Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1831
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10765
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 755
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2268) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (519) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (835) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (622) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3426) |

Görüş bildirebileceğiniz Türk Dünyası konuları
Türk Dünyası (888)


Türk Dünyası - Türk Dünyası konusu hakkında görüşler
Armağan KULOĞLU - (Ziyaretci) 1.10.2016 22:27:24

AMAN! KIBRIS`A DİKKAT!

AMAN! KIBRIS`A DİKKAT!
"M.Kemal Adal" adalkemal1@gmail.com: Oct 01 10:42AM +0300

1 Ekim 2016 Cumartesi
AMAN! KIBRIS`A DİKKAT!
https://kemaladal.blogspot.com.tr/2016/10/aman-kibrisa-dikkat.html
Armağan KULOĞLU
01 Ekim 2016 Cumartesi 00:00
 
Türkiye FETO, terör, Suriye harekâtı ve daha birçok hayati konuya
eğildiğinden Kıbrıs konusuna fazla ilgi gösterememekte, ancak görüşmeler de
2016 sonuna kadar sonuçlandırılmak üzere devam etmektedir. Fakat bu konu da
en az diğerleri kadar hayati önemdedir.
 
 
Garantörlük tartışılıyor
 
BM Kıbrıs özel temsilcisinin gözetimindeki görüşmelerde tarafların
mülkiyet konusunda genel hatlarıyla anlaştıkları, ancak garantörlük
konusunda ise anlaşamadıkları ortaya çıkmıştır. Akıncı`nın özellikle
Türkiye`de yaptığı görüşmeden sonra garantörlüğü savunması dikkat
çekmiştir. Hatta bunu savunurken, İngiltere`nin garantörlükten vaz
geçebileceğini ancak üslerinden vazgeçmeyeceğini, Yunanistan`ın, Rum tarafı
Kıbrıs`a tek başına sahip çıktığı için fazla ilgilenmeyebileceğini, oysa
Türk toplumunun geçmişteki tecrübesine istinaden vaz geçmesinin mümkün
olmadığını ve güvenceyi Türkiye`nin garantörlüğünde gördüğünü ifade
etmiştir.
 
Bu gelişme, Türkiye ve KKTC`nin konunun ciddiyetine vakıf olduğunu
göstermesi açısından memnuniyet vericidir. Ancak hata, bu konunun
tartışmaya açılamayacak kadar hayati nitelikte olduğundan müzakere
edilmesindedir.
 
 
Annan Planı hâlâ gündemde
 
Kıbrıs`taki görüşmeler, Rum tarafının reddettiği, Türk tarafının kabul
ettiği, Annan Planı çerçevesinde yürütülmektedir. Zaman içinde hâkimiyetin
tamamen Rum tarafına geçmesini sağlayacak olan, hem Türkiye`nin hem de
KKTC`nin çıkarlarına ve güvenliğine ters düşen bu planın Rumlar tarafından
reddedilmesi Türkler açısından bir şanstır. Türkler direkten
dönmüştür. AB`den müzakere tarihi almak için KKTC`den vazgeçilmesi
unutulmayacaktır.
 
Görüşmelerin, Rumlara avantajlar sağlayan bu plan temelinde ve kendi
lehlerine iyileştirmelerle devam ettirilmesi kabul edilemez. Bu plana göre,
bir tarafta tamamen Rumların egemen olduğu, diğer tarafta içinde 80 bin
Rum`un yaşadığı bir kesim vardır. Rumların burada zamanla etkinliği artacak
ve adanın tamamı bir Rum devletine dönüşecektir. Türk askeri adadan
çekilecektir.
 
Ancak Türk tarafının garantörlük ve askeri varlığı konusunda taviz
vermemesi, görüşmelerin şimdilik ertelenmesine neden olmuş ve müzakereler
BM Genel Sekreteriyle görüşme sonrasına bırakılmıştır. Taviz verilmemesi
olumlu bir gelişmedir.
 
 
Rum tarafı zaten KKTC`yi dikkate almıyor
 
Rum tarafı Türk tarafını müzakerelerde sürekli taviz verecek taraf olarak
görmektedir. Zaman geçtikçe, salam taktiğiyle, aldıklarını kâr hanesine
yazmakta ve bir sonraki müzakereye onları kazanılmış hak olarak
getirmektedir. Bu tuzağa düşülmemelidir.
 
Ayrıca GKRY, uluslararası ortamın kendisine verdiği güç ve hakları da
kullanarak, mevcut durumu görmezden gelip, kendisini adanın tek söz sahibi
olarak gördüğünden, uluslararası taahhütlere de girmektedir.
 
Bu kapsamda ada açıklarındaki doğal gaz yataklarının sadece kendisine ait
olduğu gerekçesiyle, Mısır`la Doğu Akdeniz doğal gaz boru hattı inşası
anlaşması imzalamıştır. Daha önce de ABD şirketine doğal gaz arama ruhsatı
vermiş, İsrail`le anlaşma yapmıştır. Türkiye birkaç yıl önce, savaş
gemileri eşliğinde, sismik araştırma ve sondaj çalışmaları yapmışsa da,
daha sonra buralardan çekilmiştir. Türk tarafının itirazları dikkate
alınmamaktadır.
 
 
Geri adım atılamaz
 
Türkiye ve KKTC yönetiminin müzakerelerde "Birleşik Kıbrıs"ı esas alması
endişe vermektedir.
 
KKTC kanla, canla kurulmuş, fedakârlıklarla yaşatılmıştır. Kıbrıs,
Ada`daki Türkler için, siyasi haklara sahip, güven içerisinde, hür ve
egemen olarak varlıklarını sürdürebilecekleri bir vatandır. Türkiye için de
tarihi miras, güvenlik ve güvenirlik, itibar, Doğu Akdeniz`deki etki
alanının kısıtlanmasına engel olunması ve millî menfaatlerinin korunması
demektir.
 
Müzakerelerde mutlaka çözüm olsun diye taviz verilmemeli, geri adım
atılmamalıdır. Zaten Rum tarafı adanın tek hâkimi olmayacak bir çözümü
kabul etmeyecektir.
 
Kıbrıs konusu gözden uzak tutulmamalıdır. Muhalefet de gereken önemi
vermelidir. Çözümde ısrar edilmemelidir. Kahraman devlet adamı rahmetli
Rauf Denktaş`ın ifadesiyle, Girit gibi elden gitmemelidir.
 
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/ sitesinden 01.10.2016 tarihinde
yazdırılmıştır.


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.