Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10791
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2278) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (522) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (844) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Türk Dünyası konuları
Türk Dünyası (888)


Türk Dünyası - Türk Dünyası konusu hakkında görüşler
Halit KANAK - (Ziyaretci) 25.03.2023 11:43:54

25 Mart 1611 doğum yıldönümünde Evliya Çelebi’nin gözünden Kırım

25 Mart 1611 doğum yıldönümünde Evliya Çelebi’nin gözünden Kırım



25 Mart 2023
Halit Kanak


25 Mart 1611 yılında İstanbul Unkapanı’nda Kütahyalı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Evliyâ Çelebi seyahatlerinin sebebini; bir aşûre gününe denk gelen 19 Ağustos 1630’da, Yemiş İskelesi yakınlarındaki Âhi Çelebi Camiinde gördüğü bir rüyaya bağlamaktadır.

Peygamber Efendimiz Sallallahu aleyhi vesellem’i kalabalık bir cemaatle birlikte görür, herkes sırasıyla elini ziyaret etmektedir. Sıra kendisine gelince Resûl-i Ekrem’in elini öperken birden heyecanlanır ve “Şefaat yâ Resûlellah” diyecek yerde dil sürçmesiyle “Seyahat yâ Resûlellah” der.

Hz. Peygamber tebessüm ederek şefaati, seyahati ve ziyareti ona müjdeler; cemaatte bulunan Ashâb-ı Kirâm Efendilerimizin de duâsını alır; ancak Sa’d b. Ebû Vakk&257;s Radiyallahü Anhüm gördüklerini yazmasını ister.

Bu rüyayı tabir ettirdiği Kasımpaşa Mevlevîhânesi şeyhi Abdullah Dede’nin, “Sa’d b. Ebû Vakk&257;s’ın nasihati üzere ibtidâ bizim İstanbul’cağızı tahrir eyle” tavsiyesiyle önce doğduğu ve yaşadığı şehri gezmeye, gördüklerini yazmaya karar verir.

Yaptığı uzun seyahatleri esnasında yolu 1664’te Kırım’a düşer. Evliyâ Çelebi uğradığı Kırım’ı tarif ederken, Kırım’da 21 bin cami ve mescid, şehirlerin dışında 6.000 çiftlik, 1.600 köy, 126.000 süvariden bahseder.

Sinop’un karşısında bulunan Kırım’a ulaşmak için Boğdan’dan çıktığını, Bender Kalesi, Yeniköy, Kuban, Loventa, Pazar, Çöplüce, Sultansavatı, Korkmaz, Hacıhasan Kışlasından geçerek Han Kışlası Konağında Kırım Hân’ı IV. Mehmed Giray Hân’ın huzuruna çıkıp, elini öptüğünü ve kendisine Han tarafından 500 altın, iki at ve bir samur kürk hediye edildiğini söyler.

Sonra sırasıyla, Yanık Kalesi, Meyak Geçidi, Turla Nehri, Bükebulağı, Özücan, Kılburun, Kupkuyu, Sarıkamış, Çorga, Baytipi, Kıgaç Gölü yoluyla Kırım’ın giriş kapısı Orkapı’ya vardık der. Orkapı Kalesini düşürmeden Kırım’a girmek mümkün değildir diye bahseder.


Bu kalenin uzunluğunu 3.000 arşın olarak bizlere iletir Evliya Çelebi. 20 kulenin bulunduğu kale duvarlarının yüksekliği ise 23 arşındır der. Kale komutanları ve tüfekli askerleri İstanbul’dan gelir ancak Kırım Hânına bağlıdırlar diye ilâve eder.

Evliya Çelebi, Kırım’ın İdârî yapılanmasını anlatırken de; 4’ü doğrudan Osmanlıya bağlı olmak üzere 25 kazânın olduğunu söyler. Bu kazaların nahiyelere ayrıldığını ve her bir nâhiyede “nâib” adıyla küçük bir kadı’nın bulunduğunu ifade eder.

Orkapı’dan sonra Kırım gezisine, Tuzla, Keşkara, Kenekes, Celâyirli, Beşevli, Elkesen, Kocalak, Butaş, Soğanlı, Yayşılı, Senike, Bozyaşı, İbrahimefendi köylerini geçerek Kırım’ın batısındaki Gözleve’yle devam eder.

Gözleve’nin denizle çevrili 5 demir kapısı olan sağlam bir kalesi vardır. Kale dışında 6 mahallesi olup 25 camii, 7 medrese, 25’i bozahâne olmak üzere 795 dükkanı vardır. 14 han ile 3 kervansaray mevcuttur.


Gözleve’den Gâzi Seferağa Köprüsünden geçerek İnkerman Kalesine gelen Evliya Çelebi, İnkerman’ın Osmanlı Kefe Beylerbeyliği’ne bağlı Balıkova Kazâsının nâhiyesi olduğunu güzel koylarından, dağlarında keklik, çil, turaç, toy, sülün, dağ keçisi, yaban kazı gibi av hayvanların mevcudiyetinden, sahil boyunca Hamamlı, Suluca, Bahçeli, Çurguno limanlarından bahseder.

6 saat ötede Sarkerman ve karşısında Salonya kaleleri vardır. Salonya Balıkova arası 3 saattir. Cenevizlilerden fethedilen Balıkova Kalesinde 50 top vardır, balığı boldur. Balıkova’nın arkasındaki dağlar açıkhavada Sinop’tan gözükmektedir.

