Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10791
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2278) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (522) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (844) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Türk Dünyası konuları
Türk Dünyası (888)


Türk Dünyası - Türk Dünyası konusu hakkında görüşler
Mehmet KOÇAK - (Ziyaretci) 19.10.2012 17:54:11

Balkan soykırımları 100. yıl dönümü

Balkan soykırımları 100. yıl dönümü
Mehmet KOÇAK
Tarihimize ``Büyük Bozgun´´ olarak geçen 1912-1913 Balkan Savaşları`nın üzerinden dile kolay tam yüz yıl geçti. Dünya tarihinin en zalim ve akıl almaz vahşeti olarak tarihe geçen ``Balkan Soykırımları´´nın 100. yıl dönümü dünyanın çeşitli yerlerinde düzenlenen toplantılarla anılıyor.
Bu savaşların sonunda, Osmanlı İmparatorluğu`nun, Doğu Trakya hariç, Rumeli`deki toprakları; Sırbistan, Karadağ, Romanya, Bulgaristan ve Yunanistan arasında paylaşılmıştı. Bu yeni kurulan devletler, çağın ulusçuluk anlayışı gereği tek dinli, tek soylu ve tek kültürlü homojen bir ulus oluşturma amacıyla Müslümanlara yönelik ağır baskı ve toplu katliamlar uygulamaya başlamışlardı. Çeşitli etnik kökene sahip bir milyonun üzerinde Müslüman, doğduğu toprakları terk ederek Osmanlı İmparatorluğu`nun elinde kalan topraklara göç etmek zorunda kalmışlardır.
Bir diğer gerçek şu!..
Balkanlar`da yaşayan Müslüman topluluklar, tarih boyunca ait oldukları etnik veya dinsel kimlikleri yüzünden zulme maruz kalmışlardır. Tüm bu katliamların ortak amacı; etnik temizlik yoluyla Müslümanları Avrupa kıtasından çıkarmak veya sayısını azaltmaktı.
Osmanlı sonrası sahipsiz kalan Müslüman Boşnak, Arnavut, Pomak ve Türkler ile diğer Müslüman toplulukların, işkence, zorla Hıristiyanlaştırma ve göç ettirme politikalarının devamı olarak aralıksız sürdürülen kampanyalar yüzünden yaşadıkları coğrafyaları terk etmeleri sonucunda Balkanlar`ın etnik ve dini haritası kökten değiştirildi.
ZORLA HIRISTİYANLAŞTIRMA
1389`da Kosova meydan muharebesi ile başlayan kin ve intikam alma duygusu Osmanlı ordusunun 1683`de Viyana`da yenilgisinin hemen ardından, isyan ve saldırılarla kendini göstermeye başlamış ve günümüze kadar aralıksız farklı şekillerde sürdürülmüştür. Balkanlar`da Müslümanlar`a yönelik soykırımlara dönüşen zulüme, ``İslamlaşmış ve Türkleşmiş olanların yok edilmesi´´ adı verilmişti.
Balkanlar`da Türk ve İslam düşmanlığının ve ırkçılığın fikir babası Karadağlı piskopos Petar Petroviç Njegos`dur. Ortodoks papazı ve şair olan Petar Petroviç Njegos `Gorki Vijenac` (Dağ Çelenki) adlı destansı şiirinde Türk ve İslam düşmanlığı projesini tarif etmişti. Njegos`un İslami kimliğin yok edilmesini teşvik etmek için kullandığı slogan `No lomite munar i dzamiju` (Tüm camileri ve minareleri parçalayın!)`dı. Sırp Krallığı`nda ve daha sonra onu izleyen Yugoslav devletlerinde Njegos`un doktrini, okullarda ``Tarihi kaynak´´ olarak okutulmaktadır.
Piskopos Petar Petroviç Njegos`in tarih öncesinden ektiği kin ve fitne tohumları tüm Balkanlar`da etkisini göstermişti ve Balkanlar`daki Müslümanlar bilhassa Osmanlı sonrası korkunç acılar çekmişti. Karadağ ile Sancak`taki Boşnak ve Arnavut Müslümanlar`a yönelik cinayetler, gayrimenkullerine yönelik yağmacılık ve kundaklamalar tarzındaki olaylar, neredeyse sıradan bir hal almıştı.
