Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10202
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2287) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (424) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (849) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (542) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (890) | Şiir (77) | Sağlık (186) | Diğer (3430) |

Görüş bildirebileceğiniz Türk Dünyası konuları
Türk Dünyası (890)


Türk Dünyası - Türk Dünyası konusu hakkında görüşler
Mustafa TURANCI - (Ziyaretci) 24.03.2008 14:26:07

ABD VE TÜRK BİRLİĞİ

ABD ve Türk Birliği



Mustafa TURANCI- 24.03.2008



Kudüs`ün maddi ve manevi değerinin önemi Türkler için tartışılamaz. Bu kutlu belde artık kan ve gözyaşı ile anılan bir yer haline getirildi. Kudüs`ün, bütün dinlerin önemli bir merkezi olması gereken özelliğinin korunması ve bunu sürdürebilmesi için çareler arandı. Bütün semavi dinler için kutsal kabul edilen Kudüs`ün eski özelliğine dönebilmesi için 1996 yılında yeni bir Osmanlı modeli tartışıldı. Kudüs`ü 400 yıldan fazla barış ve huzur içinde yöneten Osmanlı Devleti`nin bu sırrı yeniden keşfedilmek istendi.

Dünyayı kendi çıkarları doğrultusunda yönetmek isteyen güçler, Türkiye`ye ve bölge ülkelerine şu günlerde yeni bir model dayattılar. Bunun adına da Neo Osmanlıcılık dediler. ABD`nin Ankara Büyükelçiliği yaklaşık iki yıl önce, Türkiye`nin önemli medya kuruluşlarının yöneticilerine Yeni Osmanlıcılık konulu bir seminer verdi. Osmanlı Devleti`ne hakaret etmeyi, varlıklarının temel sebebi olarak gören bu gazeteciler, o tarihten sonra birden bire Osmanlı hayranı oluverdiler. Gazeteci yaftalı bu kesim, bulundukları medya kuruluşlarında küçük de olsa bu fikri yavaş yavaş işlemeye başladılar. İşin garibi, bu çevreler, Türkiye`nin Ortadoğu`da, Irak ve Afganistan ile Avrasya`da ABD`ye rağmen başarılı olduğunu ve artık Ankara`da geliştirilen projenin öne çıktığını bile söylüyorlar. Bu fikirlerin arkasında Türkiye`deki AKP iktidarının Amerikancı özelliğini gizleme çabaları bulunmaktadır. Bu durum, konumuzun dışında olduğu için şimdilik ele almıyoruz.

Aradan geçen zaman içinde Osmanlı fikrinin bazı çevrelerde tepki toplayacağından ya da bu medeniyet projesinin geçmişte denenmiş olmasından dolayı adını değiştirme ihtiyacı da hissettiler. Bundan dolayı yeni projenin adına Türk Birliği dediler.

Avrasya coğrafyasında uygulanmak istenen proje kapsamında Türkiye, Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan, Tacikistan, Kırgızistan, Afganistan ve Pakistan gibi ülkeler var. Tıpkı 1950`li yıllarda bölgeyi kapsayan CENTO gibi. Daha sonra da Ortadoğu`da parçalanacak öteki ülkelerin de bu birliğe dâhil edilmesi planlanıyor. Bu projeyi ABD ortaya atmış ve hızla geliştirmektedir. İki temel hedefi bulunuyor: Biri İran`ı çevrelemek, diğeri de Şanghay Beşlisi denilen ülkeleri kuşatmaktır. Yani Rusya, Çin ve Hindistan gibi devletlerin ABD tarafından kuşatılarak ileriki tarihlerde bu birliğin etkisiz hale getirilmesi ve nihayet parçalanmasıdır.

Türkiye ve ABD`li uzmanlar Türk Birliği konusunda uzun zamandır çalışmalar yürütüyorlar. Bu birliği tesis etmek için gerekli olan fikri ve hukuki altyapı üzerinde çaba harcıyorlar. Bu çalışmaların izini de yukarıda dile getirmeye çalıştığımız Osmanlı (Türk) düşmanı ve onun uzantıları olan fetoş yanlılarının gazetelerinde görmek mümkündür.

Bu konuda şu sorulara cevap verilmesi gerekir:



1. İngiltere`nin liderliğindeki Batılı ülkeler, Osmanlı Devleti`ni yıkmak ve Türk milletini ortadan kaldırmak için harekete geçmişler ve bunda da başarılı olmuşlardı. Köleliğe isyan eden bir avuç Türk evladı, Millî Mücadele vererek, Türk milletini yok olmaktan kurtarmış ve Batı emperyalizmine karşı Türk devletinin devam etmesini sağlamıştır. Aradan geçen zaman içinde başta ABD ve öteki Batılı ülkeler, Türkiye`yi bir türlü kabul etmek istememişlerdi. Bundan dolayı Türkiye`yi ve Türk milletini ortadan kaldırmak amacıyla adına Büyük Ortadoğu Projesi ya da medeniyetler ittifakı denilen bir hareket tarzı da geliştirmişlerdi. Soğuk savaş döneminde Sovyetler Birliği`ni kuşatmak için geliştirilen Yeşil Kuşak projesi ile iki binli yıllarda fikrî temelleri atılan Türk Birliği ya da yeni Osmanlıcılık akımı, bu çevirme harekâtı ile aynıdır. Peki, ne oldu da 80-90 yıl sonra, siyasi olarak başta ABD tarafından kabul etmekte zorlandığınız ve sömürgeci siyasetinize karşı mücadele eden Türk devleti eliyle Türk Birliği kurmak için yola çıktınız? Osmanlı Devleti`nin yıkılması mı doğruydu, yeniden Osmanlı ruhuna dönülmesi mi? BOP kapsamında Türkiye ve Ortadoğu ülkelerinin şehir-site devletlerine dönüştürülmesi çalışmaları mı yoksa Avrasaya`da yeni ve büyük bir birliğin temellerinin atılması mı? Dünkü hareket tarzınız mı bugünkü siyasetiniz mi, hangisi doğru,

2. Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, uzun bir süredir Türkistan ülkeleri arasında, sınır güvenliğinden tutun da bankacılık, sigortacılık, serbest dolaşım, ortak gümrük, gıda ve sanayi üretim ile kültürel alanlarda bir ortaklık kurulması ve bu ortaklığın zaman içinde bir birliğe dönüştürülmesi için çaba harcıyordu. Bu görüş o zamanlar kabul edilmedi, adeta horlandı. Peki, aradan geçen 8-10 yıl zarfında ne değişti de Nazarbayev`in bu görüşüne dönüş yapıldı?

3. Türkiye`de ve Türk dünyasında Türkçülüğe, Turancılığa, Türk birliğini ifade eden her türlü görüşe yıllar yılı şiddetle karşı çıkanlar, kardeşlerin kucaklaşmasını gericilik, ırkçılık, faşistlik ve çağdışı kalmakla suçlayanlar, başata ABD ile AB ülkeleri olmak üzere onların Türkiye`deki yerli işbirlikçileri ve parayla beslenen köleleri değil miydi? Değişen nedir?

4. Türk ve İslam coğrafyasının paramparça edilerek büyük bir pazar haline getirilmesi ve kolayca yönlendirilmesi görüşüne dayalı proje ortada duruyor. Öte yanda da Türk Birliği kurulması için çalışmalar yürütülüyor. Bu çelişki nasıl izah edilecek?

Bunda ne var diyenler olabilir; öyle ya Türkçülerin, Turancıların, Ülkücü kadroların, Türk milletinin ve Türk devletinin 1800`lü yılların sonundan itibaren arzusu ve hedefi Türk birliğini sağlamak değil miydi? İşte aranan fırsat Türk milletinin önüne çıkmıştır, denilebilir. Bu projenin desteklenmesi gerekir görüşleri ortaya atılabilir. Bu projeye Türk Birliği adını veren güçler de zaten böyle düşünülmesini istiyorlar. Türk milletinin ruhunu ve tarihi hislerini okşayacak birtakım adlarla ve bazı uygulamalarla bu projeye destek verilmesini sağlamaya çalışıyorlar.

Bizim tereddüdümüz ise ortaya atılmış ve uzmanların bir süredir üzerinde çalışmaya başlamış olduğu Türk Birliği teşkilatının kim tarafından kurulmak istendiğidir. ABD`nin öncülüğündeki bu kuruluşun amacı nedir? Neyi nasıl yapacak ve sonucu neler olacak?

Türk için, Türk`e göre ve Türk tarafından yapılmayan, temeli atılmayan hiçbir görüş, iş ve fikir, Türk milletine faydalı olmamıştır, aksine büyük zarar vermiştir. Tarih bunun örnekleriyle doludur. Nitekim Gazi Mustafa Kemal Paşa, bir konuşmasında şöyle demişti:

&8230; Durumu düzeltmek, hayat bulmak, insan olmak için mutlaka Avrupa`dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa`nın emellerine uygun yürütmek, bütün dersleri Avrupa`dan almak gibi birtakım zihniyetler ortaya çıktı. Oysa hangi istiklal vardır ki yabancıların nasihatleriyle yabancıların planlarıyla yükselebilsin? Tarih böyle bir hadise kaydetmemiştir. Tarihte böyle bir hadise meydana getirmeye kalkışanlar, zehirli sonuçlarla karşılaşmışlardır...



Önümüzdeki onlu yıllarda Allah ne gösterir, çökmeye başlayan ABD ve AB medeniyeti karşısında, Türk milleti, oyunu kurallarına göre oynayabilir ve işleri emperyalistlerin elinden alıp Türk milletinin lehine çevirebilir mi?

ABD, Batılılar ve AB ülkeleri kendi çıkarları doğrultusunda üstlerine düşeni yapacaklardır. Bundan dolayı onların eleştirilmesi doğru olmaz. Nihayet onlar kendi çıkarlarını korumak için adımlar atıyorlar. Burada sorulması gereken soru şudur: Türk milleti, Türk evladı, Türk çocuğu ne yapmalıdır, neye karar vermelidir? Önemli olan bu sorunun cevabını bulabilmek ve ona göre hareket edebilmektir.

- Ülkücü kadroların, ABD`nin öncülüğünde Türk Birliği kurulması konusunda bir görüş ve hareket tarzı geliştirmesi şarttır.



- ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney`nin Ankara gündeminde bu konu vardı.


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.