Sonra gelen Gevherkirman’da 1.150 Karayim Türk’üne ait ev vardır. Kale komutanı bile Musevî Karayim Türküdür. Onun için Çıfıt Kale’si de derler. Korkunç zindanı vardır.

Ardından 5 mahalleden oluşan 3.000 hâneli Salacık gelir. Elma, armut, vişne ve kiraz ağaçlarıyla dolu Aşlama Bahçesi meşhûrdur. Ayrıca havuzlar, şadırvanlar vardır. Buradan geçip Bahçesaray’a vardığını anlatır Evliya Çelebi.

Kırım Hân’larından ve başkent Bahçesarayı’ndan bahsederken şunları söyler. Bahçesarayı 5.000’e yakın çok bakımlı ev ve konaklı büyük bir şehirdir ve bu şehri imar eden de Sahip Giray Han’dır. Dört Demir kapısı ile Sahib Giray, Bahadır Giray ve İslâm Giray Hanlar’ın yaptırdığı üç Divân-Hâne’si vardır.

Bu Divân-Hânelerde oldukça büyük resmî kabûl salonları vardır. Kâbûllerde Kalkay ismi verilen Kırım Veliahtı Kırım Hânı’nın sağında ayakta dururken, Nureddin adlı ikinci veliaht Hân’ın solunda ayakta durur. Kalgay’ın sağında Kırım Müftüsü, onun yanında ise Şâfiî, Mâlikî ve Hanbeli müftüleri dururlar, baş müftü her zaman mutlaka Hanefi Mezhebindendir.


Nureddin’in yanında ise sırasıyla Ordu Kadısı, Bahçesaray Kadısı ile 24 Kazânın kadıları yer alır. Kırım’da her dâim bulunan 40 Bey ise asilzâdelerden oluşur. Önem sırasına göre Or Bey’i 25 bin atlı çıkarırken, Şirin Bey’i 20 bin atlı çıkarır. Mansur Bey’i 20 bin, Dayır Bey’i ile Şeyhun Bey’i 10’ar bin atlı çıkarırlar. Bu beylerden daha küçük kumandanlara Mirza denir.

Ayrıca II. Bayezid’in talimatıyla Mengli Giray Han tarafından kurulan, Abaza ve Çerkes’lerden oluşan 3 bin kapıkulu askeri Han Sarayındadır. Bunlardan başka Kırım’da 20 bin civarında Musevî ve Rum da vardır. Musevîler yalnızca Türkçe bilir, çünkü bunlar yahudi değil Musevîliği seçmiş Hazar Karayim Türkleridir.

Şehirde 24 cami, 17 mektep, 9 tekke, 47 sebil, 70 çeşme, 14 han, 4 hamam (600 konakta hamam mevcuttur), 1.100 dükkan bulunur.

Akmescit’te ise 2.370 ev ve konak, 200 dükkan, 9 caminin yanısıra hanlar hamamlar mevcuttur. 300 köyün bağlı olduğu bu şehirde Kırım Veliahtı Kalkay’lar oturur.

Kırım’ın güneydoğusunda bulunan Kefe bir liman şehridir ve çok kalabalıktır. Fatih’in emriyle Gedik Ahmet Paşa tarafından Cenevizlilerden fethedilmiştir. Başta Mengli Giray’ın kızı ile evlenen Yavuz ile oğlu Kânûni olmak üzere pek çok şehzâde burada Sancak Bey’liği yapmıştır. Kalesinde düzenli değiştirilen yeniçeri, cebeci, topçu askerler bulunur buraya bağlı ayrıca 8 kale mevcuttur.

Kefe ile Akmescit arasında 12 nâhiyeli, kirazı, vişnesi, eriği ve elması meşhur Karasupazarı vardır. Şehirde 1.140 dükkan, 28 cami, 13 medrese, 4 tekke vardır ve oldukça fazla Anadolu Türk’ü oturur. Çadır Dağından kaynayıp Azak Denizine dökülen Karasu üzerinde 8 köprü ile 100’den fazla değirmen vardır.

Karasupazarı’nın güneydoğusunda bir başka liman şehri Sudak vardır. Limanı 50 gemi alır. Dünyaca ünlü kirazı, elma ve ayvası pamuklara sarılarak Topkapı Sarayına gönderilir.

Kerç, Kefe Eyâletine bağlı sancak olarak Kırım’ın en doğusunda yer alır. Cenevizlilerden fethedildikten sonra kale önünde yapılan II. Bayezid Camii’ni III. Murad’ın kızı Hatice Sûltân tamir ettirmiştir. Bozası ve kalkan balığı meşhurdur.

4 saat ileride Çerkes Köy’ü, kuzeye doğru 8 saat mesafede 300 haneli Tatar Kasabası Danabay Kalesi, 9 saat ötede Şeyh İpli, sonra Karaalp Köyü gelir. Burada Osmanlı sınırı biter ve Azak Denizi içinde Mehmed Giray Hân’ın Arbat Kalesi vardır. Az ilerisinde ise Çekşeke Kalesi vardır.

Bunun 4 saat ilerisinde Karayakup Ata Köyü gelir. Yine 4 saat ilerisinde Nakşivan Köyü, bunun da 9 saat ötesinde Saskılı Geçidi ve Dip Köyü vardır. Dip Köyünü geçtikten Kırım’a girilen nokta Orkapısı’na ulaştığını ve Kırım gezisini tamamladığını belirtir Evliya Çelebi. Bu seyahati 2.5 ay sürmüştür. Allah-u Teâlâ kendisinden razı olsun inşaallah..



Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.