İnsanlık adına en utanç verici olaylardan biri olan ``zorla haç öptürme ve Hıristiyanlaştırma, karşı gelenlerin ise topluca katledilmeleri´´ Karadağ`da yaşandı. Plav ve Gusinye`deki olaylarını ayrıntılarıyla araştıran Mustafa Memiç`e göre, Avro Tsemoviç komutasındaki tugayın Şubat 1913`te Plav ve Gusinye şehirlerine yerleştirilmesi sonrasında Müslümanlar`ın Hıristiyanlaştırılmasına başlandı. Haç öpmeyi reddedenler öldürüldüğü için, Müslümanlardan 12.500 kişi ölmektense, Hıristiyanlaşmaya razı olmuşlardı.
Karadağ Askeri Bakanlığı`nın onayıyla, komutan Tsemoviç`in önerdiği bir askeri sıkıyönetim mahkemesinde haç öpme ve din değiştirmeye direnen Boşnak ve Arnavutlar`ın sistematik bir şekilde kurşuna dizilmesine başlanmıştı. Şubat-Nisan 1913 dönemi içinde sıkıyönetim mahkemesinin kararlarıyla öldürülenlerin sayısı 1813`tür.
KARADAĞ`DA YAŞANANLAR İNSANLIK ADINA UTANÇ VERİCİDİR
1912-13 Plav ve Gusinye şehirlerinde, zorla haç öptürerek Hıristiyanlaştırma ve direnenlerin katledilmesiyle yaşanan SOYKIRIM` nın 100. yıl dönümü nedeniyle Bosna-Hersek, Hırvatistan, Slovenya, Sancak-Sırbistan, Karadağ`daki tüm camilerde dün Cuma namazında özel hutbe icra edildi, kuran okunarak gözyaşları içinde dualar yapıldı.
Balkanlar`da Müslüman topluluklarına uygulanan ``yok etme ve Hıristiyanlaştırma´´ girişimlerinin ve soykırımın insanlık adına utanç verici olduğunu hatırlatan Bosna Hersek eski Diyanet İşleri Başkanı Teis-ul Ulema Prof. Dr. Mustafa Ceric yaşanan olaylar hakkında deklarasyon yayınlayarak şu bilgileri verdi.
``Tam bir asır önce, 1912-13 yıllarında, Karadağ kraliyet ordusu tarafından Plav ve Gusinje şehirlerinde zorla haç öptürme ve Hıristiyanlaşma girişimlerinde bulunulmuştur. 12.500 Müslüman baskılar yüzünden Hıristiyanlaşmıştır. Haç öpmeyi ve papazlar önünde din değiştirmeyi reddeden binlerce Müslüman Boşnak ve Arnavut katledilmiştir. Müslümanlara ait değerli eşyalar çalınmış, vakıf malları ile Müslümanlar`a ait taşınmazlara el konulmuştur. Bu konuda zorla Hıristiyanlaştırılan ve öldürülenlerin yakınlarının kayda alınan ifadeleri, ayrıca tarihçilerin bilgileri yaşanan mezalimi belgelemektedir.
Bu mezalim devlet eliyle yapıldığından dolayı Karadağ devlet yetkilileri Müslümanlar`dan özür dilemelidir. Müslümanların devletleştirilen vakıf malları geri iade edilmelidir. Beynelmilel hukuk çerçevesinde bu tarihi olaylar uluslararası camiaya taşınmalı ve tescili sağlanmalıdır. 100`cü yıl dönümü vesilesiyle şehitlerimizi rahmetle anıyor, mezalimleri lanetliyoruz´´
Kuşkusuz arabayı sürerken, ileriye bakmak gerekmektedir. Ancak, ara sıra aynadan geriye bakılmazsa, beklenmedik bir ``kazayla´´ karşı karşıya kalınabilir. İşte bu gerçek doğrultusunda geçmişimizde yaşanan gerçekleri bilmek, hatırlamak, yaşananlardan dersler çıkararak gelecek nesillere aktarmak bir sorumluluktur.
Zira; geçmişinden habersiz nesiller geleceklerini doğru şekillendiremez.
Bize yapılanları; Unutmayalım, unutturmayalım&8230;



Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.