26 Şubat 1992 Katliam Yıldönümünde Esir Hocalı’yı Anarken
26 Şubat 1992 Katliam Yıldönümünde Esir Hocalı’yı Anarken
26 Şubat 2022
Halit Kanak İletişim:
Hocalı hâlen esir, Hocalı hâlen mahzûn. Hocalı kurtarılmayı bekliyor.
Azerbaycan Ordusunun 44 gün süren fırtına operasyonu sonucu 5 il, 4 kasaba ve 286 köy işgalden kurtarıldı. Cebrail ili ve 90 köyü, Fuzuli ili ve 53 köyü, Zengilan ili, Mincivan, Ağbend, Bartaz kasabaları ve 52 köyü, Hocavend ilinin Hadrut kasabası ve 35 köyü, Terter ilinin 3 köyü, Gubadlı ili ve 41 köyü, Hocalı ilinin 9 köyü, Şuşa ili ile Laçın ilinin 3 köyü, Ağdere ve Murovdağ taraflarında stratejik tepeler, Zengilan`da Bartaz, Sığırt, Şükürataz tepeleri kurtarılmıştı. Karabağ’ın önemli bir yeri düşman işgâlinden 29 yıl sonra kurtarılarak yüreğimize su serpilmişti.
Ancak hâlen işgâl altında tutulan ve geçmişte katliama uğrayan bir yer varki, aklımıza geldikçe ruhumuz kanar. 26 Şubat 1992’de Ermeniler tarafından saldırıya uğrayarak kadın, yaşlı, çocuk demeden sakinleri katledilen Hocalı.
Hocalı Soykırımı, insanlığın gördüğü en büyük katliamlardan biri oldu. Bir gecede 83`ü çocuk, 613 Azerbaycan Türk’ü katledildi. 487`si ağır yaralandı. 1257 kişi Ermeniler tarafından götürüldü ve götürülen 150 kişiden bir daha haber alınamadı.
Ancak bu Ermenilerin yeryüzünde yaptığı ne ilk nede son saldırı olacaktı. Hatırlanacağı üzere, gerek birinci dünya savaşı sırasında ve öncesinde Türkiye`de yaptığı saldırılar, gerek 1975-85 yılları arasında diplomatlarımızı ve ülkemizi hedef alan terör saldırıları bu asil millete acı günler yaşatmıştı.
Hatta1. Dünya Savaşı sırasında işgâl ettikleri Azerbaycan ve Bakü`deki katliamları, Enver Paşa`nın; kardeşi Nuri Paşa’ya verdiği talimatla Bakü kurtarılmış, Ermeni mezâlimine son verilmişti.
Sovyetler Birliğinin dağılmasının ardından işgâl ve katliamlarıyla Ermeniler yine sahnede yerlerini aldılar. Bu kez Dağlık Karabağ’a gözlerini dikmişlerdi.
OLAYLAR NASIL GELİŞTİ?
Bildiğiniz gibi Dağlık Karabağ, Ermenistan’ın kendi başına 1 Aralık 1989 yılında aldığı Ermenistan`la birleştirme kararı sonrası Ermeni askerleri ve milislerince saldırıya uğramış ve Türk köyleri yakılmaya masum insanlar katledilmeye başlamıştı.
Ermeniler; Sovyetler Birliği Halk Temsilcileri Kongresi tarafından alınan; "Cumhuriyetlerden biri, başka bir Cumhuriyetin toprağını ilhak edemez" kararına uymayarak Rusya Anayasasının 78. maddesini çiğnemiş ve suç işlemişti.
Moskova bu karara sert şekilde tepki göstererek, Dağlık Karabağ Azerbaycan toprağıdır kesinlikle ilhak edilemez demişti. Buna rağmen Ermenistan, Karabağ’ı sözde kendi toprağı göstermek amacıyla, 9 Ocak 1990 tarihinde Karabağ`ın ekonomik planıyla, Ermenistan Cumhuriyeti ekonomik planını birleştirdi.
