın arasına değiniler şer odakları mensuplarının-kışkırtıcıların sızması ihtimali ile muhtemel olaylara ilişkin endişeler de ayrıca dikkate alınacak hususlar olmalıdır ( Milli ve manevi hasletleri yüksek Karadeniz insanlarına, görev ve yetki verilseydi, şüphesiz; bölücülerin Yurt genelindeki ve sınır ötesindeki-dış devletlerdeki varlıklarına daha kısa sürede son verilirdi, herhalde.). Diyelim ki, gereken işçilerin uzak bölgelerden temini mümkün olamadı. O takdirde, mahalli veya sınır iller emek güçlerinden istifade yolları aranmalıdır. Bunlardan da bir netice elde edilemez ise, deriz ki; beyler-paşalar-hanımlar-gençler, çıkarın kravatlarınızı, takım elbiselerinizi-modavari giysilerinizi de, aile içi ve çevresi, imece yolu ve desteğiyle fındıklarınızı hasat ediniz. Belleme-gübreleme-ağaçların/dalların ayıklanması bir tarafa, ALLAH fındık dalına adeta tanesi üç-beş kuruşa gelen para asmış ve sizlere de; toplayın da iaşe ve ibatenizi sağlayın, demiş. Eh, artık; dallardan veya yerden, sizlere İlâhen ihsan edilen paralarınızı fındık şeklinde toplayın. Ben-bizler; bu zahmete katlanamayız derseniz, yarıcılık yoluna veya terki mahsul cihetine gidiniz. Böylece, ihtiyaç sahibi diğer kimseler de iktisadi bir güç elde ederler veya fakir-fukaranın başaklama yoluyla elde edeceği geçim vasıtasına yardımcı olunabilir. Bundan; milli iktisat katkı görür iken, değinilen anlayıştaki tarım işverenlerinin de ilâhi sevapları artmış olur. Ne dersiniz? Amma, biz; asla Toprak işleyenin, su kullananındır. demiyoruz. Zira, özel mülkiyet-kamu özel mülkiyeti-kamunun tasarruf ettiği taşınmazlar, Anayasanın ve kanunların teminatı altındadır. İlâhi Nizamca da sahiplerinindir.


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.