Bu durum karşısında Yüksek Sovyet Prezidyumu bir gün sonra 10 Ocak`ta toplanarak Karabağ`ın Ermenistan`a bağlanamayacağını bir kez daha kesin bir dille ilân etti. Bu da yetmedi Yüksek Sovyet Prezidyumu 21 Şubat 1990`da bir kez daha olağanüstü toplanarak "Dağlık Karabağ`ın Azerbaycan toprağı olduğu ve bunun değiştirilemeyeceği" kararını aldı bunu da 15 Cumhuriyete bildirdi.
Hatta ilk sınırlar belirlenirken, Sovyetler Birliğinin 5 Temmuz 1921`de aldığı "Dağlık Karabağ, Azerbaycan toprakları içerisinde olması nedeniyle Azerbaycan`a aittir" diye aldığı kararda Ermenilerce hiçe sayıldı ve referanduma gittiler. Azerbaycan’ın kararı boykot etmesi durumu değiştirmedi. 10 Aralık 1991 tarihinde yaptıkları referandumla tek taraflı olarak Karabağ`ın bağımsızlığını ilân ettiler.
Ancak, bu karar dünyada kabul görmemesine rağmen Ermeniler saldırılarını arttırarak, katliamlara başladılar. Buna Ermenistan dışındaki Ermenilerde destek vererek suça ortak oldular.
Fransız Le journal de Dimanche gazetesinde 21 Ocak 1990 günü Erivan muhabiri Claude Marie Vadrot`un yazdığı haberde şöyle denmiştir.
"Önceki gün sabah dörde doğru Beyrut`tan gelen uçaklar Erivan`a ağır silahlar, makinalı tüfekler, havan topları ve roketatarlarla dolu sandıklar getirdi. Erivan Havalimanında görevli gümrükçülerin yardımıyla indirilen bu silahların sevkiyatına eylül ayında başlanmıştı.
O gece ve daha önce gelen bu tür uçak seferlerinde birkaç yüz Ermeni vizesiz olarak giriş yaptı. Ermeni çetecilerinin başına geçen Beyrut ve Şam`dan gelen bu militanların bazıları Lübnan`daki terörist gruplarca tanınmış kişilerdi, bir kısmı Erivan`dan hudutlara bir kısmıda Dağlık Karabağ`a gönderildi."
Böylelikle Karabağ’a gönderilen resmî ve gayr-ı resmî güçlerle işgâli başlattılar. Hedeflerinde, bölgenin tek havaalanınıda barındıran “Hocalı”vardı. Önce yolcu taşımacılığında kullanılan helikopteri düşürdüler.
Ardından Hocalı’yı kuşatmaya aldılar ve ağır silahlarla saldırdılar. 1992 yılının 25 Şubat’ı 26`sına bağlayan gecede bildiğimiz Hocalı katliamı yapıldı ve takip eden günlerde devam etti. Bütün dünyanın gözü önünde çocuk, kadın ve yaşlılar işkencelerden geçirilerek 613 Azerbaycan Türkü şehid edildi. Önlerine çıkan bütün canlılara ateş açtılar. Yakaladıklarını vahşice ve işkencenin her türlüsünü tatbik ederek şehit ettiler. Binalar havaya uçuruldu, evler ateşe verildi.
Kışın dondurucu soğuğunda aç-susuz, dağ-taş demeden Azerbaycan içlerine kaçanların dışında tam 1.250 kişiyi götürdüler. Hür dünyanın bakışları altında bu soykırım yapıldı.
İşte, bizlerde bu soykırımı gelecek nesillere unutturmamak için Hocalı Katliamı’nın yıldönümünde, üstelik Rusya’nın Ukrayna’yı yutmaya çalıştığı bu günde, Türk Dünyası Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği olarak; Azerbaycan Cumhuriyeti Diasporası Devlet Komitesi ve başta Azerbaycan Dernekler Federasyonu olmak üzere Türk Dünyası Dernekleriyle bugün saat 13.00’te Beyazıt Meydanında basın açıklamasıyla bütün dünyaya haykıracağız.
Bayrağını al gel. Beyazıt Meydanı’nda buluşuyoruz.
|
